İsmail Koncuk, Bursa'da Necatibey Kız Meslek Lisesi'nde düzenlediği basın toplantısında Toplu İş Sözleşmesi Süreci ve gündem ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çalışma hayatında çok ciddi sorunlar olduğunu anlatan Koncuk, istihdam güvencesinin dahi tartışılır hale geldiğini kaydetti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in de zaman zaman 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Köhne olduğunu", 2012 model yapmayı istediklerini dile getirdiğini söyleyen Koncuk, şöyle dedi:

"657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun köhne bir kanun olduğuna inanmıyoruz. Kanunda belki revize edilmesi gereken kamu çalışanlarının hakları ile ilgili bir takım hususlar var. Bunları güncellemesi gerekebilir. Ama 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun mantık olarak bugün kamusal hayatı dizayn eden kamu çalışanlarına sıkıntı vermeyen bir kanun. Verdiği haklar anlaşılıyor ki ülkeyi yöneten siyasetçileri rahatsız ediyor. Hangi haklar? Kamu çalışanlarının iş güvencesine sahip olması. Bunu şöyle okumak lazım. Kamuda iş güvencesine sahip kamu çalışanı ile yeteri kadar baskı oluşturamıyorlar. Onun için iş güvencesi ellerinden alınıp, tamamen siyasi müdahalelere açık bir yeni model istihdam şekli ortaya konmak isteniyor. Bu bir maceradır. Hükümetin böyle bir maceraya girmesini Türkiye Kamu-Sen olarak asla tasvip etmiyoruz, onaylamıyoruz, tavsiye de etmiyoruz. 2 milyon 600 bin kamu çalışanının böyle bir hak gaspına seyirci kalması, 'Amin' demesi hiç kimse tarafından beklenmemelidir." 

"KİMSE SESSİZ KALMAMIZI BEKLEMESİN"

Kamu çalışanlarının en önemli kazanımı olan iş güvencesinin ellerinden alınmasını öngören tasarının ortaya konması durumunda kimse sessiz kalmalarını beklememesi gerektiğini söyleyen Koncuk, kamu çalışanlarının iş güvencesinden ellerin çekilmesi çağrısında bulundu.

TBMM Alt Komisyonu'nda görüşülen 4 bin 688 Sayılı Kamu Görevlileri ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun görüşüldüğünü hatırlatan Koncuk, şöyle devam etti:

"Biz İLO standartlarında, evrensel ölçülerde bir Sendika Kanunu istiyoruz. Adam gibi bir toplu sözleşme düzeni oluşturulmasını istiyoruz. O masayı sadece hükümetin arzusunun cevap bulacağı, bir masa şeklinde dizayn etmek bir anlamda toplu sözleşme masasını hükümet bakımından dikensiz gül bahçesi çevirme anlayışı ise kamu çalışanlarının beklentilerine toplu sözleşmeden cevap bulma ihtimalini zora sokacaktır."

ARINÇ’IN AÇIKLAMASINA SUÇ DUYURUSU

Koncuk, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç'ın Bursa'da bir konfederasyon temsilciliği ziyaretinde, Anayasa referandumuna "Evet" diyen bir konfederasyonunun talepleriyle o kanunu çıkarttıklarını anlatırken, "Diğerleri ‘hayır’ dediği için onları sendika kanunu talepleri mümkün değildir. Hakları da yoktur' dediğini savundu. Koncuk, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını ve çeşitli şikayetlerinin de olduğunu anımsattı. İnsanların siyasi tercihlerini de Anayasa referandumunda kullanacağı oyun rengini de hür iradeleri ile belirleyeceklerini belirten Koncuk, şöyle devam etti:

"İnsanın bu iradeye ipotek koyma anlamında, saygı duymama gibi bir beyanda bulunmaları mümkün değil. Aynı zamanda Anayasal suçtur. Bülent Arınç'ın bu ifadeleri kendisine yakışmayan ifadelerdir. Başbakan da bunları kabul edilemez buldu. Başbakan'ın o açıklaması bir anlamda gönlümüze su serpmiş oldu. Bülent Arınç gibi düşünmediğini görmek önemli bir gelişmedir diye düşünüyorum. İnşallah bundan sonra hiçbir siyasetçi Bülent Arınç gibi böyle akıl dışı, izan dışı ve vicdani, hukuki olmayan açıklamalar yapmaz. Yaparsa her zeminde platformda dile getiririz. Bunu söylediğine pişman ederiz. Kimsenin böyle sorumsuz beyanlardan bulunma hakkı yok. Hangi mevki, makamda olursa olsun." 



ST(FK/İD)