İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin '9 Eylül İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 90'ıncı yıldönümü' kutlamaları kapsamında gerçekleştirdiği ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne tahsis ettiği 'Basın Müzesi' törenle açıldı. Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen Basmane semtindeki tarihi Ayavukla Kilisesi’nin müştemilatındaki Müze’nin açılış törenine CHP İzmir milletvekilleri Oğuz Oyan, Hülya Güven, Mustafa Moroğlu, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, AK Parti İl Başkanı Cihat Akay, İGC Başkanı Atilla Sertel, Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Atilla Silkü, CHP İl Başkan Yardımcısı Hüseyin Mutlu Akpınar, İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu, ilçe belediye başkanları ve gazeteciler katıldı.

ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLERİN YAKINLARI DUYGULANDIRDI

Törenin en duygusal konukları ise Basın Müzesi’ne bağışta bulunan öldürülen gazetecilerin yakınları Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu, Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe ve ablası Meryem Göktepe, Turan Dursun’un oğlu Abit Dursun oldu. Güldal Mumcu, kütüphaneler ve müzelerin toplumların hatıra defterleri olduğunu, insanoğlunun unutmamak ve hatırlamak istediğini söyledi. Kimi kişilerin ve olayların da unutulmamasını istediklerini belirten Mumcu, "Bazıları ise kendisi unutmasa bile, işine gelmeyenleri zaten unutkanlıkla malul geniş kitlelere özellikle unutturmak ister. 23 Nisan'ları, 19 Mayıs'ları, 30 Ağustos'ları, 29 Ekim'leri unutturmak ister. Hasan Tahsin'leri, Muammer Aksoy'ları, Bahriye Üçok'ları, Ahmet Taner Kışlalı'ları, Abdi İpekçi'leri, Uğur Mumcu'ları unutturmak ister" dedi.

'BAKAN GÜNAY’IN AKLINLA ITRİ’DEN BAŞKASI GELMEMİŞ'

Uğur Mumcu’nun ilk bilgisayarını Basın Müzesi’ne bağışlayan Güldal Mumcu, konuşmasında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı da eleştirdi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edildiği, Nazım Hikmet’in yattığı tarihi Ulucanlar Cezaevi’nde eski mahkumların duvarlara yazdığı yazıların badana- boyalarla silindiğini, 17 kişinin idam edildiği darağacının cilalanıp bir mobilya haline getirildiğini söyledi. Mumcu şöyle konuştu:

"Ulucanlar artık hapishane değil. Ama müze hiç değil. Müze olmayan bu müzeleri hayata geçiren siyasi yetkili Kültür Bakanıdır. Şehit cenazesinde, Friedrich Chopin’in cenaze marşını 'millet Allahuekber diyecek' itirazıyla susturan Kültür Bakanı. Kendi cenazesinde de klasik Türk müziği bestecisi Itri’nin Segah ilahisinin çalınmasını vasiyet ettiğini söyleyen Bakan’a göre, Chopin’in cenaze marşı halk ile bağ kuramıyormuş. Sanki halk, 'tut-i mucize guyem ne desem laf değil' diyen saray bestecisi Itri ile pek kaynaşmış da!. Hakla kaynaşmışlık adına aklına Itri’den başkası gelmeyen Bakan’ın, hapishaneden dönüştüreceği müze de bu kadar oluyor demek ki. Kaldı ki siz bakmayın Kültür Bakanı’nın hamaset edebiyatına. Toplumsal baskı olmasa, Ulucanlar Cezaevi alanının dev bir alışveriş merkezine, ya da bir padişah camisine dönüştürüleceğini, bunun bir AKP klasiği olduğunu artık hepimiz biliyoruz."

METİN GÖKTEPE'NİN KAZAĞI

Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe de, kardeşinin önceden duvardan düştüğünün söylendiğini, basını ısrarlı takibi ve annesinin mücadelesi ile gerçeklerin ortaya çıkması için mücadele verildiğini söyledi. Geniş kapsamlı bu cinayetlerin çözülmesi için meclis komisyonu kurulması için defalarca TBMM’ye yakınlarını kaybetmiş ailelerin talepte bulunduğunu belirten Göktepe, "İktidarın oyuyla komisyon kurulmadı. 100 yılda 100’ün üzerinde gazeteci öldürüldü. Ben ve annem Metin’in bizim için çok değerli olan kazağını Basın Müzesi’ne bağışladık. O kazakta bizim için çok değerli olan Metin’in saç telleri var. Metin kokan bir kazak. Bize kutsal bir emanet. Artık en doğru yerde, olması gereken yerde bu kazak" dedi.

Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Atilla Silkü de yaptığı konuşmada toplumsal beleğin oluşmasında müzelerin önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İGC Başkanı Atille Sertel, müzenin açılmış olmasında dolayı gururlu olduklarını söyledi. Gazetecilik mesleğinin çileli, meşakatli, ölüm, felaket ve acı dolu bir meslek olduğunu belirten Sertel şöyle konuştu:

"Toplumu aydınlatma, kamuoyunu bilgilendermeye çalışan gazeteciler karanlık güçlerin hedefi oldular, öldürüldüler. Görevlerini yaptıklarından ötürü canlarını verdiler. Bizim gurur kaynağımız, ışığımız oldular. Gelecek kuşaklara ışık tutması için önemli bir gün bugün. Teknolojik açıdan gazetecilik çağ atladı. Ama gazeteciliğin sosyal ve ekonomik koşulları, sendikalaşma, yaşam koşullarında tam gerilemeye gitti. Bu inanılmaz tabloyu değiştirmek gazetecilerin mücadelesi ile olacaktır. Toplumun hakkını savunan kesimin, kendi haklarını korumakta tereddüt davranması artık sona ermelidir. Güldal Mumcu’nun Uğur Mumcu’nun ilk kullandığı bilgisayarın müzeye vermesi bizim için çok anlamlı. Meryem ve Fadime Göktepe’nin biricik evlatlarının kazağını vermesi çok önemli. Abdi İpekçi’nin daktilosu, Çetin Emeç’in en değer verdiği notlar ve ölümünden önce aldığı son tehdit mektubu de Müze’de sergileniyor. Bundan sonra ne gazeteci öldürülsün, ne de tutuklansın."

ATALAY: EN ÖZGÜRLÜKÇÜ BASIN YASALARI BİZDE

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay ise, ilklerin kenti İzmir’in Basın Müzesi’nde de öncü olduğunu söyledi. Mezbele olan tarihi binanın İzmir’e ve Türk basınına kazandırıldımasında dolayı teşekkür eden Atalay, "Türkiye çok güzel günlere gelecek. Dünyanın en özgürlükçü basın yasalarından biri bizde. Ancak Terörle mücadele yasalarından dolayı hala sorunlar yaşıyoruz" dedi.

'ÖĞRENDİĞİNİZ ŞEYE BAĞLI OLUYOR YAŞAMINIZ'

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, Basın Müzesi’nin hafızaları tazeleyeceğini, gelecek kuşaklara neler yaşandığını aktaracağını söyledi. Gazeteciliğin zor bir meslek oldğunu belirten Kocaoğlu, "Mesleğin doğası gereği pek çok şeyi öğrenmek özelliği var. İstesiniz de istemezeniz de öğrendiğiniş şeye bağlı oluyor yaşamınız. Zaman zaman 'gazeteciler fazla şey öğrenmesin mi' diye düşünüyor insan. Ancak tabii ki gazetecilerin amacı halkı doğru bilgilendirmek" dedi.

'TERÖRÜ ÇÖZMEK İÇİN TÜM PARTİLER BİRARAYA GELİN'

Son dönemlerde artan terör olayları ve verilen şehitlerden dolayı acı dolu günler yaşadıklarını belirten Aziz Kocaoğlu şunları söyledi:

"Mutlaka bir çıkış yolu bulmalıyız. Bunu siyasiler çözecek. Çözülsün de, hangi parti ne kadar prim alıyorsa, madde manevi getirisi neyse onu alsın. Herkes de buraya katkı koysun. Terörün bitmesi için verilen emekleri ülke insanı hiçbir zaman unutmaz. Parti ayrımı yapmadan, tüm siyasi partiler terörü çözmek için biraraya gelin." 

Basın Müzesi konuşmaların tamamlanmasının ardından kurdelenin kesilmesiyle açıldı. Atilla Sertel, Aziz Kocaoğlu’na İGC adına minyatür Hasan Tahsin heykeli verdi. Müze’de en çok öldürülen gazetecilerin eşyalarını sergilendiği oda ilgi çekti. Güldal Mumcu, eşi Uğur Mumcu’nun daktilosunun başında duygusal anlar yaşadı. Oğlu Metin Göktepe’nin kazağını gösteren Fadime Göktepe, Mumcu’ya 'Onlar ölmedi. Hiç bir zaman unutulmayacaklar. Kalbimizde yaşıyorlar' dedi. Mumcu ve Göktepe’nin bu konuşma sırasında gözleri doldu.



UB(İÖ/COŞ)