Türkiye Dağcılık Federasyonu Basın Kurulu üyesi ve aynı zamanda Muş Dağcılık Doğa Sporları Arama Kurtarma Kulübü Başkanı olan Mehmet Çağlayan, depremden 32 saat sonra enkazdan kurtardığı Mesut Ozan Yılmaz'a söz verdiği gibi yarım kalan okeyi oynadı. İlk buluşmada birbirlerine sıkıca sarılan Çağlayan ve Yılmaz, sohbet edip depremde yaşananları konuştu.

Erciş'teki Camikebir Mahallesi'ndeki Lokaller Mevkii'nde enkaz altında kalan Mesut Ozan Yılmaz depremden 32 saat sonra sağ çıkarıldı. Kendisini kurtarmak için büyük çaba harcayan Mehmet Çağlayan ile Özel Harekat Daire Başkanlığı Deprem Arama Kurtarma biriminde görevli ve aynı zamanda dağcılık antrenörü olan Tarık Karsan ile o gün saatlerce enkazda sohbet etti. Kahveye deprem olan günde oynanan Fenerbahçe- Samsunspor maçını izlemek için gittiğini söyleyen Mesut Ozan Yılmaz, maç saatine kadar arkadaşları ile okey oynarken deprem olduğunu belirtti. Deprem anında sadece masanın altına saklandığını hatırladığını belirten Mesut Ozan Yılmaz, kendisini kurtarmaya gelen ve adının Mehmet olduğunu öğrendiği kişiye ilk olarak Fenerbahçe- Samsun maçının sonucunu sordu. Mesut'un koyu bir Fenerbahçeli olduğunu öğrenen Mehmet Çağlayan, maçın 0-0 berabere bitmesine rağmen Fenerbahçe'nin 3-0 kazandığını söylemişti. Bu haber üzerine Yılmaz, "Bu haber bana ilaç gibi geldi. Teşekkür ederim Mehmet ağabeyi. Ama çift okeyim vardı. Tam okey atacakken deprem oldu. Okeyi atamadım" dedi. Bunun üzerine Mehmet Çağlayan, Yılmaz'a, "Sana söz veriyorum. Buradan seni çıkaralım yarım kalan okeyi tamamlayacağız" dedi. Yılmaz ile sohbet eden Mehmet Çağlayan ve Tarık Karsan bir taraftan da kazı çalışmalarını sürdürüp Mesut Ozan Yılmaz'a ulaşmaya çalıştı. 4 katlı binanın ikinci katında tam 32 saat bekleyen Yılmaz sağ kurtarıldı.

BİRBİRLERİNİ FACEBOOKTAN BULDULAR 

Depremin üzerinden yaklaşık 4 ay geçtikten sonra Mehmet Çağlayan sosyal paylaşım sitesi olan Facebook üzerinden Mesut Ozan Yılmaz'a ulaştı. İki kişi daha sonra birbirlerine cep telefon numaralarını vererek bir süre görüşmeye başladı. Mehmet Çağlayan, Yılmaz'a enkaz altında kendisine verdiği sözü yerine getirmek istediğini belirterek buluşmak istediğini söyledi. Mehmet Çağlayan, dershane için Ankara'ya giden Yılmaz ile buluştu. Birbirlerine sıkıca sarılan ikili önce bir lokantada yemek yiyip daha sonra yarım kalan okey oynadı. Kendisini kurtaran Mehmet Çağlayan ve polis memuru Tarık Karsan'ı hayatı boyunca unutmayacağını söyleyen Mesut Ozan Yılmaz, şöyle dedi:

"Deprem günü kahveye Fenerbahçe'nin maçını izlemeye gitmiştim. Vakit geçsin diye okey oynamaya başlamıştık ki deprem oldu. Masanın altına girdiğimi hatırlıyorum. Ortalık mahşer yeri gibiydi. Yanımda tanımadığım bir kişi daha vardı. Hayatta kalmamız tamamen bir şans. Yerimiz çok dardı. Bu nedenle yanımdaki ile itişiyor, konuşuyorduk. Çevremiz cesetle doluydu. Kafamızı sırayla cesedin üzerine koyup dinleniyorduk. 32 saat az bir süre değil. Kurtarma ekiplerinin sesini duyunca sevinmiştim. Bir elin gezindiğini gördüm. O sırada eli tutup yardım istedim. Elini tuttuğum ve adının sonradan Mehmet olduğunu öğrendiğim ağabeyimle sohbet etmeye başladık. Ona ilk olarak Fener'in maçı sordum. 'Maçı 3-0 Fener kazandı' dediğinde çok sevinmiştim. Elimde okey taşı vardı. Muhabbet olsun diye Mehmet abiye 'tam okey atacaktım. Deprem oldu' diye espri yaptım. O da bu okeyi benimle oynayıp tamamlayacağına söz verdi. Şimdi o sözü yerine getirdi. Tek amacım tıp fakültesinde okumak. Bu nedenle ailemi Erciş'te bırakıp Ankara'ya geldim ve bir misafirhaneye yerleştim. Gittiğim dershanede, hedefime ulaşmak için derslerime çok çalışıyorum."

"ARTIK ONUN AĞABEYİYİM"

Enkaz altından sağ olarak çıkardıkları 13 kişiden biri olan Mesut Ozan Yılmaz'la buluşmaktan mutlu olduğunu anlatan Mehmet Çağlayan, "Allah, böyle bir acıyı bir daha göstermesin" dedi. Depremden kısa bir süre sonra ekip olarak büyük hasar gören Erciş'e gittiklerini belirten Çağlayan, "Lokaller bölgesinde bir cesedi polis memuru Tarık'la çıkarmaya çalışırken enkaz altında biri elimi tuttu. Korkmuştum. Sonra ses dinlemek için her şeyi kapattırdım. Elimi tutan kişi ile konuşmaya başladık. O gün Erciş'teydik, şimdi Ankara'dayız. İkisi kız olmak üzere 3 kardeşmiş. Ben de onun ağabeyi oldum. Çok zeki bir çocuk. Tıp Fakültesini kazanacağına inanıyorum" dedi.



Tİ(KS/İD)