“Askeri casusluk ve şantaj" soruşturması kapsamında emekli Albay İbrahim Sezer’in telefon konuşmalarına ilişkin dökümlerde, aslında konuşulmamış konuların dökümlerinin yer aldığı belirlendi. Emniyet tarafından hazırlanan telefon konuşmalarının dökümlerinde, şüpheli İbrahim Sezer’in 14 Temmuz 2010 tarihli bir telefon konuşmasında, ‘Rus ajanı olduğu gerekçesiyle sınır dışı edildiği öğrenilen "Vika" kod adlı Leyla Tanrıverdiyeva isimli kadından bahsettiği dökümlerde yer aldı. Şüpheli Sezer’e emniyet sorgusunda söz konusu döküme ilişkin sorular yöneltildi. Ancak Sezer, dökümlerdeki görüşmeyi kabul etmedi. Bunun üzerine savcılık söz konusu görüşmeyi incelemeye aldı. İnceleme sonucunda Sezer’in görüşmesinde olmayan konuşmaların dökümlere eklendiği tespit edildi. Dökümleri hazırlayan polis memurları Haşim Gülal ve Sezai Akgün hakkında “görevi kötüye kullanmak“ suçlamasıyla dava açıldı.


SANIK İKİ POLİS VE MÜŞTEKİ ALBAY SEZER KATILDI


Polislerin 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava bugün İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuksuz sanıklar Organize Şuçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli komiser Haşim Gülal ve polis memuru Sezai Akgün’ün katıldığı duruşmada, müşteki emekli Albay İbrahim Sezer de hazır bulundu.


KOMİSER GÜLAL: “KASTEN YAPILMIŞ BİR İŞ YOK"


Duruşmada savunma yapan sanık Haşim Gülal, olay tarihinde iletişim tespiti ile görevli grup amiri olarak çalıştığını, telefon dinlemelerinin çözülüp yazılmasından sonra bunların kontrolü ve tutanağa bağlanması işlemlerini yapmakla görevli olduğunu belirtti. Yapılan hatanın durum fark edilir edilmez düzeltme tutanağı yapılarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bilgilendirildiğini ifade eden Gülal, “Kasten yapılmış bir iş yoktur. Yapılan hatadan müşteki vekilinin şikayeti ve Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sorulması üzerine bilgimiz olmuştur. Beraatimi istiyorum" dedi.


POLİS MEMURU AKGÜN: YENİDEN DİNLEDİĞİMDE HATAMI FARKETTİM


Olay sırasında İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Bürosu’nda Teknik Takip ve İzleme Büro Amirliği’nde yapılan dinlemelerin çözümünde görevli polis memuru olduğunu ifade eden sanık Sezai Akgün, “Yapılan dinlemelerin çözümünü ben yaptım. Bulunduğumuz büroda en az 10 personel aynı anda çalışır. Ben arkadaşlarımla birlikte çözüm işini yaparken ‘Vika’ ismi çok sıklıkla geçiyordu. Soruşturması yapılan dosyada sanıklar arasında ‘Vika’ kod adlı birisi vardı. Bu isme önem verdiğimiz için bu isme takıldım ve çözüm yapılırken sehven tutanağa bu şekilde geçtim" dedi. Durumdan savcılık tarafından haberdar edilip yeniden kaydı dinlediğinde hatasını fark ettiğini belirten Akgün, gerekli düzeltmeyi yapıp doğrusunu savcılığa bildirdiğini söyledi. Akgün, beraatini talep etti.


E. ALBAY SEZER: SEHVEN DEĞİL KASTEN YAPILDI


Duruşmada söz alan Müşteki Deniz Albay İbrahim Sezer, sanıklardan şikayetçi olduğunu ifade ederek, yapılan işlemlerin sehven değil, kasıtlı yapıldığını söyledi. Sezer, "Türk adaletini özellikle yanıltmışlardır. Ben bir Albayım. Benim ‘Vika’ adlı fuhuş çetesi ile bir bağlantım yok. Beni kasten oraya eklediler. Benim gibi 56 Türk subayının da hayatına etki etti bu durum. Bu olaylardan sonra itibar yönünden zedelendim. Bu organizasyon ile hiçbir bağlantım olmamasına rağmen davaya konu tutanakta ‘Vika’ ismini benim konuşmamda varmış gibi geçirterek, beni bu soruşturmaya dahil ettiler" dedi.


ORGANİZE ŞUBE MÜDÜRÜ NAZMİ ARDIÇ TANIK OLARAK DİNLENİLECEK


Sanıkların ve müştekilerin dinlenmesinin ardından kararlarını açıklayan mahkeme, olay tarihinde telefon dinlemesi ve çözüm işiyle görevli İbrahim Sezer’in konu olduğu soruşturmaya bakan bütün polis memurlarının isim listesini istenilmesini karar verdi. Mahkeme ayrıca, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli Şube Müdürü Nazmi Ardıç’ın tanık olarak dinlenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.


(BB)