Olaydan sonra gözaltına alınıp, sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen ve savcılıkta serbest bırakılan Abdurrezzak Demir ise suçlamaları reddedip, "O bize şiddet uyguluyordu. Sırtımda hala morluklar var. Bakın elim kırık. Çocuklarımı satmaya çalışıyordu. Onları kurtarmaya çalıştım" diye kendini savundu.

CİNNET ANI

4 çocuk annesi Fatma Çelik, dün öğle saatlerinde merkez Seyhan İlçesi D-400 karayolu üzerindeki Celal Bayar Köprülü Kavşağı'nda pet şişe içindeki benzini üzerine döküp, polislerin ikna çabasına rağmen elindeki çakmağı çakarak, kendini ateşe verdi. Alevler içinde kalan Fatma Çelik'i polisler yere yatırıp, montunu üzerine kapatarak söndürdü. Bu sırada bir polis de yoldan geçen otomobilden aldığı yangın söndürme tüpünü, Fatma Çelik'in üzerine sıktı. Sağ omuzu, yüzü ve saçları yanın Fatma Çelik, ambulansla Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada tedavi gören Fatma Çelik, aynı akşam taburcu edilip, bir yakınının evine gitti.

Olayı soruşturan polis, şiddet uyguladığı öne sürülen bisiklet tamircisi Abdurrezzak Demir'i gözaltına alıp savcılığa sevk etti. İfadesinden sonra salıverildi.

EVDEN UZAKLAŞTIRILDI, 6 DAVA AÇILDI

Fatma Çelik'in ayrı yaşadığı Abdurrezzak Demir hakkında Adana Adliyesi'ne bir çok kez şikayet dilekçesi verdiği, asliye ceza ve sulh ceza mahkemelerinde mala zarar verme, tehdit ve hakaret suçlarından 6 ayrı dava açıldığı ortaya çıktı.

Şiddet gördüğünü söyleyen Fatma Çelik'in şikayeti üzerine 5'inci Aile Mahkemesi'nin geçen 28 Ağustos'tan itibaren Abdurrezzak Demir'e 3 ay süreyle evden uzaklaştırma cezası verildi. Fatma Çelik'e de polis koruması sağlandı. Nikahsız eşinin sürekli alkol aldığını, çocuklarına ve evine bakmadığını, kendisini dövdüğünü iddia eden Fatma Çelik, evden uzaklaştırma cezasının geçen 28 Kasım'da sona ermesinin hemen ardından tekrar dilekçeyle başvurup, aynı cezanın devam ettirilmesini ve kendisine koruma verilmesini istedi. Bu başvuru üzerine savcılık evrakı polise havale edip, bir kadın polisin koruma olarak görevlendirilmesi talimatını verirken, açılan davalar da devam ediyor.

ÖFKE VE ÇARESİZLİK DUYGUSUYLA KENDİNİ YAKTI

Bir temizlik şirketinde çalışan ve dünkü yanıklar nedeniyle bu sabah tek başına hastaneye gidip pansuman yaptıran Fatma Çelik, savcılığın koruma verilmesi kararına rağmen 14 geçtiği halde koruma verilmediğini söyledi. Fatma Çelik, kendini yakarak hayatına son verme eylemine neden olan süreci DHA'ya anlattı.

Kaçarak evlendiği, 3 yıldır da ayrı yaşadığı Abdurrezzak Demir'in çalıştığı işyerlerine gelip kavga çıkardığını, bu olaylardan sonra ya kovulduğunu, ya da işten ayrılmak zorunda kaldığını belirten Fatma Çelik, Tepebağ Mahallesi'nde yaşlı kadının bakımı karşılığında kira ödemeden bir evde oturduğunu, buraya da geçen pazar eşinin alkollü halde gelip, kapıyı kırdığını, küfür ve hakaretler yağdırdığını, rezalet çıkardığını öne sürdü.

