Tutuklu sanıklardan İsmail Yoğurtçu’nun tahliyesinin ardından tutuksuz sanıklardan Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Ersu Hızır savunmasını verdi. Soruşturma sırasında müzik setinin içine dahi bakıldığını, yasal olarak gerçekleştirdiği işlemlerin suç olarak gösterildiğini dile getiren Hızır, “Başkan Kocaoğlu ile aramızda uyuşmazlık varken nasıl örgüt kurmuş olabiliriz? Örgüt üyesi ve yönetmek ile karşınıza geldiysem, öyle bir örgüt kurmadım. Kamuoyu bu süreçte yanlış bilgilendirildi. Geçen süreçte ben ve bazı arkadaşlarım suçlandı. Hem kendisini ihbar eden gizli tanık hem de sanık nasıl olacağım? Bunları yayınlayanları kınıyor. Gerçekleri yazmalarını istiyorum. İddianamede yer alan TAPE’ler eksik ve yanlıştır. Ev aramalarında, müzik seti hoparlörün içine kadar arama yapılan bir başka arkadaş var mı bilmiyorum. Kocaoğlu ile karşılıklı ve idari ve ceza davalarımız var. Basında şahsıma yönelik olumsuz hareketler, bilgilendirmeler oldu. Kamuoyumda hakkımda yanlış bilgilendirmeler var” dedi. Buca TOKİ konutlarındaki ihaleyle ilgili olarak yönetmelikte değişiklik olduğunu dile getiren Ersu Hızır, “Merdivenin yapılması zorunluydu. Esas firmaya da yaptırılsa bir bedel karşılığı olmalıydı. Kırdırılan bedelleri ödememiz durumunda bize zimmet çıkacaktı. İki ayrı ihale birbirinden ayrıydı. Bilirkişi raporu. Sayıştay raporuna dayanak olarak aldıysa da, rapor ile tespit yapan Sayıştay bu yaptırımı yapabilecek yetkili bir kurum. Bilirkişi, Sayıştay yetki alanına müdahalede bulunmuştur ve bu tarihe kadar da Sayıştay tarafından cumhuriyet savcılığına bir suç duyurusu da bulunmamaktadır. Sayıştay zaten gereğini yapabilecektir. Hakkımızda da bir zimmet çıkarmamıştır” dedi.

Hızır, İmar kanununun 32'inci maddesine aykırılık konusuna yönelik, “Bu konuda da binaların ruhsatının olmadığı iddia edilmiş ancak tüm eksiklikler tamamlanmış, hepsinin ruhsatları da alınmıştır. Bu ruhsatlar da dosyada mevcuttur. Dolayısıyla aykırılıktan söz edilemez. Bu konuda İzmir Birinci İdare Mahkemesi’nin kararıyla tespit edilmişti” dedi.

Seramik kaplamasındaki eksiklikle ilgili yapılan eyleme fesat karıştırılması konusuna yönelik Hızır, “Görevlilerimiz, tüm kontrolleri yaparak eksiksiz yapıldığını belirtmektedir. Bunu yok saymak beklenemez. Yüklenici zaten idarenin zararını karşılamıştır” dedi. Hızır, kendisine tahsis edilen araçların ve malzemelerin kullanımıyla ilgisi ise, “Genel sekreterlik görevinin ardından bu araçları iade etim. Laptopda incelemenin ardından suç hususu bulunmadı. Telefon da faturasını ödediğim bir telefon” dedi. Hızır, İZULAŞ Genel Müdürüyle konuşurken de ESHOT PASO olarak geçen terimin iddianamede AS HOPALI diye geçtiğini, ayrı bir anlam yüklendiğini dile getirdi. Hızır, son olarak şal ve sandviç dağıtımlarının da yönetim kurulu kararı olduğunu, bir ilgisi bulunmadığını dile getirdi.

ZARFIN İÇİNE BAKMADIM

Özel Kalem Müdürü Levent İşler ise, Çankaya Katlı Otopark ihalesinin ardından Genç’in kendisini arayarak Başkan’a bir bilgi iletmek istediğini söylediğini, kendisinin de kapalı zarfla göndermesini istediğini söyledi. Sivil memur olarak görev yaptığı emniyette de bu şekilde kapalı zarflarla birçok önemli bilginin elinden geçtiğini dile getiren İşler, “Zarfın içini okumadım. İçinde de ne olduğunu bilmiyordum. Zarfı Başkan’a iletmeseydim görevimi ihmal etmiş olurdum. Suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu.

İZBAN tanıtım filmleriyle ilgili ihaleye fesat karıştırdığı ileri sürülen Öztürk Kurt ise yazılı savunmasında suçlamaları kabul etmedi

SESİ TİTREYEREK SAVUNMA VERDİ

Tutuksuz sanıklardan Destek Hizmetleri Daire Başkanı Serpil Keskin ise, “20 yıldır, devlet memuru olarak görev yapıyorum. Tutuklandığım gün, bir yaşındaki bebeğimi bırakıp cezaevine girdim. Destek hizmetleri çok zor bir görev. Ancak örgüt suçlamasını kabul etmiyorum, üye de değilim. İhaleyi fesat karıştırmayı da kabul etmiyorum” dedi. Savunmasını verirken duygulanıp sesi titreyen Keskin, banliyö hattı tanıtım filmi ihalesine fesat karıştırılmasıyla ilgili, “İhale usulüne göre yapılmıştır. Yaklaşık maliyet kimseyle paylaşılmamıştır. Balkan Halk Dansları Festivali ihalesi gazetelere de ilan verildi. Şal alımı da kanun kapsamında yapılan ihaleye göre alınmıştır. Görevimi yasaya uygun, dürüst bir şekilde yaptım. Beraatimi istiyorum” diye konuştu.

