Şifa Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi diyaliz merkezinin en küçük yaştaki hastası Hakan Yusuf Bilir, sevecenliği ile diğer hastaların da moral kaynağı oldu. Hakan Yusuf, Türkiye’de böbrek nakli için organ bağışı bekleyen yaklaşık 19 bin 800 hasta arasında bulunuyor. Çocukluğundan bu yana hastalıkla mücadele eden Bilir, her şeye rağmen yaşama sımsıkı tutunuyor. Neşeli tavır ve esprileri ile diyalize giren diğer hastaların da neşe kaynağı olan Bilir, okuldaki derslerinden de geri kalmıyor. 4 saatlik diyaliz seansı sırasında öğretmenlerinin kendisi için hazırladığı CD’lerden derslerini takip eden Bilir, okulun da başarılı öğrencileri arasında yer alıyor. Her hastaneye gelişinde kendisine eşlik eden annesi Melahat Bilir, gururla oğlunun son matematik sınavından 96, sosyal bilgilerden de 80 aldığını söyledi.

Oğlunun henüz 3 yaşındayken Hemolitik Üremik Sendrom hastalığına yakalandığını belirten anne Melahat Bilir, şunları anlattı:

"Hakan Yusuf, gayet sağlıklı bir çocukken, 3 yaşında kusma ve yüksek ateş şikayeti ile doktora götürdük. Yaklaşık 1 ay süren tetkikler ve yapılan biyopsi sonucu Hakan Yusuf’a HÜS teşhisi konuldu. Ancak, tedavisi sonuç verdi ve oğlum iyileşti. O hastalıktan yaklaşık 3 yıl sonra oğlum gribe yakalandı. Ancak gribal enfeksiyon ile birlikte HÜS hastalığı da tekrarladı. O sıralar Balıkesir’de olduğumuz için oğlumu Ege Üniversitesi Hastanesi’ne getirdik. 'Birkaç gün kalır evimize döneriz’ diye geldiğimiz Ege Üniversitesi Hastanesi’nde oğlum tam 3 yıl yoğun bakımda kaldı. Çünkü HÜS hastalığı nedeniyle 'Beyin tutulumu' oldu ve Hakan Yusuf felç geçirdi, gözleri görmemeye başladı. Hastalığın teşhisi için bu süre zarfında oğluma 7 kez biyopsi yapıldı. Nihayetinde HÜS hastalığının tekrarladığına karar verildi. Bu 3 yıllık tedavi sürecinde oğlum böbreklerini kaybetti. Ege Üniversitesi Hastanesi ile başlayan diyaliz sürecimiz Şubat 2012’den bu yana da Şifa Üniversitesi Hastanesi’nde devam ediyor."

"CANLIDAN NAKİLE İZİN YOK"

Oğluna böbreğini vermeye hazır olduğunu belirten anne Melahat Bilir, doktorların canlı vericiden böbrek nakline 'Organ heba olur' düşüncesiyle izin vermediğini söyledi. Bilir, "Doktorlar HÜS hastalığının tekrarlama riskinin çok yüksek olduğunu ancak, kadavradan böbrek nakline izin verebileceklerini söyledi. Biz de bu nedenle Türkiye’deki binlerce kişi gibi umutla organ çıkmasını bekliyoruz. Oğlum diyalize girdiği için kanı temizleniyor. O yüzden HÜS hastalığının tekrarlayıp tekrarlamayacağı ancak böbrek naklinden sonra belli olacak" dedi.

ANNENİN HEDEFİ DİYALİZ HEMŞİRESİ OLMAK

Eşi Yaver Bilir ile birlikte son 7-8 yılını oğlunun tedavisi için büyük bir mücadele içinde geçiren anne Melahat Bilir, oğlunun derslerine yardım etmek için de yeniden öğrenci oldu. Bilir, "Oğlumun derslerine yardımcı olmak için ben de ders çalıştım, yeniden öğrenci oldum. Onunla birlikte sınavlara girdim. İlkokul mezunuydum, dışarıdan liseyi bitirdim. Önümüzdeki yıl üniversite sınavına girip diyaliz hemşiresi olmak için okumaya karar verdim. Buradaki hemşirelerin, doktorların oğluma çok iyi baktığını, ona nasıl umut aşıladıklarını gördüm ve onlardan çok etkilendim" dedi.

3 BİN 800 KİŞİ HAKAN YUSUF İÇİN BİRLİK OLDU

Organ bağışına teşvik için bir sosyal paylaşım ağında 'Organ Hayattır' adı altında bir grup oluşturduklarını da ifade eden Bilir, "Grubumuzun kısa sürede 3 bin 800 üyesi oldu. Bir taraftan da orda bir mücadele veriyor, insanları organ bağışı konusunda bilgilendirmeye çalışıyoruz" diye konuştu.

HUS HASTALIĞI

Hemolitik Üremik Sendrom (HUS) erken çocukluk döneminde görülen bir hastalık olarak biliniyor. Mikroangiopatik Hemolitik Anemi, Trombositopeni, Böbrek Yetmezliği ile seyreder. HUS Akut Böbrek yetmezliğinin çocuklardaki en sık sebebi olarak gösteriliyor. Özellikle Gastroenteritler (yüzde 90) ve üst solunum yolu enfeksiyonları (yüzde 10) hastalığı tetikleyen faktörler olarak nitelendiriliyor. Bunun dışında anti-diyare ilaçları ve barsak motilite düzenleyicileri HUS'un gelişmesinde riski arttırıyor. E.Coli ve Shigella bakçerilerinin oluşturdukları toksinlerle ishale, hem de HUS'un oluşmasına neden oluyor. HUS'un yüzde 70'i bu iki mikroorganizmanın oluşturduğu toksinler ile meydana geliyor. En sık bulaşma yolunun iyi pişmemiş sığır etleri ile olduğu belirtiliyor, HUS'un HLA ile ilgisi genetik formu da bulunuyor. HUS, genellikle 6 ay 4 yaş çocukların hastalığı olarak biliniyor. Ergenlikte ve erişkinlerde de görülüyor. Ölüm oranı yüzde 5-15.  Hastalık, büyük çocuklar ve erişkinlerde daha kötü ilerliyor. Küçük çocukların yüzde 85'i tedaviye cevap veriyor.