İstanbul Teknik Üniversitesi Yüksek Mühendisleri Birliği Derneği'nde ( İTÜ Evi ) düzenlenen konferansa katılan Kılıçdaroğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu: "Bize güzel bir miras bırakıldı. O bırakılan mirası aldık ilerilere taşıdık. Çok partili rejimi getirdik, yargı bağımsızlığını, medya özgürlüğünü, özel yaşamın gizliliğini. Bunların hepsi önemli kazanımlardır. Geldiğimiz noktada bu önemli kazanımların tek tek elimizden kaydığını görüyoruz. O zaman dönüp kendimize şu soruyu soracağız: Biz çocuklarımıza, babalarımızın bize bıraktıp geliştirin, daha iyiye götürün dediği bir Türkiye’yi mi bırakacağız yoksa onların ve bizim kazanımlarımızın elimizden alındığı bir Türkiye mi bırakacağız? Rüyalarımızdan uyanmalıyız, gerçekleri görmeliyiz, o gerçeklerle yola çıkmayız" diye konuştu.

Türkiye'de sağlıklı bir demokrasinin olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Post-modern bir dikta rejiminin olduğunu söyledi. CHP lideri Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti: "Bakın şimdi kendi kendimize soruyoruz; Otokrasi miyiz biz, polis devletimiyiz, yargıçlar devleti miyiz, neyiz biz? Bu soruları tartışıyoruz. Oysa normalde tartışılmayacak gerçek şu: Türkiye'de sağlıklı bir demokrasinin olmadığı, Türkiye'de demokratik bir devletin olmadığı, hukukun üstünlüğünün büyük ölçüde yara aldığıdır. O zaman otokratik devlet değiliz, polis devleti değiliz, yargıçlar devleti değiliz. Peki biz ne devletiyiz? Bunun adına şunu söyledik: Post-modern bir dikta rejimi ile karşı karşıyayız. Baktığınız zaman şeklen her şey var. Yargı bağımsızlığı mı?, yazıyor yasalarda. Medya özgürlüğü mü?, o da var zaten yasalarda. Güçler ayrılığı ilkesi de var Anayasa'da. Ancak gerçeğe baktığımızda bunlar Türkiye'de sağlıklı çalışıyor mu ? Hayır, hiçbirisi çalışmıyor. O zaman bu demokrasi anlayışını bir şekliyle bizim sorgulamamız gerekir. Bizim arzu ettiğimiz; insan haklarına dayalı, insan haklarını koruyan, yargı bağımsızlığı olan, güçler ayrılığı ilkesinin sağlıklı çalıştığı bir demokrasi var mı ülkemizde?"

"DEMOKRASİ KALİTESİNİ ÖLÇMEK İÇİN İKİ SORU SORMAK YETERLİ"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de demokrasinin kalitesini ölçmek için iki soru sormanın yeterli olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu: "Bunlardan birinci: 'Acaba ben, Recep Tayyip Erdoğan hakkında olumsuz bir şey söylersem başıma bir şey gelir mi ?' Bu kaygıyı taşıyorsak ülkede demokrasi yoktur. İkinci sorusu şu: 'Acaba benim telefonlarım dinleniyor mu?' Eğer bu kaygıya da taşıyorsak, demokrasiden söz edemeyiz. Bu demokrasi çocuklarımıza bırakacağımız demokrasi değildir" dedi.

"BASİRETSİZ BİR BAŞBAKAN, ÖNGÖRÜSÜZ BİR BAŞBAKAN"

Başbakan'ın Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda kendisi için "Kılıçdaroğlu, artık mercek altındasın. Adım adım aldoğın nefes bile, bu ülkede takip ediliyor" dediğini söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, son dönemde yaşananların 1980 darbesinde yaşananlardan daha vahim bir hal aldığını iddia etti. Kılıçdaroğlu: "10 gün önce ve bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda, ülkenin iyi yönetilmediğini görüyoruz. Basiretsiz bir Başbakan, öngörüsüz bir Başbakan görüyoruz. Yüzde 49 oy alacaksınız ve ülkeyi Cumhuriyet tarihinin en kötü yönetimiyle karşı karşıya bırakacaksınız. Kimin ne yaptığı belli değil. Olayların arasında kaybolan, olayları koordine edemeyen bir Başbakan ile karşı karşıyayız, sesi soluğu çıkmıyor. Gerçi rahatsızlığı var, kendisine acil şifalar diliyoruz. İnşallah bir an evvel sağlığına kavuşur ve görevinin başına dönmüş olur" diye konuştu.

"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİ KALDIRALIM"

Özel yetkili mahkemelerin demokrasi ayıbı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu: "Devletin kurumlarını tetikçiliğine alıştırırsan, tetikçi olarak kullanırsan, bir gün o namluların kime döneceği belli olmaz. Yapılan o. Herkese, her kişiye, hatta birbirlerine dönerler bu namlular bir gün. Yargısıyla, güvenlik kurumlarıyla illegalite batağına saplanmış, gayri meşru hale getirilmiş bir devleti sonsuza kadar ayakta tutamazsınız. Devleti gayri meşru konuma getiriyorlar. Biz özel yetkili mahkemelere karşıyız. Özel yetkili mahkemelerle hukukun üstünlüğü sağlanamaz. Onlar birer operasyon mahkemeleridir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hayatının en büyük hatasını yapmak üzere. CHP olarak açıkça söylüyoruz: Özel yetkili mahkemeleri gelin kaldıralım. Bu rezalete Türkiye'de son verelim" dedi.

"BUNUN ADI HUKUKU KATLETMEKTİR"

Son günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul eden MİT Müşteşarı Hakan Fidan'ın savcılık tarafından ifadeye çağrılması sonrası MİT Yasası'nda yapılacak değişikliği eleştirdi. Kanun teklifinin Başbakan Erdoğan'a 'Çete kurma' yetkisi verdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Kendi özel temsilcini savcıya sorgulatmamak adına, yaptığın kanun teklifini de kabul etmiyoruz. Bununda yeryüzünde örneği yoktur. Bunun adı hukuku katletmektir. Devlet açısında korkunç bir şeydir bu. Böyle bir anlayış olamaz. Bu kanun, Recep Tayyip Erdoğan'a devlet içinde özel çete kurma yetkisi veren kanundur. Bu yasa çıktığı zaman bunun hesabını kimse veremez. Son 40 günde yaşadığımız en tehlikeli, en trajik olay budur. Bu kanun teklifine evet diyecekler, tarih önünde sorumluluktan kaçamayacaklar."


(MV)(FOTOĞRAF)