CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde görülen PKK’nın şehir yapılanması KCK’nın yönetim ve Siyaset Akademisi kadrosuna ilişkin aralarında Prof. Dr. Büşra Ersanlı ile yayıncı Ragıp Zarakolu’nun da bulunduğu 140’ı tutuklu 205 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşmasını izlemeye geldi. Bu sırada sanık avukatlarından Mahmut Boğatekin, duruşma salonuna yaka kartı almadan baro kartıyla girmek istedi. Ancak Boğatekin’in yaka kartsız izlemesine görevliler izin vermedi. Bunun üzerine güvenlik görevlileri Boğatekin’i dışarı çıkarmak istedi. Bu sırada izleyicilerle görevliler arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine mahkeme başkanı Ali Alçık duruşmaya ara vererek salonun boşaltılmasını istedi. Bunun üzerine aralarında CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nın da bulunduğu izleyiciler salonun dışarısına çıkartıldılar.

HÜKÜMETİN ÇİZDİĞİ ALAN DIŞINDA SİYASETE İZİN VERİLMİYOR

Bunun üzerine dışarı çıkarak basın mensuplarına açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye’nin her yerinde yargı eliyle siyaset dizayn edilmekte olduğunu söyledi. Yargılamanın "Bunun başka bir yansıması olduğunu" belirten Tanrıkulu, “Maalesef Türkiye’de yargı siyasetin her alanını müdahale ediyor. Devlet ve hükümetin çizdiği alan dışında siyaset yapılmasına yargı izin vermiyor. Devlet ve hükümetin çizdiği alan dışında Türkiye’nin herhangi bir yerinde herhangi bir muhalif duruş yargının zulmüyle insanların karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Bugün burada görülmekte olan veya görülemeyen davada da bu yine bu bina içerisinde başka bir yerde devam eden başka bir davada, Ergenekon davasında da yine bunun başka yansıması var. Biraz önce içeri girdik ancak maalesef bizimde milletvekili olarak duruşmayı izlememiz yasaklandı. İzleyiciler dışarı çıkartıldı. Bizimde duruşmayı izlememize izin verilmedi. Mahkeme başkanı ile yaptığımız konuşmada da milletvekili sıfatımıza rağmen izleyici olduğumuzdan dolayı bu kararın bizi de kapsadığı bize bildirildi” dedi.

ZİHNİYETİN DEĞİŞMEDİĞİ SÜRECE ZULÜMLERLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Bütün bu kararların hukuksuzluğun başka bir işareti olduğunu ifade eden Tanrıkulu, “Dinleyicilerin çıkartılması veya avukatlara burada baskı yapılması Türkiye’de savunma hakkına, Türkiye’de yargının şeffaflığına, adil yargılama ilkelerine aykırılığının göstergesidir. Fakat maalesef bunun önüne bugüne kadar geçilmesi mümkün olmadı. Üçüncü yargı paketiyle getirilen düzenlemelerde aslında mahkemelerin bu uygulamalarını pekiştiren, bu uygulamalarını yaygınlaştıran ve kurumsallaştıran düzenlemeleriyle doludur. Türkiye’de yargının zihniyeti değişmediği sürece, Türkiye’de yargının zihniyetinin, hukuka, adalete ve demokrasiye evrilmediği sürece bütün zulümlerle karşı karşıya kalmaya devam edeceğiz.Umarım bir gün gerçekten Türkiye’de yargının zulmünün bittiği adaletin, insan haklarının, bütün ortamlara eşit biçimde yayıldığı bir düzene birlikte kavuşuruz” diye konuştu.