İzmir Körfezi’nde hizmet verecek karbon kompozit maddeden yapılacak ve 117 milyon Euro’ya malolacak katamaran tipi 15 yolcu gemisinin alım sözleşmesi, Üçkuyular İskelesi’nde yapılan törenle imzalandı. Törene CHP İzmir milletvekilleri Hülya Güven ve Mustafa Moroğlu, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şube Başkanı Geza Dologh da katıldı.

Türkiye’de yaygın şekilde üretim yapılan çelik ve alüminyum malzeme yerine daha dayanıklı ancak pahalı karbon kompozit gemi alım kararı nedeniyle eleştirilere uğrayan  Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, konuşmasında sert açıklamalar yaptı. Kocaoğlu, daha önce Hollanda’da gördükleri ve Körfez’i temizlemesi için yapım ihalesine çıktıkları tarama gemisi ve römorkör için Hollanda firmasını kastedilerek "Adrese teslim" iddialarında bulunulduğunu ancak ihaleyi Çiğli Ata Sanayi’nde sahibi de mühendis olan bir firmanın kazındığını ve Temmuz’da teslim edeceğini söyledi.

BASKI ALTINDA TUTULDUK

Körfez gemisi alımıyla ilgili ise çelik ve alüminyum gemi üreten lobi ve belli meslek grupları tarafından bombardımana uğradıklarını belirten Kocaoğlu, "Körfez'de bu gemiler olmaz", "Adrese teslim" iddialarında bulunulduğu için ilk ihaleyi iptal etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Kocaoğlu, şunları söyledi:

"İhaleyi iptal ettirmek isteyenler muradına nail oldu. Ama geçici olarak. Alüminyum yapılması konusunda çok büyük baskı altında tutulduk. Ama biz bilimi, aklı rehber almışız. Bütün raporlar bize bunu gösterdi. Yetkililer ve teknik arkadaşlarla 3 saat toplantı yaptık. Bu kadar sansasyon olduğuna göre bir yerde hata yapıp yapmadığımızı değerlendirdik. Sonunda tamamen içi boş bir propaganda ve sansasyonel durumla karşı karşıya olduğumuza karar verdik. Tekrar ihaleye çıktık. En uygun fiyatı 27 yıldır bu sektörde çalışan Özata firması verdi. Geminin hammaddesi dünyada 9 ülkede üretiliyor. Bunlardan birisi Türkiye’dir. Öte yandan diğer makine ve ekipmanlar kim alırsa alsın dünyada zaten belli firmalardan satın alınıyor. İşçilik tamamen yerli işçilik olacak. Bunun yanında tersane ve gemicilik sektörü bu ihaleyle birlikte yeni bir boyuta gelecek. Zaten devamlı ilerleyen Türkiye tersaneciliği karbon kompozit gemiye geçmekle çıtayı iyice ileriye yükseltecek."

Bu gemilerle ilgili, "Efendim ne gerek var. Bu gemileri niye alıyorsunuz? Alın çelik-alüminyum gidip gelin" diyenlerin olduğunu belirten Kocaoğlu, karbon kompozit gemilerin ömrünün 2 kat daha fazla olduğunu, bakım ve onarımının ise daha ucuz olduğunu söyledi. Adrese teslim ihale yapmadıklarının ihaleyi yerli bir tersanenin almasıyla gün yüzüne çıktığını belirten Kocaoğlu, "Ne gerek vardı bu kadar sansasyona? Kime faydası oldu? Ne faydanız oldu? Sadece gemilerin alımını 6-8 ay geciktirdiniz. Bu zararınız oldu" dedi.

ZAMAN KAYBEDİYORUZ AMA DOĞRUSUNU YAPIYORUZ

Aziz Kocaoğlu, konuşmasının ikinci yarısında ise bu kez gündemdeki konularla ilgili sert açıklamalar yaptı. İsim vermeden özellikle Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a eleştirilerde bulundu. Son günlerde "İzmir’de istemezükçüler var. İzmir projelerini engelliyorlar" diye yine eski tencere kaynatılmaya başlandığına dikkat çeken Aziz Kocaoğlu, kenti kalkındırmak, İzmirliler'in yaşam standartını yükseltmek için rutin hizmetlerin dışına çıkan bir belediye başkanı olduğunu söyledi.

