Kılıçdaroğlu, "Bu Türkiye, AKP'nin Türkiye'sidir. Halkın gerçek Türkiye'si bu değildir. Geleceğinden kaygı duyan, 'geçinemiyoruz, toplum sözleşme yapamıyoruz, özgürce konuşamıyoruz' diyen halkın gerçek Türkiye'si. İki Türkiye arasında 180 derece fark var. Masalların ülkesi Türkiye'de AKP ve yandaşları yaşıyor. Onlar, Karun gibi zengin oldular, köşeyi döndüler, lüks araçlarla geziyor, konuşanı susturuyorlar; bunu da görev biliyorlar" diye konuştu.


"BU KADAR AĞIR ZAMMI MİLLETİN OMUZLARINA NASIL YÜKLÜYORSUNUZ?"

Kılıçdaroğlu, elektriğe ve doğalgaza, okulların açıldığı sırada zam yapıldığına dikkat çekerek bu zamların, ahlakla ve şerefle bağdaştıramadığını söyledi. Kılıçdaroğlu "Bir Allah'ın kulu çıkıp 'bu zamlar ahlakidir' desin. Dünyada doğalgaz fiyatları düşüyor, biz yüzde 33 zam yapıyoruz. Bunun vebali vardır, millete sorumluluğunuz var. Bu kadar ağır zammı milletin omuzlarına nasıl yüklüyorsunuz? Öyle anlaşılıyor ki; kendileri yediler, yandaşlarına yedirdiler, herkesin karnı doydu, iyice palazlandılar, kara delik gibi yutuyorlar, fatura da millete çıkarılıyor. Millet, bunun farkına varsın" dedi.


DENİZ FENERİ DAVASI

Deniz Feneri davasına değinen Kılıçdaroğlu "Bu savcılar yargılanıyorlar, 'Sen niçin Deniz Feneri soygununu soruşturuyorsun' diye. Bir savcı, 'Önümüzdeki duruşmada 11 kişiyi tanık olarak istiyorum, burada ifade versinler.' Bu kişilerin gelip tanık olarak ifade vermesi lazım. Bunların içinde bir köstebeğimiz var, meşhur, Beşir Atalay, Adalet Bakanı var. Madem savunma hakkı kutsalsa, savunma durumunda olan kişinin gösterdiği tanıkların, tanıklık yapması lazım. Gelirlerse pek çok gerçeği öğreneceğiz. Ama sanmasınlar ki tanıklık yapmayıp, kurtulacaklar. Söz veriyorum, onlardan hesabını sormazsak biz namerdiz" dedi.


"SEN NE ANLARSIN ORTAK İRADEDEN"

Başbakan Erdoğan'ı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Şimdi kalkıp ortak iradeden, ulusallıktan söz ediyorlar. Sen kim, ortak irade kim. Sen ne anlarsın ortak iradeden. Kendi iradeni, milletin ortak iradesi sanıyorsun. Egon bu kadar şişmiş senin, o egon senin başına bela zaten. Önce ondan kurtulacaksın. İnsanımızın kanının Ortadoğu çöllerinde dökülmesini istemiyoruz. Bedel ödemek istemiyoruz. Suriye konusunda mektup gönderdik, bunu da kabul etmediler. Şimdi, 'Niye bize destek vermiyorsunuz' diyorlar. Bu ülkeyi savaşa götürecek hiçbir belgenin altına, hiçbir CHP'li, ülkesini seven hiçbir kişi imza atmaz. Bütün çabalarımızı, yolu yöntemi gösterdik, şöyle davran, yanlış davranıyorsun dedik, anlatamadık, 'Ben biliyorum, doğru yapıyorum' diye konuştu.


CEMİL ÇİÇEK'E SORU

Yabancı bir ülkenin askerlerinin, Türkiye'de konuşlanmasının yolunun parlamento kararına bağlı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Parlamento böyle bir karar almadı. O zaman bunun adı vatana ihanettir ve hesabı sorulacaktır. Eğer bizim arkadaşlarımız Apaydın Kampı'na gitmeseydi, orada Özgür Suriye Ordusu'nun konuşlandığını Türkiye öğrenemeyecekti. Silahlı eğitim görüyorlar, Suriye'ye gidip çarpışıp tekrar dönüyorlar. Yabancı gazetelere, televizyonlara röportaj veriyorlar. Biz gidiyoruz 'İçeriye giremezsin' diyorlar. Cemil Çiçek'e bir daha soruyorum: TBMM'nin milletvekillerinin giremediği bu kampın hebasını sen sordun mu?"


"ŞAM FATİHİ OLACAK"

Tezkereye 'hayır' diyerek doğru bir karar verdiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Neymiş efendim, tezkereyi çıkarıp, beyefendi Şam fatihi olacak. İyi de Şam fatihi olacaksan önce şu çocuklarını bir askere gönder bakalım. Çocuklarını göndermeyeceksin, AKP milletvekillerinin çocukları da gitmeyecekler, onları iyi yerlere göndereceksiniz, bu milletin fakir fukara çocuklarını alacaksın, 'Hadi bakalım cepheye.' Neden? Beyefendi Şam fatihi olacakmış. Kusura bakma ama bu kafayla gidersen olsa olsa sen Şam babası olursun" dedi.