Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) internet sitesinde, 'Adana Gökdere Barajında yaşanan faciaya yönelik İnşaat Mühendisleri Odası görüşü' başlığı altında yapılan açıklamada, "Bugün böylesi bir facianın yaşanmasının nedeni denetimle ilgili yönetmeliğin iptal edilmesi ile doğan hukuksal bir boşluk değil, DSİ'nin asli görevleri içerisinde yer alan 'denetleme' görevini yerine getirmemiş olmasıdır" denildi. Bir ön heyetin yaptığı incelemelere dayanılarak yapılan açıklama şöyle:

"Baraj inşaatı tamamlanmadan gövdede su tutulmaya başlanmış olması, barajın mansap kısmında ve tünelde işçilerin çalışmaya devam etmesi, kaza anında işçi kayıplarını ciddi boyutlara taşımıştır. Ayrıca, mekanik tünel kapağını destekleyen betonarme yapıda kopmalar olduğu ve kapak arkası tıkaç betonlarının yapılmamış olduğu görülmüştür.

Şubemizin hazırladığı ön raporda, olayın tünel kapağının ve bağlantı elemanlarının maksimum su basıncına dayanıklı bir şekilde tasarlanmamış olmasından kaynaklandığına yer verilmiştir. Bir baraj inşaatında böylesi bir ihmalin yaşanmasının iki nedeni vardır. Bunlardan ilki Türkiye‘nin su kaynaklarını yangından mal kaçırırcasına özel sektöre devreden bir anlayışın iktidarda olmasıdır. Bu anlamda ülke genelinde çevresel ve sosyolojik etkileri hesaba katmadan, hiçbir kurum veya kuruluşun görüşünü almadan, bölge halkının ihtiyaçlarını yok sayarak hayata geçirilmek istenen Hidroelektrik Santrallere bakmak yeterli olacaktır. Suların satılmasındaki ısrar ve telaş, çevresel ve sosyolojik etkilerin gözetimini engellemektedir."

BAKANA CEVAP

TMMOB internet sitesinde, facia ardından Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu tarafından yapılan açıklama, olayın ikinci nedeni olan denetim eksikliğini gözler önüne serdiği belirtildi. Odanın açıklamasında Bakan Eroğlu'nun, DSİ‘nin denetim yapmamasını Danıştay‘ın 'Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliğini' durdurma kararına bağladığı, sorumluluğun kendilerinde olmadığını belirterek kamuoyunu yanlış bilgilendirdiği savunuldu. Açıklamada şöyle devam edildi:

"Bakanın konuşmasında ifade edilen Yönetmelik, Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği‘dir. DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Yönetmelik ilk olarak 15.08.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, üst birliğimiz TMMOB‘nin açtığı dava sonucunda 30.03.2010 tarihli Danıştay kararıyla yürütmesi durdurulmuştur. Danıştay‘ın bu kararının ardından 13.05.2011 tarihli Resmi Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe giren ikinci Yönetmelik hakkında ise 31.10.2011 tarihinde Danıştay tarafından ikinci kez yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir.

Söz konusu Yönetmelik, denetim mekanizmasının özel sektöre devredilmesi koşullarını düzenlemekte ve bu da halihazırda DSİ‘nin asli görevlerini tanımlayan 6200 Sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri hakkında Kanun‘un 2. Maddesine aykırılık göstermektedir. Kanunla münhasıran DSİ‘ye verilen denetim görevi, anılan Yönetmelikle özel denetim firmalarına devredilmek istenmektedir. Danıştay‘a itiraz davası açan TMMOB‘nin en temel gerekçesi de, kamu kaynakları üzerindeki yatırımların denetlenmesi hususunda özel firmaların yetkilendirilmesinin doğuracağı risklerdir.

Yürütmesi durdurulan Yönetmelikte, yapımcı firmaya çalışacağı yetkili denetim firmasını belirleme hakkı tanınmıştır. Bir yapımcı firmanın parasını kendi ödediği bir denetim firmasından hizmet alması uygulamada 'şeklen denetimin' önünü açacaktır. Denetim firmasının mali bağımlılığının denetimin kamusal niteliği ile çelişeceği açıktır.

Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması DSİ‘nin kanunla kendisine verilen denetleme yetkisini kullanmasına engel değildir. 6200 sayılı yasa yürürlükte olduğu sürece DSİ su yapılarını denetlemekle yükümlüdür. Bugün böylesi bir facianın yaşanmasının nedeni de söz konusu yönetmeliğin iptal edilmesi ile doğan hukuksal bir boşluk değil, DSİ‘nin asli görevleri içerisinde yer alan 'denetleme' görevini yerine getirmemiş olmasıdır."

MEHMET YILMAZ'IN MUTLULUĞU KISA SÜRDE

Kayıp işçiler arasında yer alan 37 yaşındaki Mehmet Yılmaz'ın 1 yıl önce barajda kendine ait minibüsle işçi servisi yapmaya başladığı bildirildi. 12 yıl önce oturduğu Kızlarsekisi Köyü'nde Neslihan Yılmaz ile hayatını birleştiren Yılmaz'ın barajda çalışıncaya kadar çiftlik yaptığı bildirildi.

Mehmet Yılmaz'ın işçileri baraja getirdikten sonra dönmek için hazırlık yaparken minibüsle akıntıya kapıldığı belirtildi. 2 çocuk babası olan Mehmet Yılmaz'ın yakınları, "Mehmet, köyle çiftçilik yapardı, başkalarının işlerini de yaparak geçimini sağlamaya çalışıyordu. 1 yıl önce baraj inşaatının işçilerini minibüsüyle taşımaya başladı. Düzenli bir geliri olduğu için çok mutluydu. Ama bu mutluluğu kısa sürdü. Bir an önce cesedinin bulunmasını istiyoruz" diye konuştu. Mehmet Yılmaz'ın Kızlarsekisi Köyü'nde eşi Neslihan ile düğün görüntüleri de görenlerin yüreğini yaktı.

KAYMAKAM İLE MÜFTÜ ZİYARET ETTİ

Öte yandan Kaymakamı İzzettin Sevgili ile Kozan Müftüsü Feramuz Beydoğan, Kozan Belediyesi tarafından arama çalışmalarını takip eden işçi yakınları için kurulan çadırı ziyaret etti. Sevgili, 300 kişinin 30 kilometrelik alanı nehir boyunca aradığını, 15 pompayla nehir yatağında oluşan toprak yığının çevresindeki suyun tahliye edilmeye çalışıldığını söyledi. İl Özel İdaresine ait iş makinelerinin de bölgeye geleceğini belirten Sevgili, ellerinden gelen tüm imkanları seferber ettiklerini anlattı. Sevgili, arama çalışmalarına Ankara, Afyonkarahisar, Mersin, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Diyarbakır'dan gelen ekiplerin de katıldığını ekledi.



YK(OA/İD) (FOTOĞRAF)