18'i tutuklu 118 sanıklı İkinci Ergenekon Davası'nın 162. duruşması tutuksuz sanıklardan emekli Orgeneral Kemal Yavuz'un savunması tamamlandı. Savunmasında sık sık iddianameyi eleştiren Yavuz, "Benim bu davayla alakam yoktur. Suçlamaları kabul etmiyorum demiyorum çünkü iddianamede beni suçlu gösterecek herhangi bir kanıt veya delil yoktur. Bu iddianamede hukuki değildir. Acaba bu iddianamenin görevi ve amacı sırf bir insanı karalamak mıdır? diye soruyorum" dedi. Savcılığın sanal iddiaları gerçek gibi kabul ederek suç üretmekte olduğunu iddia eden Yavuz, "İddianameye göre, davanın sanıklarıyla örgütsel bağlantılı olduğum gösterilmiş ancak bu iddiayı kanıtlayabilecek en ufacık bir kanıt veya delil yoktur" İddianamenin, hukuki ve alt yapısının olmadığını savunan Yavuz, duruşmalardan vareste tutulmasını ve beraatini talep etti.


"PAŞA HAZRETLERİ"


Odatv davası kapsamında tutuklu olan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de söz alarak Kemal Yavuz'a sorularını yöneltti. "Paşa hazretleri" diyerek sözlerine başlayan Küçük'e Yavuz "estağfirullah" diye yanıt verdi. Küçük, Yavuz'a kendisini tanıyıp tanımadığını sordu. Yavuz ise Küçük'ü televizyondan tanıdığını hiçbir yerde rastlaşmadıklarını söyledi.


Küçük, Yavuz'a "Harp Akademileri'nde görevliyken kendisinin kitaplarının kullanıldığını yada kütüphanede bulunup bulunmadığını sordu. Yavuz ise kitaplarının kullanılmadığını ancak kütüphanede bulunup bulunmadığı konusunu bilmediğini ve Yalçın Küçük'ü Harp Akademileri'nde de hiç görmediğini belirtti. Bunun üzerine Küçük, "Beni sadece hapishanelerde görürsünüz" dedi.


"DERİN DEVLET" SORUSU


Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin "Sizde bulunan bir notta 'Derin devlet, özel harp' yazıyor, Türkiye'de derin devlet var mıdır?" diye sordu. Kemal Yavuz ise, "Derin devlet devletin kendisidir. Derin devlet, devlete sahip çıkan askeri ve sivil bürokrasidir. Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak isteyen bürokratlardan ibarettir. Bunun dışında birşey değildir" yaınıtını verdi.


SAVCIDAN DANIŞTAY SALDIRISI SORUSU


Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in Danıştay saldırısının arkasında basit bir çete olduğunu, başörtüsüne karşı yapılanlara bir tepki olduğunu söylemişsiniz" açıklar mısın? diye sordu. Yavuz bu soruya, "Basında duyduğum kadarıyla bir grup insanın fevri hareketi olduğunu mütaala etmişim. Basit bir olay olduğunu ve arkasında herhangi birşey olmadığını söylemiştim. O zaman ki değerlendirmem o yöndeydi" cevabını verdi.


"TECRİTİMİZİN 1. YILDÖNÜMÜ"


Mustafa Balbay ise söz alarak, Kemal Yavuz'a kendisini tanıyıp tanımadığını sordu. Yavuz "Sizinle hiç karşılaşmadım. Cumhuriyet gazetesi'nin Ankara Temsilciliği'nin yerini bile bilmem O şansa sahip olmadım" yanıtını verdi. Balbay, Cumhuriyet gazetesi'nin Ankara Temsilciliği'nin santral telefonunun kendisine aitmiş gibi gösterildiğini ve orayı arayanların kendisiyle ilintili olduğunun iddia edildiğini belirterek, "Kemal Yavuz santralı aramış dahi olsa benimle bağlantılı gösterilecekti" dedi. İddianamade Tuncay Özkan ile bu durum nedeniyle irtibatlı gösterildiğini ifade eden Balbay, "Tuncay Özkan ile 1993 yılına kadar Cumhuriyet Gazetesi'nde beraber çalıştık o tarihten sonra 1999 yılında Ahmet Taner Kışlalı için gazetenin Ankara temsilciğinie taziye ziyaretinde bulundu. Bugün bizim tecritimizin birinci yıldönümü. Son bir yıldır da Tuncay Özkan ile sadece bu salonda görüşüyorum" dedi.


HİLMİOĞLU KONUŞTU


Söz alan İnönü Üniversitesi Eki Rektörü Fatih Hilmioğlu da dünkü duruşmada Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gittiği için bulunamadığını belirterek, "Dün birlikte 8 yıl rektörlük yaptığım arkadaşlarım Ferit Bernay ve Mustafa Yurtkuran savunma yaptı. Onlara sormak istediğim çok soru vardı. Sorularımı sorabilseydim, Jandarma Genel Komutanlığı'ndaki yemeğin örgüt faaliyeti olmadığı daha iyi ortaya çıkardı. Örgüt faaliyeti olsaydı, yemeğe katılan 10 generalden sadece 1'i, 6 rektörden ise 3'ü sanık olmazdı" diye konuştu. Kemal Yavuz'un savunmasının tamamlanmasının ardından avukatı savunma yaptı. Duruşma 1 Mart Perşembe gününe ertelendi.


BALBAY VE ÖZKAN İÇİN ÇAĞRI


Öte yandan kendilerine Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay Gönüllleri adına veren bir grup, Balbay ve Özkan'ın tecrit edilmesinin 1. yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yaparak Taksim'de yapacakları yürüyüşe çağrıda bulundular.


“Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay, 365 gün önce gece yarısı, 50 kişilik gardiyan ordusuyla koğuşları basılarak 'Ankara'dan özel emir geldi, tecrit hücresine konulacaksınız, eğer itiraz ederseniz zor kullanma emri aldık' ifadesiyle henuz inşaatı bitmemiş 2 adıma 3 adımlık tecrit hücresine atılmışlardır. Amaçları onların akıllarını yok etmek, yaşarken öldürmek ve diri diri gömmektir. Bu bile insanlık suçdur.Tarihte 16 Ekim 1946 günü 16 Nazi lideri bu suçtan idam edilmiştir. O gün Almanya'nın yaşadığı faşizmi bugün Türkiye yaşamaktadır" denilen açıklamada 3 Mart cumartesi saat 13.00'te Galatasaray Meydanı'ndan Taksim'e yapılacak yürüyüşe çağrı yapıldı.


CT (MK)