SDÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevzat Özgü Yiğit, Türkiye'nin su zengini değil, tam tersine su fakiri ülke sınıflandırmasına doğru ilerlediğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Yiğit, endüstriyel ve evsel atık suların yeterince arıtılmadan alıcı ortamlara verilmesi sonucunda, tatlı su kaynaklarının kirlendiğini ve kullanılamaz hale geldiğini vurguladı. Bu nedenle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bir proje hazırladıklarını anlatan Yrd. Doç. Dr. Yiğit, 'Boyarmadde İçeren Atık Sular İçin Deşarj Renk Standardının Belirlenmesi ve Arıtım Teknolojilerinin Araştırılması' konulu projeyi hayata geçirdiklerini kaydetti.

MEVCUT SU KAYNAKLARI KİRLİ

Ülkenin su kaynaklarını korumak için Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde (SKKY) tekstil, boya, deri, maya, kağıt vb. sanayi atık sularının deşarj standartlarını tanımlayan tablolar bulunduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Yiğit, bu deşarj kriterleri içerisinde renk parametresi için herhangi bir değer bulunmadığını aktardı. Yrd. Doç. Dr. Yiğit, renk parametresi için bir standardın bulunmamasının mevcut su kaynaklarımızın kirlenmesine, renklenmesine ve kullanılamaz hale gelmesine neden olduğunu açıkladı.

Bu sorunu çözmek amacıyla renk kriterini SKKY'ye eklemeyi planladıklarına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Nevzat Özgü Yiğit, şu bilgileri verdi:

"Bunu yapmadan önce mevcut durumun değerlendirilmesi niteliğinde bir çalışmaya ihtiyacı var. Önerilen proje Bakanlığın belirtilen ihtiyacını gidermek için tasarlandı. Tekstil başta olmak üzere farklı endüstrilerin boyarmadde içeren ve alıcı ortama verilen atık sularındaki renkliliğe ait 'deşarj renk limitinin' belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda proje kapsamında renk parametresine ait en uygun ölçüm ve değerlendirme parametresinin tespit edilmesi, endüstrilerin atık su arıtma tesislerinin renk giderimi açısından mevcut durumların ortaya konulması ve renk giderim teknolojilerinin laboratuar ve tam ölçek arıtılabilirlik çalışmalarıyla desteklenecek."

Projenin 2010 yılında hayata geçirildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Yiğit, projenin 2013 yılında sona ereceğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Yiğit, projeye TÜBİTAK'ın 3.3 Milyon TL destek verdiğini sözlerine ekledi.