CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti yöneticileri ile birlikte 4 Eylül Sivas Kongresi'nin 93'üncü yıldönümü kutlama programlarına katılmak üzere karayolu ile Sivas'a geldi. Bölge trafik önünde partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, konvoy eşliğinde kente girerek parti il binasına geçti. Burada basın mensuplarına değerlendirmelerde bulunan Kılıçdardoğlu, Hatay'daki Apaydın kampı ile ilgili olarak sorulan bir soru üzerine şu yanıtı verdi:

"Apaydın kampı yasadışı bir kamptır. Uluslararası hukuka aykırı olarak oluşturulan bir kamptır. AKP'li bakanlar da zaten söylemiştir. Kampa gitmek istenilmiştir. Ama milletvekillerimizin kampa girmesi yasaklanmıştır. Bu kampta asker eğiteceksiniz, bu askerler başka ülkelere giedecek terör estirecek, sonra yeniden kampa gelecek. Bunu kabul etmek mümkün değil. Biz AKP’nin bu kampta oynadığı mizansenin figüranı olmayacağız."

EĞİTİMDE 66 AY SORUNU

Kılıçdaroğlu, eğitime başlama yaşının 66 aya düşürülmesi ve buna karşı çıkan aileler hakkında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine, çocukların geleceği ile ilgili böyle bir karar olamayacağını belirterek şöyle konuştu:

"Bir Başbakanın 5 yaşındaki çocuklara rapor alan aileleri için çocuklara yönelttiği ağır suçlamaları kabul etmiyoruz. Bu Başbakana yakışmaz. Bir anne ve babanın çocuklarını koruma refleksini 'gerizekalı' olarak nasıl değerlendirirsiniz. 5 yaşındaki çocukların okula alınmasını erteleyin. Kendi bakan ve milletvekilleri bu uygulamanın yanlış olduğunu söylüyor. Milli Eğitim Bakanlığı yapmış vekil şimdi yanlış olduğunu söylüyor. Biz iktidarın doğrularını eleştirmedik. Yanlışlarını kamuoyunun gündemine getirmeye özen gösterdik. Yanlışlarına kendileri baksın, kendi vicdanlarında sorgulasınlar. Bir annenin, bir babanın kendi çocuğunu korumasından daha doğal ne olabilir. Anne- baba çocuğunu okula iyi koşullarda, iyi bir şeyler öğrensin diye göndermek istiyor. 7 ile 5 yaşındaki çocuğu aynı sınıfa nasıl koyup eğiteceksiniz."

'AKP ÜLKEYİ YÖNETEMEZ HALDE'

Kaçırılan Hakkari AK Parti İl Başkan Yardımcısı'nın ağabeyinin, Sivas'a gelirken Yozgat'ın Sorgun ilçesindeki mola sırasında kendisini arayarak yardım istediğini belirten Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"CHP, kimin derdi sorunu varsa o sorunlarla ilgilenir. Onun partisine, kimliğine, inancına bakmaz. Bu ülkede yaşıyorsak, bizim vatandaşımızsa onun derdine çözüm üretmek görevimiz. Hakkari'den beni aradılar. Ağabeyinin kaçırıldığını söyledi. Bu ülkede iktidardan değil ana muhalefetten yardım isteme noktasına gelindiyse, bu bizim daha sağduyulu olduğumuz gösterir. Toplumun, kişilerin derdine çözüm ürettiğimizi, güven verdiğimizi gösterir. Bu ülkede ciddi bir iktidar boşluğu var. AKP ülkeyi yönetemez konuma gelmiştir. Artık hükümet güven vermiyor. Sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'da, Uluslararası areneda da güven vermiyor. Dışişleri Bakanı'nın Birleşmiş Milletler'de düştüğü yalnızlık bizde bile kaygı yarattı. Koskoca Türkiye Dışişleri Bakanı böyle mi olmalı. Aklın alacağı bir şey değil. Bir kişinin ihtiraslarına dış politika kurban edilebilir mi. Bir Başbakan nasıl göremez. Ortadoğu Avrupa ve dünyada yalnızlaştık. Artık sözleri orta doğuda yankı bile bulmuyor."

'DOKUNULMAZLIKLARA KARŞIYIZ'

Millitvekili dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili bir soru üzerine ise Kılıçdaroğğlu, kendilerinin bu konudki görüşlerinin belli olduğunu kaydederek şöyle dedi:

"Kürsü hariç bütün dokunulmazlıkların kalkması lazım. Ayrım yapmıyoruz ister terör ister yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, cinayet. Ne olursa olsun kürsü ve düşünce haricinde milletvekili dokunulmazlığı olmamalı. Hırsızlık yapan milletvekili olsun, olmaz böyle bir şey. Bizim düşüncemiz bu. CHP'ye milletvekilliği için başvuran her adaydan biz tahattüname alıyoruz. Kürsü hariç diğer dokunulmazlıkların tamamına karşıyız."

Kılıçdaroğlu, PKK tarafından kaçırılıp serbest bırakılan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile görüştüklerini, merkeze gelmesiyle ilgili çağrıya geç cevap vermesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını aktardı.

'YALNIZLAŞAN TÜRKİYE'

Türkiye'nin dış politikada yalnızlaştığını  savunan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"2002 yılında hiç bir komşumuzla kavgalı değildik. Terör neredeyse bitmişti. 2012'de Türkiye terör bataklığında. 2012 yılında yurt dışından saman ithal ediyor. Dikkat edin araba, uçak, bilgisayar değil saman ithal eder noktaya geldi. Türkiye'nin iç politkasında dış politikasında ciddi zaaflar var. Şapkasını koyup herkesin düşünmesi lazım. 10 yılda Türkiye batağa saplandı. Hangi gerekçelerle. Sağlıklı sorgulanmazsa bu yönetim Türkiye'yi aydınlığa çıkaramaz. Mandayı reddeden bir kentte, özgürlük ve bağımsızlığı savunan kentteyiz. Amasya tamiminin yerine getirilmesini savunan kentteyiz. Cumhuriyet tarihinin önemli kilometre taşı. Şimdi geldik 2012'ye bütün komşularıyla kavgalı, terör batağına saplı, ne yapacağını bilmeyen, dış politikada yalnızlaşmış bir iktidar. Bu halkın hak etmediği bir tablo."

'HEPSİ AYNI KEFEYE KONULAMAZ'

Bugün kamuoyuna yansıyan, bir korucunun İran ajanlarına casusuluk yapması ve koruculuk sisteminin kaldırılıp kaldırılmaması sorusu üzerine Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Casusluk yapan varsa cezasını çeker. Hukunun üstünlüğü kuralları içinde cezası varsa çekmeli. Koruculuk sisteminde bir kişi yaptı diye hepsini casus olarak görmek doğru değil. Onlar kendi ülkelerinin çıkarı için çalışıyorlar. Uzun yıllar da şehit verdiler. Hepsini aynı kefeye koymak doğru bir anlayış olmaz."

Parti binasındaki toplantının ardından Kılıçdaroğlu, yürüyerek pertisinin MYK toplantısının yapılacağı otele geçti. Kılıçdaroğlu, otele giderken çevredeki esnaflarla sonbet ederek hatıra fotoğrafı çektirdi.



EKİP(DHA/COŞ)