Kılıçdaroğlu, konuşmasına 6 Mayıs 1972 tarihinde idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı anarak başladı. Kılıçdaroğlu, "6 Mayıs günü baharın başladığı gün olan Hıdrellez. O gün başka bir gündü. Sabah kalktım Karşıyaka mezarlığına gittim. 3 fidanımızın mezarına gittim, 3'er karanfil bıraktım. Onlar tam bağımsız Türkiye için mücadele ediyorlardı ve emperyalizme karşılardı. İnançları uğruna yaşamlarını feda etmekten çekinmiyorlardı. Darağacına giderken bile düşüncelerinden ödün vermediler. Onları anmak her CHP'linin boynun borcudur" diye konuştu.

"SİYASETTE DEVRİMİN ADRESİ CHP OLACAKTIR"

Türkiye'nin de dünyanın da önemli bir değişim sürecinden geçtiğini hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Francois Hollande'ı tebrik ederek, Hollande'ın Avrupa Birliği'ne önemli katkılar yapacağına inandığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin AB'ye girişinde önceliği Fransa yapacaktır. Türkiye yeni bir süreç yakaladı. Demokrasi ve özgürlüğün çatısı CHP'dir. Umarım siyasette devrimin de adresi CHP olacaktır. Değişimin önünde kimse duramaz. Değişimi yakalamak istiyorsan, 'Yeter artık bıktım bu düzenden' diyorsan, çatı CHP'dir. Hiçbir zalimin iktidarı sürekli olmamıştır. CHP'nin dokularında direnme ruhu vardır" dedi.

"YALAN SÖYLEYEN BİR POLİTİKACIYA GÜVENMEKTEN VAZGEÇİN"

Önceki gün taksicilere yaptığı ziyareti anlatan Kılıçdaroğlu, korsan taksilerin önüne geçemeyen hükümeti eleştirdi. Kılıçdaroğlu, taksicilere seslenerek, "Recep Tayyip Erdoğan'a güvenmekten vazgeçin, size yalan söyleyen bir politikacıya güvenmekten vazgeçin artık. Korsan taksi düzenlemesini TBMM'ye getiremeyen Erdoğan'a güvenmeyin" diye konuştu.

"DARBE YASALARININ ARKASINA KİMSE SAKLANAMAZ"

Türkiye'nin halen darbe yasalarıyla yönetildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin temel sorunlarından birisi siyasi ahlak. Siyasi ahlak olacak ki bizim söylediklerimize kulak kabartsın. Darbe yasalarının arkasına kimse saklanmaz. Eğer siz verdiğiniz sözün arkasında durmuyor, çark ediyorsanız orsa siyasi ahlak yok demektir" dedi. Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Biz darbe temizliği için bir demokrasi paketi hazırladık, her konuda kanun teklifi verdik. Siz darbelere karşı mısınız? O zaman gelin darbelerin getirdiği yasaları evrensel hukukun gerektirdiği anlayışla değiştirelim. Şayet darbecilerin yaptığı yasalar hala yürürlükteyse darbeciler halen işbaşında demektir. Türkiye 30 yıl boyunca darbe yasalarıyla yönetiliyor. Türkiye'nin 30 yıl boyunca darbe hukuku ile yönetilmesine göz yummak, darbecilerin suçuna ortak olmak demektir. Darbe hukukunun kaldırmıyorsun, darbe hukukunun arkasına saklanıyorsun sonra darbe edebiyatı yapıyorsun. Ülkemizde demokrasi varmış gibi davranmaktan vazgeçelim. Gerçek demokrasinin farkına varalım. Anayasayı değiştiriyoruz. Peki darbe hukukunu? Darbe hukukunu değiştirmeye yanaşmayanlar o suçun ortaklarıdır. Darbe yasaları namuslu topluma karşı yöneltilen bir silah gibidir. O silahı eskiden darbeciler elinde tutuyordu, şimdi AKP elinde tutuyor."

Cezaevinde bulunan gazetecilere de değinen Kılıçdaroğlu, "92 gazetecinin hapiste olması bir ülke demokrasisi için yüz karasıdır" şeklinde konuştu.

"ESKİDEN MGK BELİRLERDİ ŞİMDİ HÜKÜMET BELİRLİYOR"

Kılıçdaroğlu, "Eskiden Milli Güvenlik Kurumu vardı, tehlikeli olanları onlar belirlerdi, şimdi hükümet belirliyor. Genelkurmay Başkanlığı bildiri yayınlayınca kızarlardı. Demokrasi diyorsak her kurumun eleştiriye tahammül etmesi lazım. Eleştirisiz, farklı görüşlerin olması bir yer demokrasi olmaz. Her kişi ve kurumun eleştiriye tahammüllü olması gerekir. Genelkurmay Başkanı da olsan bildiri yayınlarsan yanıtını alırsın. Artık öyle bir şey yok. Kendine göre mazeret yaparsan olmaz, eleştiriye tahammül edemezsen o koltuğu bırakırsın" dedi.

"BAŞBUĞ TERÖRİST İLAN EDİLDİ, 'GIKI' ÇIKMADI"

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Başbakan Erdoğan'ın mesai arkadaşı olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Başbuğ terörist ilan edildi, gıkı çıkmadı. Oysa ki Genelkurmay'ın terörist olmadığını, yargılamanın özgürce yapılması gerektiğini söylersin. Eğer askerin rahatsızlığı varsa, gider anlatır. Siyasi otoriteye, yargıya gider. Demokrasi dışı tutumlar, bildiriler bizim kabul edeceğimiz şeyler değil. Başbakan'ın diktatör zihniyeti bir enfeksiyon gibi tüm topluma sirayet ediyor" dedi.

"SÜT DAĞITMAYI BECEREMEYEN BİR İKTİDAR ÜLKEYİ NASIL YÖNETİR ?"

Okullarda süt dağıtımı sırasında çocukların rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmasına değinen Kılıçdaroğlu, "Hayatımda bu kadar beceriksiz bir iktidar görmedim. Süt dağıtmayı beceremeyen bir iktidar 75 milyonluk ülkeyi nasıl yönetir? Başbakan pedagojinin ne olduğunu bilmediği gibi pastörize sütün de ne olduğunu bilmiyor" dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen pastörize süt dağıtımı projesini öven Kılıçdaroğlu, İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun 400 yıl hapisle yargılandığını hatırlattı.

"KARDEŞİM DEDİKLERİNİ SATTI, ERBAKAN'I ARKASINDAN HANÇERLEDİ"

Suriye konusunda izlenen politikayı da eleştiren Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na da yüklendi. Başbakan Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'ye 'Kardeşim' diye seslendiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu "Sanki Beşar Esad'a ben 'Kardeşim' dedim. Kaddafi'ye de 'Kardeşim' dedi. İnşallah Obama'ya da 'Kardeşim' der. Kime 'Kardeşim' dediyse o gitti. 'NATO'nun ne işi var Libya'da' dedi. ABD'den bir telefon, 'Biz de Libya'ya girmeliyiz' diye açıklama yaptı. Libya'ya gitti, Kaddafi'yi diktatör ilan etti. Oysa ki Kaddafi'den insan hakları ödülünü aldı. Madem o diktatördü onun elinden neden aldın o ödülü. Kardeşim dediklerini sattı. Sadece küresel düzeyde değil, Erbakan'ı da sattı. Arkadan hançerledi. Sen Erbakan'dan helallik aldın mı? Türkiye'nin dış politikası ilk kez karanlık sularda gidip geliyor. Bu kadar rezil bir dış politikayı Türkiye tarihi görmemiştir" diye konuştu.