Merkez Sur İlçesi'ndeki tarihi İç Kale'de yapılan restorasyon çalışmaları sırasında kazılarda insanlara ait kafatası ve kemiklerin çıkması üzerine 36 kayıp yakını, İnsan Hakları Derneği aracığıyla bugün Adliye'ye giderek Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ellerinde kayıp yakınlarının fotoğraflarını taşıyan yaklaşık 50 kişi, Adliye binası önünde basın açıklaması yaptı. İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, ülkenin gerçeği ile yüzleşmesi amacıyla toplandıklarını söyledi. Bilici, şunları söyledi:

"23 insana ait kemiklerin bulunduğu Saray Kapı sıradan bir yer değil. Orası JİTEM'in ana karargahıdır. Orası insanların infaz edildiği yerdir. Bütün bölge bütün insanlar orada katliamların yapıldığını biliyor. Bir tek bilmeyen devlettir galiba. Çünkü bütün girişimlerimize rağmen herhangi bir soruşturma yapılmadı. Biz 154 haftadır bu kentte 'Kayıplar bulunsun failler yargılansın' etkinliğini yapıyoruz. Tek bir hafta bir savcı çıksın desin ki 'Hele şu aileleri bir çağırın bu aile neyi anlatıyor? Bu aile ne hikaye anlatıyor? Acaba bu aile gerçekleri mi anlatıyor? Bu insan hakları savunucuları neyi söylüyorlar? Bu ülkede gerçekten birileri kaçırılıp katletildi mi yoksa bunlar bu devlete iftira mı ediyorlar?' Bir gün bir soruşturma açmış değildir. Bir gün bir aileyi çağırmış değildir. Oradakiler evlerinden alınıp katledilen insanlardır."

"EĞER BU CİNAYETLERİ DEVLET ADINA YAPMIŞSAN LANET SANA"

Faili meçhul cinayetleri işleyen ya da organize edenlerin devletin üst düzey yetkililerin olduğunu iddia eden Bilici, "Cumhurbaşkanı'ndan tutun da en alt birime kadar kimse bunlara karışmadı. Diyorlar ki 'Siz bize karışırsanız bu devlet yıkılır.' Eğer bir devlet katliamlar üzerine oturmuşsa, faili meçhuller üzerine oturmuşsa, insanlığa karşı suçlar üzerine oturmuşsa ve senin açıklamanla yıkılıyorsa, yıkılsın. Biz böyle devlet istemeyiz. Eğer sen devlet adına bu cinayetleri işlemişsen lanet olsun sana. Sen çıkıp bunları söylemek zorundasın. Söylemiyorsan ve mahkeme önünde çıkarma noktasında herhangi bir irade göstermeyen siyasi iktidarlar da senin ortağınıdır diyoruz" dedi. İHD Şube Sekreteri Bilici, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunların yeri bellidir. Bunlar nereden, nasıl kaçırılmış, kimler kaybetmiş, kimin emriyle kaybetmiş hepsi sizin elinizde mevcuttur. Siz isteseniz bunları 24 saatte açığa çıkartabilirsiniz. Bizim burada bulunmamızın ve bu vahşetin her ne kadar kazı çalışması sonucu ortaya çıkmışsa da bunu fırsata dönüştürebiliriz. Başbakan'a, Adalet ve İçişleri bakanlarına sesleniyoruz; Artık bu kirliliğin üzerine oturmanın bir anlamı yoktur. Bir gün gelecek bunlarla yüzleşme zorunda kalacaksınız. O günün bugün olması gerekir. Bugün bunlarla yüzleşin. Arşivlerinizi açın. Geçmişte kim bu ülkede insanlığa karşı bir suç işlemişse bunların hesabını sorun. Biz herhangi bir ayrım yapmasını istemiyoruz. Altını özellikle çiziyorum. Kim yapmışsa bunun üzerine gidin. Ve bunun hesabını verin. Biz artık bu ülkede bunları araştırmak, incelemek ve bunları söylemek istemiyoruz. Bıktık artık. Bu hükümete düşen tek şey bir siyasi irade gösterip, ucu nereye dokunursa dokunsun gitsin üzerine. Eş zamanlı operasyonlar insan hakları savunucularına yapacağına, bu ülkede bu katliamlara yapanların üzerlerine yapın. Biz bunu peşini bırakmayacağız. Bu açığa çıkana kadar bunun hesabını sormaya devem edeceğiz."

Açıklama sonrası avukatlar, kayıp yakınlarının dilekçelerini Adliye'ye götürerek, Cumhuriyet savcısına verdi. Kayıp yakınları ardından dağıldı.