Mayıs ayında Lübnanlı 11 Şii hacı İran dönüşünde Türkiye sınırına yakın bir bölgede kaçırıldı. Kaçırma eylemini adı bugüne kadar duyulmamış iki ayrı örgüt üstlendi.

AKP hükümetinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hacıların Türkiye’de olduğunu açıklayınca Lübnan hükümeti temsilcilerini, rehineleri geri götürmek üzere özel bir uçakla Türkiye’ye yolladı. Lübnan’da sevinç gösterileri düzenlendi. Ancak daha sonra Davutoğlu’nun açıklaması tekzip edildi.

Arap basını ortada bir tuhaflık olduğunu yazarken, Lübnan’da resmi açıklama, ortada bir yanlış anlama olduğu bunun da açıklamalar Arapçadan-Türkçeye çevrilirken yapılan bir hatadan kaynaklandığı şeklindeydi. Ancak Davutoğlu’nun sözlerini Türkçede okuyanlar açısından ortada bir çeviri hatası olmadığı açık.

CIA emretti, kaçırma işini Türkiye tezgahladı
Dirki, sürece dair çelişkileri ve politik denklemi tarif ettikten sonra AKP’nin başını ağrıtacak şu iddiayı gündeme getirdi: “Lübnan’da bir kaynağa göre, Hizbullah yüksek rütbeli bir askeri kadrosunu eğitimine devam etmesi için gizlice İran’a yolladı. Eğitimini tamamladı ve istihbarat onu geri göndermeye karar verdi. Bu da elbette gizlice olacaktı. Bunun için de çoğu yaşlılardan ve kadınlardan oluştuğu için bu hacı kafilesi seçildi. Böylece o da yaşlı birinin refakatçisi olacaktı.”

“Öyle görünüyor ki CIA Hizbullah’ın elemanının bu grupla döndüğünü biliyordu ve Türkiye’den onu tutuklamasını istedi. Bu misyonun Lübnan ve Türkiye arasında diplomatik sorunlara yol açmadan yerine getirilmesinin en iyi yolu grubu Suriye’de kaçırmaktı ve yaşanan da buydu.”

Dirki’nin dile getirdiği bu çok konuşulacak iddialar karşısında AKP iktidarının ve sürecin birinci dereceden sorumlularından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ne açıklama yapacağı merak konusu. sendika.org