Geçen yıl Mayıs ve Kasım aylarında polisin gerçekleştirdiği operasyonlarla ilgili, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun aralarında bulunduğu 2’si aranan, 2’si başka suçtan da tutuklu olmak üzere toplam 23’ü tutuklu 130 sanığın yargılandığı davanın 5'inci günkü duruşması, bugün saat 09.30 itibariyle, İzmir Özel Yetkili 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı. Hafta sonu arasının ardından bugün sabahki duruşmaya, tutuklu sanıklar ile aralarında Başkan Kocaoğlu’nun da bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar, avukatlar ve sanık yakınları katıldı. Duruşma salonunda, tutuklular ile yakınları bir süre özlem giderdi. Tutuklu sanıkların savunmalarının alınmaya devam edildiği 5'incioturumu, Denizli CHP Milletvekili ve Erzincan Eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner de izledi.

'MEMURLUK AHLAKIMA TERS'

Savunması alınan Abdülhalim Cumhur Yazıcı, "Örgüt suçlamasını kabul etmiyorum, memurluk ahlakıma ters" dedi. Altıncı Balkan Halk Dansları Festivaliyle ilgili bilgi aktarıp aktarmadığı sorulan Yazıcı şunları anlattı:

"7 Temmuz 2009'da göreve başladım. Kültür Şube Müdürü olarak çalıştım. 22 Ekim 2010’dan sonra Kent Konseyi Şube Müdürü olarak atandım. Mal ve hizmet alımıyla ilgili karar ve yetkiye sahip değilim. İdari şartnamelerin hazırlanması, fiyat araştırmaları, satın almaya ilişkin maliyetlerin belirlenmesine yönelik hiçbir yetkim ve sorumluluğum yoktur. Görevim, tarafsız şeffaf ve herkese eşit uzaklıkta olmayı gerektirir. Sanıklardan Ömer Devrim Ergin beni ziyaret etti. Festivalin yapılıp yapılmayacağını sordu. Ben de internet sitesinden bakın dedim. Biz teknik şartnameleri hazırlarız. Sanatçıların isimlerini buraya yazmak zorundayız. Tarih de belirtmemiz gerekiyor. Sanatçı veya menajerine ulaşıp uygun olup olmadığını sormam lazım. Bu nedenle, Hüsnü Şenlendirici ve Suzan Kardeş’in menajerine ulaştım. Birkaç gün sonra döndü ve uygun olduklarını söyledi. Ben de bu bilgileri daire başkanlığına bildirdim. Tüm yaptığım budur."

'OTELİN PARASINI KENDİM ÖDEDİM'

Çeşme’de kaldığı otelin bedelinin organizasyon firması tarafından ödenmesiyle ilgili olarak da Yazıcı şöyle savunma yaptı:

"Çeşme'de bir rock konseri vardı. Kalmak için bir yer bulamadım. O günlerde kent orkestramızın, Bostanlı’da konseri vardı. Burada Sedat Sakur’la karşılaştım. Çeşme’deki organizasyondan bahsettim. 'Yer bulmak için bakayım' dedi. Sonra bulduğunu söyledi. Benim adıma yer ayırtmış. Olay budur. Bin lira nakit paramızı ödedik. Ama aceleden fiş, fatura alamadım. Emekliliğimin geldiği 20 yıllık memuriyet hayatımda böyle bir olumsuzluğu kabul etmem."

Sanıklardan Abdülhalim Cumhur Yazıcı’nın Çeşme’de kaldığı otelin parasının ödenmesiyle ilgili savunmasına başvurulan Sedat Sakur da, "Rezervasyonu biz yapmıştık. Kendisi aceleden faturayı alamamış. Otel sahipleri, rezervasyonu yaptırdığımız için faturayı bizim şirket adına kestirmiş. Şirketin kasasından çıkan bir lira yoktur" dedi.