Kocaoğlu, 'istemezükçü' olarak kendisinin gösterildiğini söyleyerek, "Bu belediye başkanı istemezükçü. Evet bazı konularda arkadaşlar, çeşitli grupları, insanlar konuyu eksik bildiğinden dolayı, doğru dürüst getiri ve götürüsünü teraziye koyup değerlendirmediği için bazı konular İzmir’de zor geçiriliyor. Ama 81 vilayette İzmir’de demokrasi var. 81 vilayette İzmir’de katılımcı yönetim anlayışı var. 81 vilayette İzmir’de 'Ben yaptım oldu' yok. Hep bilikte yapıyoruz Bunun da zorlukları var. Ama başarıyoruz, başaracağız. Zaman kaybediyoruz ama en doğrusunu en güzelini yapıyoruz" dedi.

"NİYE ROL ÇALMAYA ÇALIŞIYORSUN"

Kocaoğlu, ülke değerlerinin amacı dışında kullanılmasına, israf edilmesine, kamusal alanların yok edilmesine karşı olduklarını söyledi. Kamusal alanların arttırılmasından yana olduklarını, şehircilik anlayışlarında kamusal alanlar üzerine proje yaparak yürümek değil projeye ihtiyaç olan alanları kamulaştırmak olduğunu söyledi.

Bugüne kadar 700 milyon TL’lik kamulaştırma yaptıklarını belirten Kocaoğlu, şöyle devam etti:

"Belediye hizmet alanının ticarete dönüştürüp satmak yok. 'Alsancak Stadı’nı yıkalım Alışveriş Merkezi (AVM) yapalım' yok. Alsancak Stadı konusunda herkes bir şeyler söylüyor. Örnekköy Stadı yerini eski bakan ve TFF başkanıyla birlikte belirlemiştik. Bu dönem stadı yapmaya talip oldum. Yaptıktan sonra devretmeyi önerdim. Ya da birlikte yapabileceğimizi Spor Bakanı Kılıç’a söyledim. Şimdi bir yetkilimiz stadı yapması için insan aradığını söylüyor. 'Sporu seven, baş harfleri şu bu olan arkadaşım yapsın' diyor. Ama zaten biz Örnekköy Stadı'nı yapmaya seçimden önce, 1.5 senedir talibiz. Daha niye adam arıyorsun? Daha niye rol çalmaya çalışıyorsun? Anlamakta zorluk çekiyorum. 'Biz yapalım' diyoruz. Parası pulu hasabı yapıldı."

KARŞIYAKA’DA KAMUYA TERK ALANA RANT UYARISI

Aziz Kocaoğlu, birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesi gerektiğini belirterek, İzmir’de yapılacak projeleri, 'şöyle- böyle' diye engelleyerek, sakız gibi çiğneyerek, projeyi doğmadan öldürmeye çalışarak ülke ve İzmir’in kalkınamayacağını söyledi. Bunu kim yapıyorsa, niye yapıyorsa, geciktirmenin engellemenin kimseye faydası olmadığını belirten Kocaoğlu, "Kim sağlıklı proje yaparsa yapsın yanındayız. Ama istismara, sürdürülemeyecek işe karşıyız. Kamu alanlarının yitirilmesine karşıyız. Aşırı yoğunluk artışlarıyla rant sağlanmasına karşıyız. Tabii ki insanlar arazilerinden rant sağlayacaktır. Bundan doğalı olamaz. Ama 'Üç ay önce alayım üç sonra imarını yapayım. Gideyim Karşıyaka’da 100 dönüm spor alanını, kamuya terk edilmiş alan alayım, stat, lokanta, avm otel yapacağım' diye plan isteyeyim. Bu ranttır. Bu, kenti yaşanmaz hale getirir" dedi.

