Mardin Müzesi arkeologları tarafından Artuklu Üniversitesi yerleşke arazisi içinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan taşların yontma taş devrine ait olduğu ve en az 80 bin yıl tarihi geçmişi olduğu belirtildi. Taş devrinde insanoğlunun savunma amaçlı ve yemek ihtiyacını karşılamak için avcılıkta kullandığı ilk silah olan yontulmuş taşların, dünya tarihine yeniden ışık tutacağı belirtildi. Kazılarda gün ışığına çıkarılan taşlar, Mardin Müzesi'nde, kimsenin girişine izin verilmediği özel odada muhafaza altına alındı. Yetkililer yerleşke alanında ortaya çıkarılan taş devrine ait kalıntıların şu ana kadar ortaya çıkarılan dünyanın en eski yerleşim alanı olduğunu söyledi.

500 BİN YILLIK KALINTILAR BULUNDU

Üniversite yerleşke alanında bulunan Harebe Halele Mevkii'nde yapılan kazılarda ortaya çıkan taş devrine ait kalıntılar ve yontma taşlarla ilgili bilgi veren Mardin Kültür ve Turizm İl Müdürü Davut Beliktay, Mardin'de yapılan arkeolojik kazılar kapsamında üniversite yerleşke alanında M.Ö. 20 bin ile 500 bin yılları dönemine ait taş devrine ait yontma taşlar ve kalıntılar bulunduğunu söyledi. Dünya tarihine ışık tutacak yeni tarihi kalıntılar bulduklarını belirten Beliktay, "Şu ana kadar dünyada yapılan kazılarda en eski çağ olan orta taş çağı bilinen diğer isimleri yontma taş devrine ait kalıntılar Mardin'de ortaya çıkarıldı. Ortaya çıkarılan kalıntılar ve taşlar, bölgenin ne kadar eski olduğunu yani taş devrinde Mardin'de yerleşik bir düzene sahip olduğunu gösteriyor. Bu da Mezopotamya ve Mardin Ovası denizle kaplı iken, Mardin'de yaşamın var olduğunu kanıtlıyor. Bu demektir ki bulunan taşlar ve kalıntıların en az 20 bin ile 500 bin yılları arasında bulunan döneme ait olduğunu gösteriyor. Bu taşın şu anki tarihi geçmişi 80 bin yıl olduğunu tahmin ediyoruz" dedi.

MEZOPOTAMYA OVASI DAHA ÖNCE DENİZDİ

Dünyanın en zengin, en bereketli topraklara sahip Mezopotamya Ovası'nın denizden bin metre yükseklikte bulunan Harebe Halele bölgesinde yapılan kazıların şu an durdurulduğunu belirten Beliktay, özellikle bu taşı gördükten sonra Mardin'in yağış şekilleri incelendikten sonra Mardin Ovası'nda deniz olduğu kesinlik kazandığını belirtti. Ortaya çıkan kalıntılar, bölgenin taş devrine ait bir yer olduğunu, yapılan kazılarda ortaya çıktığını belirten Beliktay, "Burada çakmak taşları yapıldığı ve ticaretin yapıldığı yer olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla insanlar su kenarlarında yaşarken. Yapmış olduğu yaşam alanlarında ve yaptıkları bu taş çalışmalarından anlayabiliriz. Tabii ki bu taşın bulunduğu yerde özellikle yaşam alanlarının olduğu ve bu taşın değeri ve bu taşın hazırlandığı döneme baktığımız zaman 80 bin yıllık geçmişe sahip. Dolayısıyla Mardin'in geçmişi 80 bin yıldan daha eski olduğunu söyleyebiliriz. Bu taş yırtıcı hayvanlardan korunmak, kazı, ağaç kesmek için, hayvan avlamak için o tarihte kullanılıyordu. Taşın tutuş şekli sivri ucundan anlaşılıyor. Bu taş bir fosil ve yontularak bu hale getirilmiştir. Şu anda bulunan yontma taşlar Mardin Müzesi'nde özel bir odada muhafaza altına alındı. Kendilerine özel bir bölüm açtıktan sonra müzede sergilenecek" dedi.

Halk arasında Harabe Halele olarak adlandırılan yerleşim alanı, çeşitli yapılara ait kalıntılar, kuyu ve sarnıçlar ile arkeologların dikkatini çektiğini kaydeden Beliktay, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Kurulunca 3'üncü derece SİT alanı olarak tescil edildiğini, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın konuyla yakından ilgilendiğini anlattı.

DÜNYANIN İLK OYUNCAĞI VE TAPUSU DA MARDİN'DE

Mardin'de 2 ay önce Kızıltepe ve Nusaybin İlçesi'nde yapılan kazılarda bulunan, pişmiş çamurdan yapılmış 7 bin 500 yıl öncesine ait oyuncak araba ve dünyanın ilk tapu senedi olduğu belirtilen 2 bin 800 yıllık çivi yazılı tablet ortaya çıkarıldığını hatırlatan Beliktay, "Mardin'in tarihi geçmişinin yapılan kazılarda bulunan eserlerle gün geçtikçe daha da eskiye gidiyor. Üniversite yerleşkesinde yapılan arkeolojik kazılarda Mardin'de ilkel dönemlerde bile yaşam olduğunu gösteriyor" dedi.