Bunun üzerine hemen 155'i aradığını ve polisten yardım istediğini kaydeden Çelik şunları söyledi:

"Komşular gelip, Abdurrezzak'ı uzaklaştırdı. Polis ekibi, geldiğinde ben olayı anlattım, şikayetçi oldum. İfade vermem için karakola davet ettiler. Bu sırada bakımını üstlendiğim yaşlı kadının kızı, evden çıkmamı istedi. Pazartesi günü yağmur altında saatlerce kiralık ev aradım, bulamadım. Dün de ifade vermek için 5 Ocak Şehit Veli Ataşçı Polis Merkezi'ne gittim. Burada ifademi alan polis, alaycı, inanmayan bir tavır takındı. 'Şahidin var mı' dedi. Ben de evimin adliyenin karşısındaki sokakta olduğunu, adliyedeki polislerin her şeyi gördüğünü söyledim. Polisin tavrına çok sinirlenmiştim. Karakoldan çıktım, yakındaki akaryakıt istasyonundan pet şişede su alıp, içtim. Çaresizlik ve öfke içindeydim. Pompacıya 1 lira uzatıp, elimdeki boş şişeye benzin doldurmasını istedim. Pompacı açıkta benzin satışının yasak olduğunu söylemesine rağmen, yalvardım. 'Sobayı yakmak için kullanacağım' dedim. Razı oldu, benzini verdi."

POLİSİ ARAMIŞ, KENDİNİ YAKACAĞINI İHBAR ETMİŞ

"Köprüye yaklaştığımda karakolda ifademi alan polisi cep telefonundan aradım, benzin aldığımı, köprüde kendimi yakacağımı söyledim. Polis, 'Kurban olayım abla, yapma. Gel karakola çözeriz sıkıntını' dedi. Cevap vermedim. Telefonu kapattım. Israrla peş peşe aradılar, telefonu açmadım. Köprüye çıktığımda da 155'i aradım, onlara da aynı şekilde kendimi yakacağımı söyledim. Telefondaki polis, beni sakinleştirmeye çalışırken, kapattım. Cinnet halindeydim. Üzerime benzini döktüm, beklemeye başladım. Yoldan bir polis arabası geçiyordu. Benim için geldiklerini sandım. Oysa değilmiş. Elimdeki çakmağı görüp, şüphelenmişler. Durup, 'Hayırdır abla' diye sordular. O an panikledim. Sesimi duyurmak istiyordum. O anda ürperdim. Bir anda çakmağı çaktım. Sadece kendim için değil, benim gibi aynı durumda olan kadınlar için kendimi yaktım.

Bundan sonra tek isteğim, o adamın benden uzak durması, başımı sokacak bir ev ve çocuklarımın yanımda olması. Para, pul istemiyorum. Çalışırım, kazanırım. Çocuklarıma da para yardımında bulunmasınlar. Verilirse, babaları gelip, ellerinden alır."

SUÇLANAN KOCA: O BİZE ŞİDDET UYGULUYORDU

Nikahsız eşinin kendini yakmasının ardından yakalanan ve geceyi polis merkezinde geçiren Abdurrezzak Demir, sorgusunun ardından adliye sevk edildi. Polislerin arasında karakoldan çıkan Abdurrezzak Demir, gazetecilerin sorusu üzerine sargılı sol elini gösterip, "Ben eşime şiddet uygulamadım. Aksine o bize şiddet uyguluyordu. Sırtımda hala morluklar var. Bakın elim kırık. Çocuklarımı satmaya çalışıyordu. Ben onları kurtarmaya çalıştım" diye kendini savundu.

3 ÇOCUK BABALARINI DESTEKLEDİ

Abdurrezzak Demir'in tutulduğu karakolun önüne çocukları 20 yaşında Umut Demir, 17 yaşındaki Z.Demir, 15 yaşında C. Demir geldi. Çift arasında yaşananların ardından babalarıyla birlikte kalmaya başlayan çocuklar, huzursuzluğu çıkaran tarafın anneleri Fatma Demir olduğunu öne sürdü.

DHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Umut Demir, babasının şiddet uygulamadığını savunup, "Annem bize ve babama sözlü şiddet, baskı uyguluyordu. Bu şiddetten o kadar yorulduk ki, karakola birkaç defa şikayet dilekçesi verdik. Annem, beni, iki kız kardeşimi ve babamı evden kovdu. Şikayetler üzerine yaşı küçük olan kardeşlerimi yurda aldılar. Onları birkaç gün sonra alıp, kiraladığımız evde birlikte kalmaya başladık. Annem bize evden hiçbir eşya vermedi. Annemin akli dengesi yerinde değil" diye konuştu.

Z. Demir de annesinin baskısıyla babasından şiddet gördüğü iddiasıyla şikayette bulunduğunu, babasının bu nedenle daha önce tutuklandığını ve 2 ay cezaevinde yattığını anlattı.