Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, eşi Esra Şimşek ile birlikte Ak Parti İzmir İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Bakan Şimşek, basın mensuplarının sorusu üzerine yeni teşvik sisteminin eski algılarla değerlendirmenin doğru olmadığını, yeni sistemden İzmir’in maksimum düzeyde yararlanacağını öne sürdü. Şimşek, illerin sadece devletin verdiği teşviklerle gelişemeyeceğini belirterek, şöyle konuştu:

“Yeni sistem çok boyutlu. Eskiden olduğu gibi 'üçüncü bölge’ ve 'altıncı bölge’ arasındaki farklar eskisi kadar anlamlı ve çarpıcı değil. İzmir’in katma değer zincirinde yukarda olması lazım. Bilgi ve teknoloji yoğun ürünlerde motor gücü olması gerekir. İzmir’i imalat sanayi üssü olarak görmek lazım. Yeni sistemde en önemli husus stratejik yatırımlar konusudur. Nerede olursa olsun, hangi bölgede olursa olsun stratejik ürün yatırımı yapan beşinci bölge teşviğini alıyor. Türkiye’nin ağırlıklı olarak herhangi bir ürünü İzmir’de üretmeye karar verdiniz. 5. bölge yani en az gelişmiş bölgelerdeki teşvikleri alacaksınız. Stratejik yatırımlarda KDV, gümrük vergi muafiyeti var. Kurumlar vergisi var. Sigorta priminini işveren payını devlet ödüyor. Yatırım yerini bedava tahsis ediyoruz. Faiz desteği var. 5. Bölge en az gelişmiş bölgeler arasında olan bölge hangi teşviği alıyorsa siz bu stratejik yatırımı yapıyorsanız aynı teşviği alıyorsunuz. Organize Sanayi Bölgesine yatırım yaptınız. O zaman bir alt bölgenin teşviğini alıyorunuz. Sanayiyi bir alanda toplamak için bunu yaptık. İzmir, istanbul, Ankara gelişmiş iller de gözetilmiş ama Şırnak, Hakkari, Artvin de gözetilmiştir. Yeni sistemi, eski bilgilerle eski algılarla değerlendirmek doğru olmasa gerek. Yeni teşviklerden İzmir maksimum düzeyde yararalanacaktır. Yeter ki girişimci ve işveren dostu bir yaklaşım içinde hareket edilsin. İllerin başarısı sadece devletin verdiği teşviklerle gelişemez. Sivil toplum kuruluşları, idareciler herkesin yaklaşımı çok önemlidir. Buraya yatırım yapmaya gelen birinin önünü mü açıyorsunuz yoksa engel mi oluşturuyorsunuz? Bunlar çok kritik konulardır. İzmir’in büyük avantajları var. İzmir liman kenti, İzmir dışa açık vizyonu olan bir ilimiz. Bütün uluslar arası çalışmalarda da nasıl konumlandırıldığı ortada. Her türlü desteği verdik vermeye de devam edeceğiz.”

İZMİR’E POZİTİF AYRIMCILIK YAPTIK

Bakan Şimşek, Hükümetin İzmir’e pozitif ayrımcılık yaptığını öne sürerek, şöyle konuştu:

“2002 sonrası döneme baktğımız zaman Hükümet olarak İzmir’e pozitif ayrımcılık yaptığımızı göreceksiniz. Türkiye’nin tüm illerine yapılan yatırımlardan İzmir’in payı neydi nereye geldi. 2002’de bu pay 2.7 idi. İzmir’in payı ciddi şekilde artıysa pozitif ayrımcılık var demektir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne aktarılan bütçe kaynaklarının burada toplanan vergilere oranına bakın. Bu oran İzmir’de İstanbul’un da üzerinde. Altyapı yatırımlarına da baktığınız zaman İzmir’in ciddi şekilde desteklendiğini görürsünüz. 80 yılda İzmir ve çevresine yapılan çift şeritli yollar, duble yollar belli. Biz bunu üçe katladık. 9 yılımız, 80 yıla bedeldir. Ya da daha fazladır. Teşviklerin hem ülkemize hem de İzmir’e hayırlı olacağına inanıyorum. Teşvikler, Cumhuriyet tarihinin yapılmış en büyük vergi indirimidir. Böyle bir vergi indirimi daha önce olmamış. Tehcihimizi tüketimden yana değil yatırımdan üretimden istihdamdan ve ihracattan yana kullanmalıyız. En büyük vergi indirimine gitmişiz.”

TÜRKİYE’NİN GEÇMİŞTE BAZI KARANLIK KISIMLARI KALDI

Maliye Bakanı Şimşek, soru üzerine 12 Eylül davasının görüldüğü günlerde 28 Şubat süreciyle ilgili olarak yapılan eşzamanlı operasyonla ilgili olarak, “Türkiye’nin geçmişte bazı karanlık kısımları kaldı. Aydınlatmaya çalışıyor. Türkiye son yıllarda gerek demokratikleşme gerek hak ve özgürlük anlamında önemli mesafe katetti. Milletin iradesini üstün kılma temasının bir sonucu geldiğimiz bu nokta. Bugünkü operasyonlar yargının aldığı bir karar. O çerçevede değerlendirmek lazım” dedi.