İzmir’den tüm Türkiye’ye belediyeciliği ve belediyecilik anlayışını haykırmak istediğine dikkat çeken Kocaoğlu, "Bizim belediyecilik anlayışımızda istemezükçülük yok. Ama belediyelik anlayışımızda kamunun malını peşkeş çekmek yok. Herkes böyle bilsin. Her türlü proje üretimine açığız ama dayatmaya da karşıyız" dedi.

TARAMA GEMİSİ REKABETİNE GÖNDERME

Kocaoğlu satın alınacak gemilerin 13’ünün 18 NAT, 2'sinin 30 NAT hızında olacağını söyledi. İki geminin orta ve dış körfezde kullanılacağını, modern, hızlı ve konforlu bir filo oluşturacaklarını belirten Kocaoğlu, Körfez’in temizleneceğini, marinalar ve iskeleler yapılacağını da belirtti. Yolcu vapuru ve yük gemileri dışında Körfez’de gemi görülmemesini, İzmirliler'in küstürülmesinden kaynaklandığını belirten Kocaoğlu, "Koskoca körfezi foseptik çukuru olarak kullanırsanız tabii ki küser" dedi. Körfez’in temizlenmesi için çalışmaların hızla devam ettiğini, 6 yıldır Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsüyle koordineli çalıştıklarını belirten Kocaoğlu, bilimsel temizlenme ile ilgili araştırma yaptıklarını söyledi. Bundan önce 1838 yılında yılınlda yapılan araştırma sonucu Gediz nehri yatağının değiştirildiğini belirten Kocaoğlu, "Sonunda bir avan proje hazırladık. Sirkülasyon sağlanması, kanal açılması, liman yolunun derinleştirilmesi, çamurların çıkartılması öngörüldü. Bunun için TCDD ile ortak ÇED raporu ihalesine çıktık. Öte yandan da çamuru çıkaracak kazıcı ve römorkör ihalesini yaptık. Temmuz da alacağız. Ulaştırma Bakanlığı’da 2 gün önce yaptırdığı tarama gemisini hizmete soktu" dedi.

ATASEVER: TÜRK TERSANELERİNE ÖRNEK OLACAK

ÖZATA Tersanecilik Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Atasever de imzası atılan projenin, Türkiye’nin tüm kıyı şehirleri için çok önemli bir örnek teşkil edeceğini söyledi. Atasever, şunları söyledi:

"Modern, hızlı ve kullanışlı olmanın yanısıra, son derece düşük yakıt tüketimleri ile hem çevreci hem düşük işletim maliyetlerine sahip olan bu gemilerin gövde malzemesine ve inşa tekniğine baktığımızda, Türk gemi inşa sanayinin geleceğinde önemli bir pay alacak yeni bir segmentin öncüleri olacağına inanıyoruz. Gemi inşaatında kullanılan çelik ve alüminyum malzemelerin büyük bir çoğunluğu yurtdışından tedarik edilmektedir. Buna karşın, Türkiye’de üretilebilen ve aslında stratejik öneme de sahip olduğunu söyleyebileceğimiz karbon elyafından imal edilecek yeni gemilerimiz, çelik ve alüminyum gibi malzemelere fikren bağımlılığımızı azaltan, çözümlere yeni bir alternatif sunan bir yolun başlangıcı olacaklardır. Bu sebeple projenin, ülkemizde, karbon gövdeli konstrüksiyonlara bir alışkanlık yaratacağını, hatta belki bu proje sayesinde üniversitelerimizin, gemi inşa mühendislerinin eğitimlerinde kompozit malzemeye daha fazla süre ayıracaklarını düşünüyoruz. Ülkemizin dışa bağımlılığının en önemli bölümünü, maalesef, petrol ürünü yakıtların oluşturduğu hepimizin malumudur. Gemilerimizin yakıt masrafları, diğer alternatif malzemelerden imal edilmiş gemilere göre son derece düşüktür. Bu açıdan bakıldığında, projenin teknik detayları belirlenirken, her konunun hassasiyetle düşünülüp sorunlara akılcı bir çalışma süreci ile çözüm bulunulduğunu anlaşılmaktadır. Gemilerin inşaatlarının Türkiye’de gerçekleşecek olması ve bizim de mümkün olduğunca Türk menşeili ürünleri kullanma niyet ve hedefimiz, yan sanayimizin de projemize katkısını arttıracak, bu sayede projenin katma değerinin mümkün olduğunca Türkiye’de yaratılması gerçekleştirilecektir. Ayrıca bu sözleşme diğer Türk tersanelerine örnek olacaktır. Bu gövde ana malzemesinin Türkiye’de üretiliyor olması ve bu tür malzeme ile üretim yapabilen Avrupa ülkelerine göre ülkemiz tersanelerinin fiyat avantajı sağlıyor olmaları, Türk tersanelerinin de dünyadaki pazar paylarını büyütecektir. Bu projede yaklaşık 200 Türk mühendisi 300 işçi çalışacak. İzmir’de önemli istihdam olanağı yaratılacak."

