'Üç Boyut Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi' fizyoterapisti Aliye Çakır, Metin Miraç Kırman'ın tedavisine 15 aylıkken başladıklarını söyledi. İlk merkeze geldiğinde Metin Miraç'ın hiç hareket edemediğini anlatan Çakır, şunları söyledi:

"Başını tutamıyor, oturamıyordu, emekleme, sürünme ve yürüme yeteneği yoktu. Biz de kasları kuvvetlendirmeye yönelik egzersiz çalışmalarına başladık. Normal eklem hareketleri içinde zayıf kaslarını kuvvetlendirdik. Kum torbaları ve egzersiz toplarıyla baş kontrolünü, boyun sırt kaslarını kuvvetlendirdik. 1.5 yıl içinde toparladık. Baş kontrolü, oturma ve dizler üzerinde durma aşamasına getirdik. Daha sonraki 2 yıl içinde de tamamen yürüme ve koşma gibi becerilerini kazandı. Fiziksel olarak 3- 3.5 yıl içinde tüm becerilerini kazandırdık. Bilinçsel ve dil gelişimi açısından çalışmaları devam ediyor."

"ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ"

Bu tür hastalarda erken müdahalenin önemli olduğuna dikkat çeken fizyoterapist Aliye Çakır, erken teşhisle kas gelişimi, kemik yapısı açısından çocuğun deformasyonlarının engelleneceğini ifade etti.  Erken fizik tedaviye başlanmasının olumlu sonuçlar vereceğini belirten Çakır, şöyle konuştu:

''Bu tür hastalarda hastalığın şiddeti ve seviyesine göre başarı oranı değişiyor. Ama ne kadar ağır olursa olsun erken müdahalelerde çıta daha yüksek oluyor. Metin Miraç'ın hastalığı nedeniyle yüzde 60-70 oranında özrü vardı. Ailenin ev programı ve ekip ruhuyla çok güzel bir sonuç aldık. 1-2 yılı içinde normal çocuklar seviyesinde taburcu duruma gelir."

ARKADAŞLARIYLA İLETİŞİM KURABİLİYOR

Metin Miraç Kırman'a 2 yıldan bu yana dil eğitimi verdiğini dile getiren Özel Eğitim öğretmeni Alper Tosun da, "Şu an da akranları ile rahat iletişim kurabiliyor. Bazı kelimelere tam olarak dili dönmüyor. Ama süreç içerisinde bunu da aşacak. Ayrıca okuma yazma becerilirini de başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor" dedi.

"BU AZMİN ZAFERİ"

Oğlunun doğum esnasında beyine oksijen gitmediği için bu hastalığa yakalandığını belirten 47 yaşındaki Ahmet Kırman da, yaşadıkları bu süreci azmin zaferi olarak değerlendirdi. Kırman, şunları söyledi:

"Doğum esnasında oksijensiz kaldığı için bu hastalığa tutuldu. Çocuğumuzu ilk merkeze getirdiğimizde 'yoğurt torbası' gibi bıraktığımız zaman hiç bir direnci yoktu. Yığılıp kalıyordu. Başını ve elini tutamıyordu. Sadece gülümsüyordu. 2004 yılından itibaren tedaviye başlandı. Şimdi ne bir havale sıkıntısı ne de bir yürüme sıkıntısı kaldı. Buradaki eğitimin sonucunda turp gibi oldu. Şu anda ilköğretim 2'inci sınıfa gidiyor. Biraz konuşmasında sıkıntı var ve bunu da en kısa zamanda halledeceğiz. Ben buna 'Azmin zaferi' diyorum. El birliği ile Metin'i bu duruma getirdik. Annesi yaz kış demedi ve fedakarlık göstererek merkeze getirdi."

"ÜMİDİMİZİ YİTİRMEDİK"

Metin Miraç'ın zor bir tedavi sürecinin ardından son halini aldığını belirten ev kadını annesi, 38 yaşındaki Muhsine Kırman da "Hiç ümidimizi kesmedik ve tedaviye devam ettik. Sonuçta bu haline getirdik. Önceden hiç oturamıyordu, kalkamıyordu ve yürüyemiyordu. Ama zamanla bu yeteneklerinin hepsini kazandı. Öğretmenleri de zaten bu programın zaman alacağını ve konuşursa susturamayacağımızı, yürürse oturtamayacağımızı söylemişti. Dedikleri doğru çıktı. Şimdi bi konuşmasında problem var ve onu da çözeceğiz" diye konuştu. 



MKY(İA/İD)