Kent merkezindeki Dokuzkavaklar Mahallesi’nde bulunan tek odalı ahşap evde 53 yaşındaki babaannesi Vahide Eriş ile yaşayan Sema Nur Bahadır’ın dramı 2004 yılında henüz 2 aylıkken geçirdikleri trafik kazasında annesini kaybetmesiyle başladı. Sağlık ocağında kızı Sema Nur’a aşı yaptırıp evine dönmek için yola çıkan 23 yaşındaki Türkan Bahadır, Zeybek Kavşağı’nda yolun karşısına geçmek isterken kucağındaki küçük kızıyla bir otomobilin altında kaldı.

Kaza sonrası hastaneye kaldırılan genç anne 8 ay komada kaldı, ancak yaşam savaşını kaybetti. Aynı kazada ağır yaralanan Sema Nur ise, bir hafta komada kaldı, hayata tutundu ve bir süre sonra da taburcu oldu.

BABA TERK ETTİ

Eşinin ölümünden sonra baba 31 yaşındaki Osman Bahadır, başka bir evlilik yaptı ve Denizli’den Aydın’ın Söke İlçesi’ne göç etti. Yıllar önce kocasını kaybeden ve kızlık soyadını alan babaanne Vahide Eriş, oğlunun yanına almadığı torunu Sema Nur’a sahip çıktı. 9 Eylül 2004 doğumlu olan küçük Sema Nur, 2007 yılında babası tarafından nüfusa geçirildi. Hiçbir geliriyle sosyal güvencesi olmayan babaanne Vahide Eriş, Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nın üç ayda bir verdiği 200 TL fakirlik maaşı ve komşularının yardımıyla hem annelik hem de babalık yaptığı torunu yokluk içinde büyüttü.

OYUNCAK DEĞİL OKUMAK İSTİYOR

Nüfusa geç kayıt ettirilmesi nedeniyle 5 yaşında görünen talihsiz Sema Nur iki yıldır okul kapısından dönüyor. Geçen Ağustos ayında babaannesiyle gittiği Cafer Sadık Abalıoğlu İlköğretim Okulu’na kayıt yaptırmak isteyen ve ilk oyuncağını DHA muhabirinden alan küçük kıza, “Kimlikteki yaşın küçük, kayıt yapamayız” dendi. Babaannesinin öğrettiği kadarıyla yazılar yazıp, resimler yapmaya çalışan ve okuyup doktor olmak istediğini dile getiren küçük kız, “Benim oyuncağım hiç olmadı ve olmasını da istemiyorum. Ben sadece okula gitmek istiyorum. Ne olur büyüklerim yardımcı olsun. Sadece okumak istiyorum, başka da hiçbir isteğim yok” dedi.

TORUNUNUN ORTADA KALMASINI İSTEMİYOR

Hasta olduğunu belirten babaanne Vahide Eriş, ayrılmak istemediği için torununu yetiştirme yurduna vermediğini ifade etti. Babaanne Eriş, “Torunumun babası sadece kimlikte kızını üzerine yazdırdı. Sema Nur ile ilgilenemiyor, Söke’de devamlı bir işi yok. Başka biriyle evlendi, ondan da çocuğu oldu. Biz tek odalı ahşap evde yaşıyoruz. Evin çatısı her yağmurda akıyor. Aylık 150 TL kira ödüyorum. Doktorlar beynimde ur olduğunu söylüyor, hastayım. Torunumla kimi zaman aç kaldık, ona mama alamadığım günler oldu. Onu sevgiyle büyüttüm. Şimdi okumak istiyor. Yaşadığımız bunca acılara göğüs gerdim. Ama onun okul sevdasına bir şey yapamamak beni kahrediyor. Yeşil kartım var. Hiçbir gelirim, sosyal güvencem yok. Üç ayda bir aldığım 200 TL maaşla geçiniyorum. Komşularım yemek veriyor, bazen elektrik su paramı ödüyorlar. Şimdi oturduğumuz ev satıldı. Ortada kalmaktan da korkuyoruz. Ölmeden önce torunumu okula giderken görmek en büyük arzum” diye konuştu.



FI(İÖ/AAA)