İzmir 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, bugün görülen duruşmaya, '3 kişiyi kasten öldürmek'ten 3 kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası ile 'silahla yağma' suçundan 45, 'ruhsatsız silah kullanmak'tan 1 olmak üzere 46 yıl hapis cezası istenen tutuklu sanık Hamdi Ayri, avukatı Mert Çelikdemir, ölen Ayşe Selen Ayla’nın babası Sertel Ayla, annesi Hatice Ayla, Esra Yaşar’ın annesi Türkan Yaşar, ablası Tuğçe Tuba Yaşar ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Hukuk Müşaviri Avukat Birsel Kurt, Siyah Pembe Üçgen Derneği avukatı Kerem Dikmen ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına Sanem Deniz Kural, davaya müdahil olarak olarak katılmak istediklerini belirten dilekçelerini sundu. Mahkeme heyeti, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun müdahilliğini kabul etmezken, diğer iki tarafın müdahilliğinin kabulüne karar verdi.

Duruşmada, sanık Hamdi Ayri'nin saçlarını kazıttığı gözlendi. Mahkeme heyeti, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4’üncü İhtisas Dairesi’nden istenen beklenmesine ve sanık Ayri’nin tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı Haziran ayına erteledi.

DAVANIN UZAMASINA SİYAH TİŞÖRTLÜ PROTESTO

Duruşmadan önce, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Siyah Pembe Üçgen Derneği ile çocuklarını kaybeden aileler birlikte Adliye önünde basın açıklaması yaparak davanın uzamasını protesto etti. Grup, ellerinde İstanbul’da testere ile öldürülen Münevver Karabulut ve Ayri’nin öldürdüğü kadınların fotoğraflarını taşıyarak, 'Her an öldürülebiliriz. Çünkü nefrete bahane çok' yazan siyah tişörtleri giydi.

Grup, adına basın açıklamasını Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Sanem Deniz Kural yaptı. Kural, "Bizler burada kadın cinayetlerine karşı toplanmış bulunmaktayız. Her gün artan cinayetlerle yaşam hakkımız elimizden alınıyor. Kadın katillerine verilen cezalarda, haksız tahrik, iyi hal, gelecek, etkin pişmanlık gibi pekçok gerekçe gösterilerek sürekli ceza indirimi uygulanıyor" dedi. Kural, şöyle konuştu:

"Daha geçtiğimiz gün, Ankara’da Birsen Kandemir’in katiline haksız tahrik indirimi uygulandı. Defalarca koruma talebi ile savcılara, polise, mahkemelere başvuran kadınlar korunmuyor. Tüm bunlar gösteriyor ki, devlet kadın cinayetlerinden sorumludur. Feministlerin, kadın LGBTT örgütlerinin önerileri ile hazırlanan 'Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun' geçtiğimiz günlerde kabul edildi. Bugün birçok kadın, cinsiyetinden, cinsel yöneliminden ve cinsiyet kimliğinden ötürü her türlü şiddetin ve cinayetlerin mağduru olmaktadır. Bizler, kadın dostu kent olarak sunulmaya çalışılan İzmir’de de şiddet görüyor, öldürülüyoruz. 2010’un Nisan ayında, İzmir'de öldürülen Esra Yaşar, Ayşe Selen Ayla ve Mustafa Has’ın tek suçları kadın olmalarıydı."

TÜRKİYE’DE İLK KEZ

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına davaya müdahil olarak kabul edilen avukat Birsel Kurt, "Davaya kabul edilmemiz Türkiye’de ilk kez oldu" dedi. Avukat Kurt, şöyle konuştu:

"Daha önce Bergama’da Selma Civek, davasında müdahilliğimiz kabul olmadı. Yasa çıktıktan sonra artık davalara müdahillimiz kabul olmaya başlandı. Bu güzel bir başlangıç. Bakanlık olarak Türkiye’de bu tür davalara müdahil olarak katılacağız. Bakanlıkta bu konuda hukuk müşavirliğinde gerekli kadro alımı yapıldı. Bundan sonra kadın cinayetleri davalarına müdahil olacağız."

Ayşe Selen Ayla’nın annesi Hatice Ayla ise polisin ve devlet yetkililerinin kadınları korumadığını savundu, adalet isteyenlerin yanlarında olduklarını söyledi. Ayla, "Bugün güzel bir gelişme yaşandı. Devlet artık bizim gibi mağdur ailelere sahip çıkıyor. Bunun güzel bir örneğini yaşadık. Bakanlık, bu davada müdahil olarak kabul edildi. Diğer bakanlıkların da harekete geçmesini istiyorum" diye konuştu.

Geçen Ekim ayında, İzmir Bornova'da Mevlana Mahallesi’nde öldürülen Ferdane Çöl’ün annesi Suna Maviş de kızının katilinin, kocası ve ailesi olduğunu belirterek suçluların cezalandırılmasını istedi. Kısa bir oturma eylemi yapan grup, daha sonra dağıldı.