Avusturya'nın İnsburg kentinde 15 Ağustos tarihinde intihar eden HADEP ve DEHAP'ın kurucu üyelerinden Cemal Kavak'ın cenazesi uçakla Batman Havaalanı'na, oradan da Diyarbakır'a getirildi. Kalabalık bir araç konvoyu ile Diyarbakır'a getirilen cenaze aracı Mardin karayolunda durduruldu. BDP yöneticileri ve ailesinin Kavak'ın cenazesini şehir içinden geçirerek evinin önüne götürmek istemesine izin verilmedi.

KARAYOLU 3 SAAT TRAFİĞE KAPANDI

Cenaze konvoyunda bulunan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ve partililer polislerle görüşerek cenazeyi Yenişehir İlçesi'nde bulunan Kavak'ın evine götürmek istediklerini söyledi. Polis yetkilileri ise, kalabalık toplanmaması için konvoyu şehir merkezine sokmayacaklarını belirterek, eski Mardin yolundan Mardinkapı Mezarlığı'na götürülmesini istedi. Polisin gösterdiği güzergahı kabul etmeyen konvoydakiler yolda bekleyerek eylem yaptı. Bunun üzerine bölgeye çok sayıda çevik kuvvet ekibi, panzer ve zırhlı araç sevk edildi. Yaşanan kriz nedeniyle Diyarbakır - Mardin Karayolu yaklaşık 3 saat boyunca trafiğe kapandı. Kriz nedeniyle cenaze de 3 saat boyunca yolda beklerken BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ta konvoyun durdurulduğu yere geldi. Yapılan görüşmelerin ardından grup eylemi sona erdirerek polisin gösterdiği güzergahı kullanıp Mardinkapı Mezarlığı'na geldi.

ŞEHİTLERİMİZE UĞRUNA ÖLDÜKLERİ TOPRAKLARIN ÖZGÜRLÜK MÜJDESİNİ VERECEĞİZ

Mardinkap mezarlığına 'Şehitler Ölmez' sloganları eşliğinde getirilen Kavak cenaze namazı kılındıktan sonra defnedildi. Defin işleminin ardından bir konuşma yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Hem onurlu bir yaşam sürmüş bir yoldaşımızı kendi topraklarına emanet ediyoruz. Bu halkın bu kadar sabırlı olmasında, bu kadar erdemli olmasında inatla, ısrarla özgürlüğü, barışı bu kadar savunuyor olmasında şehitlerimizin çok önemli bir rolü var. Bu kadar değerli evladını toprağa veren bu halk bir yandan da sabır taşına dönmüştür. Cemal arkadaşımız ülkede bulunduğu her anı halkına adamış. Avrupaya gitmiş ve orada sürgünü benimseyememiş, kendi topraklarında kendi vatanında yatmayı sürgünde yaşamaya tercih etmiştir. Bir kez daha Cemal arkadaşımıza 'Hoşgeldin' diyorum. Bu halk özgür olana kadar, bu halk onurlu bir şekilde, eşitçe yaşayana kadar asla mücadeleden vazgeçmek yok. Tek bir geri adım atmak yok. Bir halk olarak bu sözü verdiysek bir gün gelecek şehitlerimizin mezarlarının başında uğruna öldükleri toprakların özgür olduğunu onlara müjdeleyeceğiz. Bu sözü bir kez daha tekrarlıyoruz" dedi.