PKK'nın şehir yapılanması KCK soruşturması kapsamında tutuklanan Şırnak Belediye Başkanı BDP'li Ramazan Uysal'ın da aralarında bulunduğu 41'i tutuklu 68 kişinin yargılanmasına bugün Diyarbakır 6'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmayı BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, BDP Grup Başkanvekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da izledi.

'90'LI YILLARDA ŞIRNAK CUMHURİYETİ VARDI' 

Duruşmaya verilen arada adliye önünde gazetecilere açıklamalarda bulunan Kışanak, şunları söyledi:

"90'lı yıllarda Şırnak'ta bir Şırnak Cumhuriyeti vardı. JİTEM'in ilan ettiği bu Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti devletinin hiç bir kanununu kabul etmez ve bu kanunlar burada geçerli değildi. Orada Levent Ersöz'ün sözü geçer, JİTEM'in sözü geçer, jandarma komutanının sözü geçer, onun dışında da hiç bir söz geçmez diyorlardı. Şimdi 2010'lu yıllardayız. Güya ileri demokrasi var ama, Şırnak'ta demokrasi yine askıya alınmış. Şırnak'ın, şu anda Milletvekili Hasip Kaplan dışında hiçbir seçilmişi görevinin başında değil. AK Parti'nin zulmü, AK Parti'nin siyasi kararları doğrultusunda faliyet yürüten yargı ve polis mekanizması şu anda Şırnak'ta JİTEM Cumhuriyeti gibi bir Cumhuriyet oluşturmaya calışıyor. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin eksik bulduğumuz, değiştirmek istediğimiz yasaları bile orada geçerli değildir. Demokratik siyaseti yürüten kurumlarımız şahsında bütün bir Şırnak halkı teslim alınmak isteniyor. Bütün Şırnak halkı tutsak edilmek isteniyor. Şırnak halkı bütün olumsuzluklara rağmen demokratik mücadelesini sürdürüyor."

'SERBEST BIRAKILSINLAR'

Kışanak, arkadaşlarının Türkiye demokrasisine, barışa, çözüme çok önemli bir katkı yaptıklarına inandıklarını, kendilerinin de halk ile birlikte bu mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. Yargının da bu gerçekleri görüp bütün arkadaşlarını serbest bırakmalarını umduklarını belirten Kışanak, "Gerçekten Şırnak'ta şu anda demokrasi askıya alınmıştır. Tüm seçilmişler tutukludur. Bu duruma derhal son verilmesi gerekiyor. Halkın seçtiği, halkın iradesini temsil eden kişilerin görevlerinin başında olması gerekiyor" dedi.

'TÜRKÇE KONUŞUCAKSIN DEMEK ZULÜMDÜR'

Gültan Kaşınak, mahkemelerde yaşanan Kürtçe savunma krizlerini de değerlendiriken, şöyle dedi:

"Nufüsunun tamamının Kürtçe konuştuğu, büyük bir kısmının asimilasyon politikalarına rağmen Türkçe'yi yeterince öğrenmediği bir kentte, o kentte politika yürüten, o kentte halka hizmet üreten, o kentin seçilmişlerine 'Türkçe konuşmak zorundasın' demek, zulümdür. Genel olarak bu ülkede ana dil konusunda yasakçı tutum, baskıcı tutum gerçekten kabul edilebilir bir durum değildir. Ama özel olarak da Şırnak için ızdırap verici bir durumdur. Şırnaklı bir belediye başkanına, Şırnaklı bir politikacıya Türkçe konuşmak zorundasın demek hakarettir. Zulümün, vicdansızlığın en alasıdır. Bugün burada yine bu mahkemeye, 'Kürtçe konuştuklarını zannettiğimiz bir dilde konuşacaklarını anladığımız sanıkların' diye başlayan bir cümle kuruyor yargı başındaki kişi. Ve sırf Kürtçe gerçeği ile yüzleşmemek için sanıklara kimlik tespiti aşamasında 'bu okuduğum kimlik bilgileri doğru mu değil mi' diye bir soru yöneltmiyor. Çünkü soruyu yöneltiğinde cevabının Kürtçe geleceğini bildiği için soru sormadan kendi evraklerındaki kimlik bilgisi kayıtlarını okuyarak geçen bir yargılama yapılıyor içeride. Kürtçe'den böylesine korkuluyor. Bir dilden niye bu kadar korkuluyabiliyor, niye bir dille yüzleşmekten böylesine kaçılabilir. Kürt halkının ana dili Kürtçe'dir. Kürtçe'yi de hayatın her alanında kullanma hakkına sahiptir. Hiç kimse, hiç bir yargı hiç bir yasa kuralı bunu engellemeye gücü yetmez. Çünkü bu doğuştan kaynaklanan bir haktır. Sonuna kadar bu hakkımızı kullanmaya ve bu hak üzerindeki baskının ortadan kaldırılmasına yönelik mücadelemize devam edeceğiz. Umarım ve diliyorum ki bu mahkeme Kürtçe savunma konusunda şimdiye kadar yaşanan krizleri aşmak yönünde bir tutum alır. Umuyorum ve diliyorum ki Kürtçe gerçeğini kabul eder ve bir süreç başlar. Bu ülkede çözüme doğru giden bir adım atmış oluruz."



FB,BB(GG/COŞ)