Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Mağara Turizmi Projesi' kapsamında bugüne kadar 50 mağara, her türlü ziyaretçinin girebileceği şekilde düzenlenerek turizme açıldı. Bu mağaraların 31'ini herkes gezebilirken, 12'sine ekipmanlı ziyaretçiler rehber eşliğinde, 7'sine de sadece ekipmanlı profesyonel ziyaretçiler girebiliyor. Türkiye'de turizme açılan en fazla mağara ise Antalya'da bulunuyor. Mağara oluşumu bakımından oldukça zengin olan Antalya'da bugüne kadar saptanan 500 mağaradan sadece 7'si turizme açıldı. Bunlardan, Damlataş, Dim, Karain, Yalan Dünya ve Zeytintaşı Mağarası'na her türlü ziyaretçi girebilirken, Yerköprü Mağarası'na özel ekipmanlarla, Altınbeşik Mağarası'na ise sadece profesyonel mağaracılar girebiliyor. Akdeniz'de bulunan turizme açık diğer mağaralardan Zindan Mağarası Isparta'da, İnsuyu Mağarası ise Burdur'da yer alıyor.

TURİZME AÇILAN İLK MAĞARA

Alanya'da deniz kıyısında bulunan Damlataş Mağarası, Türkiye'nin turizme açılan ilk mağarası olarak biliniyor. 1948 yılında vapur iskelesi inşaatında kullanılmak üzere taş ocağı açılırken dinamit ateşlenmesi sonucu bulunan mağara, binlerce sarkıt ve dikitle dikkati çekiyor. 30 metre uzunluğunda ve 200 metrekarelik alanı kaplayan mağaradaki sarkıt ve dikitlerin M.Ö. 20- 15 bin yılları arasında meydana geldiği sanılıyor. Mağaranın astıma iyi gelen dört vasfı olduğu belirlenirken, Alanya'ya tedavi için gelen hastaların öncelikle bir doktordan mağaraya girmesinde bir sakınca olmadığına dair rapor alarak, mağaranın ilgili memuruna başvurması gerekiyor. Mağarayı yılda ortalama 250 bin yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.

TARİHİ YAŞAM ALANI

Alanya'nın Kestel Beldesi'ndeki Dim Mağarası'nın işletmesi, 24 Ekim 2002 tarihinde Uluslararası Turizme Açık Mağaralar Birliği’nin üyeliğine kabul edildi. Türkiye’de özel teşebbüs tarafından turizme açılıp işletilen ilk mağara olan Dim Mağara'nın toplam uzunluğu 410 metre. Yatay ve yarı kuru sınıfında olan mağaranın 360 metrelik bölümü ziyarete açık. Mağara, içindeki sarkıt, dikit, sütun ve duvar oluşumlarıyla oldukça zengin bir yapıya sahip.

İNSAN YAŞAMIŞ EN BÜYÜK MAĞARA

Türkiye'nin en büyük doğal mağaraları arasında yer alan Karain Mağarası, Antalya- Burdur Karayolu'nun 13'üncü kilometresinde bulunuyor. Yılda ortalama 10 bin kişinin ziyaret ettiği mağaranın, 1946 yılından beri yapılan kazılarda, bölgenin günümüzden 50 bin yıl önce de yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varıldı. Türkiye'nin içinde insan yaşamış en büyük mağarası olan Karain Mağarası'nda, Paleolitik'ten, geç Roma dönemine kadar görülen yerleşim izleri ile Anadolu arkeolojik çalışmalarında önemli bir boşluğu dolduruyor.

ALTINBEŞİK MAĞARASI

Türkiye'nin en güzel mağaralarından olan Altınbeşik Mağarası, dünyanın 3'üncü, Türkiye'nin ise bilinen en büyük yer altı gölüne sahip. Uzunluğu, araştırılabilen kısmı ve kollarıyla birlikte 2 bin 200 metreyi bulan mağaranın girişinde 125 metre uzunluğunda ve 15 metre derinliğinde bir göl bulunuyor. Gölün sonunda 44 metre yüksekliğinde tüm salonu kaplayan dikeye yakın diklikte traverten yer alıyor. Mağara, kış ve ilkbaharda çok büyük su boşalımları olduğu için ancak yaz ve sonbahar aylarında girişe uygun oluyor.

Gazipaşa İlçesi'ne bağlı Beyrebucak Köyü sınırları içerisinde bulunan ve 450 metre uzunluğundaki Yalan Dünya Mağarası Osmanlı döneminde 'Sirkat Deliği' olarak biliniyor. 3- 4 kilometre uzunluğu olduğu tahmin edilen mağaranın turizme kazandırılması için çalışmalar sürüyor.

Serik İlçesi'nde, Zeytintaş Tepe'de yapılan ocak çalışması sırasında bulunan 3 salonlu, sarkıt ve dikitlerle bezeli Zeytintaşı Mağarası'nın ise turizme kazandırılması için çalışmalar sürüyor.

Antalya ile Konya'nın Hadim İlçesi sınırı yakınlarındaki Yerköprü Mağarası da 500 metre uzunluğu doğal görünümü ile dikkati çekiyor.

TURİZME AÇILACAK MAĞARALARA AVRUPA MODELİ

Türkiye Mağaracılık Federasyonu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Selçuk Canbek, Çevre ve Orman Bakanlığı ile başlattıkları ortak çalışma ile mağaraların doğru yöntemlerle ziyarete açılmasının sağlanacağını söyledi. Mağaraların bilinçsiz olarak turizme açılması halinde biyolojik çeşitliliğe zarar verildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Canbek, turizme açılan mağaralarda ziyaretçiler için bilinçsizce yapılan yol ve aydınlatmaların, uzun vadede içme suyuna zarar verdiğini, insan sağlığını da olumsuz etkilediğini söyledi.

Kışın yapılan ziyaretlerde mağaralardaki yarasaların uyandığını ve telef olduğuna dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Canbek, bu şekilde doğal dengenin bozulduğunu belirtti. Mağaraların öncelikle arkeologlar tarafından incelendikten sonra turizme açılması gerektiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Canbek, "Turizme açılacak mağaralar için Avrupa'da uygulanan bir sistemi Türkiye'de de uygulayacağız. Turizme açılan mağaralara yol hattı döşenmeden, ekipmanlı ziyaretçilerin rehber eşliğinde, kontrollü ve küçük gruplar halinde girmesi sağlanacak. Böylece turizm potansiyeli artırılabilir" diye konuştu.