Kızılay'ın Adana Seyhan Oteli'nde düzenlenen bölge toplantısına, Adana Vali Yardımcısı Durmuş Gencer, Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar ile Adana, Mersin, Niğde, Kahramanmaraş, Aksaray, Hatay, Kilis ve Osmaniye'den Türk Kızılayı personeli katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Türk Kızılayı Adana Şube Başkanı Ramazan Saygılı, bir süre önce kırılan Türkiye kan verme rekoru ve faaliyetler hakkında bilgiler verdi. Genel Başkan Lütfi Akar da, kanın bir seferlik bir ihtiyaç değil günübirlik bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye'deki güvenli kan temini ve kan merkezleri açılması yetkisinin 2005'de Türk Kızılayı'na verildiğini hatırlatan Akar, "2005 yılında 300 bin civarında olan kan bağışı sayımız, bugün 1 milyon 500 bine ulaşmıştır. Bu çok önemli bir artıştır. 5 kat bir artış söz konusundur, böyle bir artış dünyada yoktur. Şu anda yüzde 81'ler civarında olan Türk Kızılayı'nın kan karşılama oranı, 2014 yılında yüzde 100'e ulaşacaktır" diye konuştu.

PLAZMA FRAKSİNASYON FABRİKASI KURUYORUZ

Kan ürünleri imalatı konusunda da çalışmaları olduğunu kaydeden Akar, şöyle konuştu:

"Kan ürünleri imalatı ile alakalı Sağlık Bakanlığı ile bir çalışma başlattık. Sağlık Bakanlığı, Türk Kızılayı ve özel sektörün iş birliğiyle plazma fraksinasyon fabrikası kuruyoruz. Türk Kızılayı da bu fabrikanın kurucu ortağı niteliğinde tüm plazmasını veren taraf olarak işin içen giriyor. Bu plazmadan kan ürünleri, kan ilaçları yapılır. Biz bunları şu anda Avrupa veya Amerika'dan ithal ediyoruz. Yılda milyarlarca dolar dövizimiz yurt dışına gidiyor. Bu plazma fraksinasyonu faaliyeti başlayınca artık dışarıdan döviz vererek almış olduğumuz bu ilaçları kendi bünyemizde kurduğumuz fabrikada üretmeye başlayacağız."

TÜRK KIZILAYI HER ZAMAN DOĞRUSUNU YAPTI

Türk Kızılayı'nın çok geniş bir durumda hizmet vermediğini ve faaliyetlerinin kanla sınırlı olmadığını anlatan Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Afet konusu da en az kan kadar önemli bir konudur. Biliyorsunuz Türkiye'nin veya dünyanın neresinde olursa olsun herhangi bir yerde afet olduğu zaman, Türk Kızılayı gitmektedir. Maalesef çok sayıda insanımızın canına mal olan ve yaralarını hala sarmaya çalıştığımız Van depremi. Türk Kızılayı hemen bütün imkanlarını, milletinin imkanlarını da toplayarak Van'a şefkat elini uzatmıştır. Van depreminde ilk zamanlar devletimiz ve Türk Kızılayı hakkında eleştiriler oldu. Biz bunlara itiraz ettik ve televizyonlara çıkarak cevaplarını verdik. Çünkü doğrusunu yapıyorduk, doğrusunu yapmaya devam ettik. Türk Kızılayı her zaman doğrusunu yaptı. Van'a 30 bin TIR yardım malzemesi gitti. Hani Türk insanı birbirine düşman olmuşu. Hani doğudaki batıya, batıdaki doğuya kötü bakıyordu. 30 bin TIR nerden gitti, kim götürdü. Bu halk götürdü hiç düşmanlık hiç bir garez gütmeden. Türk Kızılayı'nın koordinasyonunda oldu bitti bu işler. Bütün çadır, battaniye, lojistik stoklarımızı tek orada devletimize ve milletimize laf gelmesin diye Van'a yığdık. Bir an geldi Türkiye'de bir tek çadırımız kalmadı Pakistan Kızılayı'ndan yardım istedik. Allah muhtaç etmesin böyle acılar göstermesin ama böyle bir hadise olduğu zaman Türk Kızılayı bunun iki buçuk misliyle hazır. Çünkü çadır stoklarımız 120 bine çıktı."

Konuşmaların ardından bölge toplantısı, basına kapalı olarak devam etti.


SÜ(OA/AAA) (FOTOĞRAF)