28 ŞUBAT'A DA TARAFIZ

Bakan Şimşek, bir basın mensubunun 28 Şubat davasında da müdahhil olacak mısınız yönündeki sorusunu şöyle yanıtladı:

“Anayasa değişikliğini referanduma götürürken dedik ki bir daha asla Türkiye geçmişte olduğu gibi demokrasinin sekteye uğradığı dönemleri yaşamaz. Buna yönelik bir değişklik getiriyoruz. Bu yönde de tek başımıza bütün muhalefete rağmen bu değişikliği yaptık. O zamanlar bizimle “vatandaşı kandırıyorlar mümkün değil yargılama mümkün değil’ dediler. Görüyorsunuz ki bugün herkes gelip taraf oluyor. O dönemde de söylemlerin hatırlatılmasında fayda görüyorum. Türkiye’nin geçmişte maalesef darbelerden cuntadan mafyadan çeteden çektikleri, zararları çok yüksek boyutta. Türkiye 90’lı, 70’li yıllarda hep geride kaldıysa bu darbelerin milletin iradesi ile bağdaşmayan müdahalelerin etkisi çok büyük olmuştur. Tabi ki 28 Şubat, 12 Eylül gibi bu türden fasılların bir daha yaşanmaması lazım. Bir daha taahhül bile edilememesi için bizim vatandaş olarak millet olarak taraf olmamız lazım. Hükümetimiz adına bir şey söylemiyorum ama genel anlamda Hükümet olarak vatandaş olarak hepimiz tarafız, ileri demokrasinin temel hak ve özgürlüklerin milletin iradesinin en güçlü şekilde hissedilmesi anlamında tarafız.”

Bakan Şimşek, VOB’un İstanbul’a taşınması konusunda ise görüş vermedi ancak İstanbul’u finans merkezi yapmak istediklerini belirterek, “İstanbul hakikaten finans merkezi anlamında büyük bir potansiyele sahip. Biz Hükümet olarak İstanbul’un finans merkezi olmasını için ciddi bir stratejik çalışma içindeyiz. Eylem planımız var. Yakında Meclise İstanbul’un finans merkezi olması anlamında bir tasarı göndereceğiz. Başbakan Yardımcımız Ali Babacan çalışmaları yürütüyor. Şuradaki borsa hangi kurumda daha güçlü olur, bunlar konuşulan ve irdelenen konulardır. İlgili bakan ben değilim. Finans piyasalarının derinleşmesi güçlü bir konuma kavuşması Türkiye açısıcından çok önemlidir. Dünya fonlarını İstanbul’dan yönetilmesi bizim için büyük avantaj. Lüksemburg küçük bir ülkedir ancak kişi başı gelirde yüksek bir ülkedir. Türkiye olarak İstanbul’un konumunu güçlendirme çabası içindeyiz. İstanbul’u daha güçlü şekilde konumlandıracağız” dedi.

ŞU ANDA ÇOCUK YOK

Bakan Şimşek, Ak Parti İzmir İl Başkanlığı’ndan ayrılırken yan binada “palmero’ markasıyla çocuk kıyafetleri satan İsmail Sadi Doğan’ın daveti üzerine mağazaya girdi ve Türk kahvesi içti. Doğan, teşviğin sektörel verilmesini beklediklerini söylerken Bakan Şimşek, yeni sistemi savundu. Bakan Şimşek, basın mensuplarının çocuk kıyafetlerini göstererek, “Çocuk yapmayı düşünüyor musunuz” yönündeki sorusuna “Şu anda birşey yok. Olduğu zaman ilk hediyeyi İzmir’den gönderecekler” dedi.

DOĞRUDAN DEĞİL DOLAYLI ETKİLER ÖNEMLİ

Bakan Şimşek, Suriye’ye yapılan 150 milyon liralık doğrudan yardımın ekonomiye etkisi konusunda ise “Türkiye ekonomisi hakikaten çok sağlam temelle sahip bir ekonomi. 60 yılın en büyük küresel krizinden başarıyla çıktık. Kriz sonrası büyüme ve istihdam yaratmada dünyanın ilk üçünde bir ülke. Dolayısıyla bu ortada. Biz hiçbir şekilde hiçbir komşusuzla sıkıntının yaşanmasını arzulamayız. Suriye’de yapılan zulme kayıtsız kalamayız. Suriye için doğrudan 150 milyon lira harcama yapılmış. Bu yönetilebilir bir rakam. Bu doğrudan olan ama dolaylı etkilere bakmak lazım. İran ile Batı arasındaki gerilimde petrol 10 dolar arttığında bizim cari açığımız artıyor, enflasyon yükseliyor, büyüme düşüyor” dedi.



ED(İÖ/AAA)