Konuşmaların ardından Kocaoğlu ve Atasever, alım sözleşmesini imzaladı.

GEMİLERİN ÖZELLİKLERİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin körfez ulaşımında kullanacağı yeni gemiler, hafif özgül malzeme (karbon kompozit) ile üretilerek yüksek hızda yakıt tasarrufu sağlayabilecek katamaran gövde tipinde olacak ve böylece işletme verimliliği sağlanarak yakıt gibi maliyetler azaltılacak. Katamaran gövde tipi, yüksek ve konforlu manevra kabiliyeti ile yolcu salonlarının ferahlığı, konforu ve iniş-biniş kolaylığı sağlaması gibi ergonomik kriterleri ile de öne çıkıyor. Gemilerde kullanılacak karbon kompozit malzeme ise bir çok üstün özelliği ile dikkat çekiyor. Kendini kanıtlamış son teknoloji malzeme olan karbon kompozit, ağırlığa bağlı olarak yakıt sarfiyatını düşürüyor, bakım-tutum-onarım masraflarını azaltıyor ve gemilerin kullanım ömrünü uzatıyor. Karbon kompozit malzemede ayrıca metal yapı materyallerinde olduğu gibi korozyon oluşmuyor, ses ve ısı izolasyonu yüksek oranda sağlanabiliyor ve karbondioksit salınımı yakıt tüketimine bağlı olarak daha az gerçekleşiyor. Hammaddesi Türkiye’de üretilen karbon kompozit imalatı, bu özellikleriyle çelik ve alüminyuma göre daha avantajlı olacak. Yeni gemilerde bu malzemenin kullanılması, sektördeki yerli üretimin de desteklenmesini sağlayacak. Yeni gemilerin, özellikle çevreci ve engelli dostu olması, yolcu konfor ve güvenliğinin en üst düzeyde tutulması ve işletme-bakım-onarım maliyetleri ile yakıt sarfiyatının düşük olması planlandı. Gemiler, günümüzün en ileri teknolojisi kullanılarak üretilecek. Gemi yapım malzemesi olarak karbon kompozit kullanımı ve ses izolasyonunda mükemmelliyetin çok yüksek tutulması ile yeni gemiler, mevcut gemilere göre daha 'sessiz' çalışacak.

Gemilerde internet erişimi ve TV yayını da bulunacak. Gemilerdeki koltukların ergonomisi ve konforu ile uçak koltuğu rahatlığı sunulacak. Egzoz gazı emisyonu minimum düzeyde olacak. Engelli vatandaşlar da gemilerden rahatça faydalanabilecek. İskeleler, alınacak yeni gemilere göre yeniden yapılandırılarak modernize edilecek.



UB(İÖ/SS)