Üye hakim, Pervin Şenel Genç ile yaptığı Hakan Say ile ilgili telefon görüşmelerini sordu. Keskin, “Emniyette de verdiğim ifademde, bir kısmının bana ait olduğunu söyledim. Dört gün aç suçsuz, bebeğimden uzaktım. Orada bu konuşmaları hatırlamadığımı söyledim. O an çok kötüydüm, uykusuzdum. Gözlerim şişmişti. Ben hayatımda karakola bile gitmedim. Karanlık bir zindana atılınca psikolojim bozuldu. Basına bilgi edinme niteliğinde Genç ile bunları paylaştım. Yasaya aykırı bir şey yapmadım. İhaleyi iptal etme benim görev alanımda değildir. Kendisi bana bilgi amaçlı sorular soruyordu. Ben de kendisine bilgi veriyordum” dedi.

KOCAOĞLU ADLİYEDEN AYRILDI

Davanın öğleden sonraki oturumunda saat 17.00 sıralarında bir ara daha verildi. Bu ara sırasında Başkan Aziz Kocaoğlu, programı nedeniyle adliyeden ayrıldı, diğer tutuksuz sanıkların savunmalarını beklemedi. Cezaevine gitmek isteyen bazı sanıklara ise mahkeme başkanı izin vermedi.

İMZAM YOKTUR

Aranın ardından savunması alınan tutuksuz sanıklardan Pınar Çalışkan, “Banliyö tanıtım filmi ihalesi yasalara uygun yapılmıştır. İddianamede hakkımda TAPE kayıtları da yoktur. Oluşan kamu zararı da yoktur. 6’ncı Balkan Halk Dansları Festivali, kültür müdürlüğünün talebi ve başkanlığın oluru ile hazırlanmıştır. Teknik şartnameyi, talep eden müdürlük hazırlar. İhale ilanları KİK’in internet sitesinde yer alır. Mevzuata aykırı bir durum yoktur. Bir uyarıda gelmediği için ihalede onaylanmıştır. Hiç bir firmayla görüşme yapmadım. Örgüte üye olmayı kabul etmiyorum. Polisteki ifademde yorgunluktan ne dediğimi hatırlamıyorum. Buradaki ifadem doğrudur” dedi. Tutuksuz bir diğer sanık Nagehan Genç de, iddianamedeki görev tanımı olan Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi Müdürü yerine sadece resmi olmayan bir çalışanı olduğunu dile getirdi. Genç, “Kültür Merkezinde resmi evrak akışı yoktur. Bu nedenle herhangi bir suç da yoktur. Gizli bilgiler filan aktarmam söz konusu değildir. Resmi bir sıfatım da yoktur” dedi.

TRİLYONLARCA LİRALIK PROJELERDE BULUNDUM

Tutuksuz sanık Fatma Işık Çelikoğlu da, “47 gün cezaevimde kalmama neden olan iddianameyi inceledim. Üç ayrı suçlama var. 1999-2011 yılına kadar Büyükşehir Belediyesi’nde görev yaptım. Kordon kıyı düzenlemesinde projem vardır. Emekli olana kadar trilyonlarca liralık projelerde bulundum. Görevimi nasıl getirmem gerektiğini çok iyi biliyorum. Polis ve savcılık sorgusunda bunlar bana hiçbir şekilde sorulmadı. Evet İzmir Büyükşehir Belediyesi bir örgüttür. Çalışan, halka hizmet veren bir örgütüz. Sokakta yere çöp atanlarla bile tartışırım. Bu yüzden tartaklandığım bile vardır. Bilirkişi raporlarına dayanarak hakkımda suçlamalar var. Tek suçum kanunu kanunda yazdığı gibi uygulamaktır. Burada kendimi 90 kilometrelik bir yolda hız yapıp, trafik cezası yemiş gibi hissediyorum. İlgili sanatçının gösteri yerinde bulunması için yetki belgesi istenmektedir. Bu belge ihaleye yarım saat kala temin edilmez. Bizim görevimiz bunları tamamlatmaktır. Buca Toplu Konut ihalesinde, Sayıştay denetiminde suç unsuru ve kamu zararı tespit edilmemiştir. İhaleden kısa bir süre önce Buca Belediyesi, bizden sığınaklarla ilgili belgeler istedi. Verme gibi bir durumumuz olmamasına rağmen belgeleri verdik. İnşaatlara başlandı. Benim görevimde değişiklik oldu. Ben bu inşaatların projelerin hazırlanması aşamasında vardım. Yangın merdiveniyle ilgili ikinci ihalenin yapılmasında bir ilgim yoktur. Buca Belediyesi ruhsat vermemek gibi, bir de imar kirliliği ile ilgili şikayetlerde bulunmuştur. Bu projelerde yangın projesi olmasa mimarlar odası bu projeyi onaylamaz” dedi.

İZMİR

TT(SSA)