Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Manisa Şubesi üyeleri, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nin önünde bir araya gelerek yaşanan hekim cinayetini kınayan basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Tabip Odası, Diş Hekimleri Odası, Eczacılar Odası ile CHP Merkez İlçe Teşkilatı üyeleri de katılarak destek verdi. Yaşanan hekim cinayetinin Türkiye'nin karanlıklar içerisinde olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini söyleyen SES Manisa Şube Başkanı Serpil Deniz, "Bu cinayet ülkemizdeki şiddet sarmalının bir ürünüdür. Kadın cinayetleri, Pozantı vakası, hapishanelerin gazetecilerle, milletvekilleriyle dolup taşması, iç çatışmalar ve komşu ülkelere müdahale hevesi, muhalif tek bir sese bile tahammül edememe, ağzını açana cop, su, biber gazı bugünkü Türkiye'nin tablosudur. Bugün Türkiye'de şiddet meşru" dedi. Konuşmaların ardından Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi önünde toplanan yaklaşık 50 kişilik grup 'Sağlıkçılar ölüyor hükümet susuyor', 'Bakan istifa' ve 'Zam, zulüm, ölüm, işte AKP' sloganları attı.

SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜNDE KINAMA

Aynı saate Manisa İl Sağlık Müdürlüğü'nün önünde de kınama eylemi düzenlendi. Eyleme tüm hastanelerin başhekimlerinin yanı sıra, sağlık alanındaki sendikaların temsilcileri katıldı. Açıklamayı yapan İl Sağlık Müdürü Dr. Ziya Tay, yaşanan olayı şiddetle kınayarak, "Milletine hizmet etmek adına seçmiş olduğu onurlu hekimlik mesleğini icra eden bir kardeşimizin cahil, sapkın ve karanlık zihniyet tarafından şiddete maruz kalması ne sağlık camiası, ne Türk Milleti ne de vicdan ve akıl sahibi bir kimse tarafından kabul edilir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin en çirkin örneğine şahit olduğumuz bu son olayda fedakar bir sağlık neferimizi kaybetmiş olmamızın izah edilebilir hiçbir yanı yoktur. Sağlık Bakanlığımızın şiddete sıfır tolerans parolasıyla başlattığı ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet girişimlerine yaptırımlar içeren hukuki ve idari tedbirleri hayata geçmiştir. Ancak, burada önemli olan yaptırımlar kadar çağdışı zihniyetlerin insanlıkla bağdaşmayan bu tür girişimlerine karşı toplumun tüm kesimlerinden ses gelmesi, gereken kamuoyunun oluşmasıdır. Bu noktada medyadan, sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm kesimlerine sorumluluk düşmektedir" dedi.