Antalya Kent Konseyi Kadın Meclisi'nin töre ve namus cinayetlerinde katledilen, şiddete maruz kalan kadınlara adadığı ve CHP'li Muratpaşa Belediyesi'nin desteğiyle tamamlanan Al Yazma Anıtı, Bayındır Mahallesi'nde bulunan Palmiye Parkı'nda açıldı. Kadın cinayetlerine karşı bir simge ve toplumsal hafızanın bir parçası olması amaçlanan 6 metre yüksekliğindeki Al Yazma Anıtı'nın üzerinde töre ve namus gerekçeleriyle katledilen 467 kadının ismi yer alıyor. Anıtın üzerindeki o isimler güneş ışğıyla anıtın yükseldiği kaideye yansıyor.

'BİZ HEP 5 KIZ KARDEŞİZ'

Anıt için düzenlenen açılışa çok sayıda davetli katılırken, 600 gün önce Ankara'da internette tanışıp arkadaş olduğu 23 yaşındaki Sefa Ervan'ın, evlenme teklifini reddettiği için otomobil içinde boğup öldürdüğü 20 yaşındaki Ceren Demirtay'ın Antalya'da oturan ablası 38 yaşındaki Derya Ay Demirtay da herkesten habersiz açılışta yer aldı. Gazetelerden öğrendiği anıtı görmek için tören alanına gelen abla Demirtay, protokol konuşmaları yapılırken töre ve namus cinayetlerinde katledilen 467 kadın arasında kendi kardeşinin ismini aradı. Abla Demirtay, katledilen kadınların adı, soyadı ve memleketlerinin yazılı olduğu anıtta Ceren'in adını anıtın üst tarafında tam köşeye yerleştirilmiş bir şekilde buldu. Derya Ay Demirtay, o an gözyaşları içinde kaldı. Demirtay, "Biz 5 kız kardeşiz ve hep öyle kalacağız" dedi. Anıtta kardeşinin adını görünce acısının yeniden tazelendiğini kaydeden Demirtay, "Ama insanların da dikkati tekrar çekildi. Kimse kimse için doğmuyor. Herkes özgür ama özgürlükleri elinden alınıyor" diye konuştu.

İLK UYARI, AL YAZMA ANITI

Açılışta Antalya Kent Konseyi Kadın Meclisi Anıt Kurulu adına konuşan Prof. Dr. Gürsel Öztunalı Kayır, bugün iki farklı duyguyu, heyecan ve acıyı aynı anda yaşadıklarını söyledi. "2 yıldır sürdürdüğümüz Al Yazma Anıtı'nı hayata geçirebildiğimiz için heyecanlıyız ancak en sevdikleri, kendilerine en yakın hissettiklere erkekler tarafından öldürülen kadın için de yüreğimiz acıyla isyanla dolu" diye konuşan Prof. Dr. Kayır, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin raporuna göre 2005- 2011 yılları arasında 4 bin 190 kadının öldürüldüğünü söyledi. Adalet Bakanlığı verilerine göre ise 2002 - 2007 yılları arasında kadın ölümlerindeki artışın yüzde 1400 olduğunu ve 2002 yılında öldürülen kadın sayısı 66 iken 2007 yılında bu sayının 1011'e çıktığını kaydeden Prof. Dr. Kayır, "Yasalarda var olan kadın- erkek eşitliği uygulamalarda hayata geçirilemiyor. Toplumuzda zihniyet değişikliğini sorgulamanın ilk uyarının Al Yazma Anıtı olması en büyük dileğimizdir" diye konuştu.

KURBAN KADINLARI ANMAK İÇİN

Prof. Dr. Kayır, "Biz kadınlar yaşam haklarımızı istiyoruz" sözleriyle konuşmasını tamamlarken, Antalya'da açılan Al Yazma Anıtı'nın yaratıcısı heykel sanatçısı Prof. Dr. Meriç Hızal, anıtın son yıllarda giderek artan toplumsal yaraya bir tür merhem olması dileğinde bulundu.

Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, Al Yazma Anıtı'nın açılışının bir kutlama olmadığını belirterek, "Toplumsal şiddetin kurbanı olan tüm kadınları anmak ve isimleri unutulmayıp anılması için, katledilen kadınları Al Yazma Anıtı'yla görünür kılarak toplumsal ayıbın üstünü örtmeyip duyarlı bir kamuoyu oluşturulmasına katkıda bulunmaya geldik" diye konuştu.

Antalya Vali Yardımcısı Halil Serdar ise emniyet verilerine göre kentte 2010 ve 2011 yıllarında töre nedeniyle cinayet işlenmediğini ancak her yıl bir kadının namus cinayetleri nedeniyle öldürüldüğü kaydetti. Vali Yardımcısı Cevheroğlu, şunları söyledi:

"Üzücü ve düşündürücü bir şekilde 2010 yılında 2 ve 2011 yılında 8 kadınımız aile içi şiddet neticesinde aramızdan ayrılmıştır. Bunların hepsi suçtur ve ayıptır. Sorgulanması gereken bu cinayetlere muhatap olanlar yaşamını yitirenler değil, bu cinayetlere azmettirenler insanlık onuru ve erdemleridir. Töre ve namus cinayetleri insanlık suçudur."

Konuşmaların ardından protokol davetlileri ve kadınlar Al Yazma Anıtı'na saygı çelengi bıraktı.