Kocasakal'ın da aralarında bulunduğu 11 baro yöneticisi hakkında "Yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs" iddiasıyla dava açılmıştı. Baro yönetiminin düşeceği iddialarına ilişkin Ümit Kocasakal, baro yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basın açıklaması yaptı.

İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın Konferans Salonu'ndaki bason toplantısında Ümit Kocasakal'ı avukatlar ayakta alkışlayarak karşıladı. Ümit Kocasakal ve baro yönetim kurulu da avukatlara alkışlarla karşılık verdi. Ümit Kocasakal sözlerine, "Huzurlarınızda 12 Eylül darbesi döneminden sonra hakkında ceza davası açılan ilk baro başkan ve yöneticileri olarak bulunuyoruz" diyerek başladı.

"İSTANBUL BAROSU BOĞAZA DA TAKILACAK KADAR DA BÜYÜK BİR KURUMDUR"


Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca haklarında açılan davayı ve geçtiğimiz günlerde Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlara yönelik operasyonu eleştiren Ümit Kocasakal, Türkiye'de avukatlar hakkında bir itibarsızlaştırma kampanyası yürütüldüğünü savundu. Kocasakal, "Maalesef Danıştay 8. Dairesi de vermiş olduğu ünlü kararda yargının kurucu unsuru olan avukatlık mesleğini bir serbest meslek olarak tanımlamak suretiyle bu itibarsızlaştırma çabaları içerisindeki yerini aldı. Dün birkaç gazetede yazıyordu. 'Bizi yemeye' karar verdikerli anlaşılıyor. Ama İstanbul Barosu öyle kolay yenecek bir kurum olmadığı gibi boğaza da takılacak kadar büyük bir kurumdur" diye konuştu.

"ALDIĞIMIZ YÜZDE 60'LIK OY VE DESTEK BİZİM NAMUISUMUZ VE ONURUMUZDUR"

Baro'nun hedef alındığını ifade eden Ümit Kocasakal, "Barolar avukatlarına sahip çıkamayacak hale getirilecek. Avukatlar tamamen korumasız ve korunmasız bırakılmaya çalışılacak. Buradaki amaç budur. Hep milli iradeden millet iradesinden, sandıktan dem vuranlar sandıkta yapanmadıklarını darbeci birtakım yöntemlerle başka şekilde yapmaya çalışıyor. Biz eğer görevimizin başındaysak bunun nedeni koltuk sevdamızdan değil ama genel kurulumuzdan aldığımız yüzde 60'lık oy ve destek bizim namuısumuz ve onurumuzdur. Onu korumak adına biz bu direnişi sergiliyoruz" dedi.

"TÜRKİYE İLERİ FAŞİZMİ YAŞAMAKTADIR"

Hedeflenen baroları susturup sindirip uysal uyumlu barolar yaratmak olduğunu savunan Ümit Kocasakal, "Avukatlık bağımsız bir meslektir. Avukatların bir takım davaları almaması sonucunu yaratarak vatandaşın da savunmasız bırakılması, hakkını arayamayacak hale getirilmesi amaçlanmaktadır Buda tam bir dikta özlemidir. Toplumun bütün kesimleri susturulmak isteniyor. Bütün odalara, öğrencilere düşünen yazan çizen herkese karşı bir sindirme ve yıldırma operasyonu yapılmaktadır. hep söylediğimiz gibi Türkiye ileri faşizmi yaşamaktadır. Mücadele yeni bir dönemece girmiştir. Avukatlar ve barolar bu hukuksuzluklara asla boyun eğmeyecekler ve meşru müdafa haklarını sonuna kadar kullanacaklardır" ifadesini kullandı.

KARAR AYAKTA ALKIŞLANDI

Ümit Kocasakal ardından, "Son dönemlerde avukatlara, avukatlık mesleğine meslek onuruna barolara ve özellikle İstanbul Barosu'na yönelik saldırıların hukuksuzlukların sindirme ve yıldırma girişimlerinin yoğunlaşması tahammül edilemez ve tehditkar boyutlara ulaşması karşısında İstanbul Barosu Yönetim Kurulu 7 Şubat tarihinde yapılan toplantıda bu gündemle sınırlı olmak ve bu konuları görüşmek, bu saldırılara karşı haraket tarzını belirlemek üzere en üst organı olan İstanbul Barosu Genel Kurlu'nu olağan üstü toplantıya çağırma, bu toplantıya Türkiye Barolar Birliği Başkanı, yönetim kurulu ve tüm organlarını, tüm baro başkanlarını, ülkedeki tüm avukatları hukuk fakültesi dekan ve öğretim üyelerini ulusal ve uluslararası hukuk kurumlarını da davet etme kararı almıştır. Mesleğe, meslektaşa, baroya yönelik saldırılara, tasfiye girişimi ve tezgahlarına en iyi cevabı Genel Kurulumuz verecektir" sözleriyle olağanüstü genel kurul kararını açıkladı.

"YANINDAYIZ" PANKARTI

Kocasakal'ın bu sözlerini salondaki bulunan avukatlar ayakta alkışladı. Avukatlar, açıklamanın yapıldığı Orhan Adli Apaydın Konferans Salonu'nun duvarına "Yanındayız" yazılı pankart astı.

İstanbul Barosu yönetim kurulu üyeleri hakkında, Balyoz davasında savunma avukatlarına verdikleri destek nedeniyle soruşturma başlatılmış, ardından da "yargılamayı etkilemek" suçlamasıyla dava açılmıştı. Baro yetkilileri de "yargılamayı etkiledikleri" suçlamasına, "Bizim avukat olarak görevimiz bu" yanıtını vermişlerdi. Baro Yönetim Kurulu'na açılan bu davanın ardından, kanuna göre Baro Yönetiminin düştüğü iddiaları ileri sürülmüştü. Bu iddiaların ardından İstanbul Barosu yönetimi de buna karşı olağanüstü genel kurula gitme kararı aldı.