GERÇEK FİYATLARLA REKABET EDİLSİN

Diğer tutuklu sanık Alaattin Eraslan da 10 sayfalık yazılı savunmasını mahkeme heyetine vererek, "Örgüt üyeliğini kabul etmiyorum. Yazılı savunmamı hazırladım. Ben her zaman gerçek fiyatlarla rekabet edilmesinden yanayım. Bana yapılan yüzde 15’lik teklif projeksiyon cihazının kullanımıdır. Kimseye aracılık yapmadım" diye konuştu.

BÖYLE BİR ORTAM GÖRMEDİM

Tutuklu sanıklardan Cafer Alt ise Belediyede işçi olarak çalıştığını belirterek şunları söyledi:

"Örgüt üyesi değilim. Sendika işyeri temsilcisiyim. Herhangi bir şeye şahit olmadım. İhaleye gelenler ile ilgili bir tartışma görmedim. Kimsenin ihaleye girmesine engel olmadım, ne de tehdit ettim. Böyle bir ortam da görmedim. Sadece belediyenin önünde toplanan taşeron işçilerin seslerini duydum. Kendim akciğer kanseriyim, eşim ve çocuklarım mağdur. Tahliyemi talep ediyorum."

BİZ PROJE ÜRETİRİZ

Turkuaz Tanıtım Şirketi’nin ortağı olduğunu söyleyerek savunmasına başlayan Ferik Faruk Boyacıoğlu da şöyle konuştu:

"Şirketim çeşitli konsept projeler üreten bir şirkettir. Tanıtım ve etkinlik ajansıdır. Şirketlerin projelerini hazırlayıp tanıtımını yaptık. Avea firması biz tutuklanmadan önce sosyal sorumluluk projesi yapmamızı istedi. Türkiye’nin ve Dünya’nın yıldızları projesiydi. Türkiye’den 16 çocuğu Barselona futbol takımına götürdük. Bu çocukları Messi ve diğer futbolcular ile tanıştırdık. Bu proje, Türkiye’ye beşincilik getirdi. Aynı firmayla Candan Erçetin konserleri düzenlemek için anlaştık. Burada biz bilet satış işlerini Aysa şirketine verdik. Benimle ilgili Tape’leri kabul etmiyorum. Örgüt suçlamasını kabul etmiyorum. Tahliyemi istiyorum."

CHP Milletvekili Süleyman Çelebi’nin de izlediği oturuma, öğlen arası verildi.

ÇELEBİ: ÇAMUR AT İZİ KALSIN PROJESİ

Öğlen arasında Süleyman Çelebi ile yemeğe gitmek için adliyeden ayrılan Başkan Aziz Kocaoğlu, "Dava devam ediyor. Süreci izliyoruz. Desteklerini esirgemeyen herkese teşekkür ediyorum" dedi. DİSK Eski Genel Başkanı olan milletvekili Süleyman Çelebi ise, "Türkiye’de tartışılması gereken bir çok konu var. Hukuksuzluğu burada gördük. Trajikomik bir dava. Burada yargılanan sendikacılar hepsi yol arkadaşlarım. Başkan Kocaoğlu gibi bu davayla asla alakaları olamazlar. Çamur at izi kalsın projesi tutmayacaktır. Gerçek adaletin tecelli edeceğine inanıyorum" diye konuştu.

CİHANER: İDDİANAME HUKUKA AYKIRI

CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ise, İddianamenin hukuka aykırı olduğunu öne sürerek şu görüşleri savundu:

"KCK, Oda TV davaları neyse, burada TSM, fasıl sorgulanmaktadır. Siyasi bir dava durumuna getirilmeye çalışılıyor. Her ne kadar iddianameyi savcı hazırlamış gibi görünse de, altında imzası olsa da, burada hukuka aykırı olarak bilirkişilere suç olabileceği düşünülen şeyler inceletilmiş. Suç yaratılmaya çalışılmış. Birbirini tanımayanlar bir arada gibi gösterilmiş. Akla mantığa aykırı bir yargılama. Niye burada yargılanıyorlar? Kamu zararı nerede? Tapeler iddianameye çevrilmiş. Siyasi bir soykırımdır. Bu mahkemede yargılamanın yapılmaması gerekir."

Cihaner, mahkeme heyetinden kimseyi tanımadığını da dile getirdi.



TT(İÖ/COŞ)