Dört adayın yarışacağı seçimlerin ilk iki turunda başkan seçilemezse, 1 Temmuz Çarşamba günü üçüncü ve dördüncü tur oylamalar yapılacak.

Eski TBMM başkanlarından Hikmet Çetin, partiler kendi adaylarına destek vereceği için ilk iki turda başkanın belirlenmesi olasılığını “çok zayıf” görüyor. Çetin, “Koalisyonla ilgili bir ipucu veya adım atılmış olursa ve Meclis başkanını da bir şekilde bunun bir parçası sayarlarsa o zaman 3. turda seçilir” diyor. Çetin’e göre, “eğer perde gerisinde bir anlaşma yoksa” başkanın kim olacağı 4. turda belli olur.

Son tur: En çok oy alan


Bugün yapılacak seçimlerde aday olarak AKP’li İsmet Yılmaz, CHP’li Deniz Baykal, MHP’li Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP’li Dengir Mir Mehmet Fırat yarışacak. TBMM Başkanlığı için ilk iki turda seçilebilmek için gerekli oy en az 367. Hiçbir aday bu oya ulaşamazsa üçüncü turda 276 oy aranacak.

276 oy alan da olmazsa, dördüncü ve son turda en fazla oy alan iki aday yarışacak ve en çok oyu alan seçilecek. TBMM'de, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 258, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 132, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 80'er milletvekili var.

Senaryolar

Meclis’teki sandalye dağılımının ortaya çıkardığı tabloya göre, adaylar kendi partileri dışındaki partilerden destek alamazsa eğer ilk üç turda seçilmeleri mümkün değil. Tam da bu noktada çok sayıda senaryo ortaya çıkıyor.

Pek ihtimal verilmese de ilk senaryo, 258 sandalyeye sahip Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adayı İsmet Yılmaz’ın 3. turda başkan seçilmesi. Bunun için diğer partilerden 18 milletvekilinin, Yılmaz’a oy vermesi gerekiyor.



İkinci senaryo ise İsmet Yılmaz ile birlikte 132 sandalyeye sahip CHP’nin adayı Deniz Baykal’ın son tura kalması. Bu turda en çok oyu alan aday başkan olacağı için Baykal’ın, hem MHP hem de HDP’den oy alarak AKP adayı Yılmaz’ı geçmesi gerekiyor. Yeni ortaya atılan bir senaryo da AKP’nin üçüncü tur için planlar yaptığı şeklinde. Kulislerde konuşulan bu plana göre, AKP’den 60 milletvekili, üçüncü turda HDP'ye oy verecek ve bu sayede son tura, CHP’nin adayı Baykal değil, HDP’nin adayı Fırat kalacak.

CHP, bu plana karşı son turda HDP’nin adayını desteklese bile sandalye üstünlüğüne sahip AKP’nin adayı Yılmaz, başkan olacak. Bir başka senaryo ise, olası bir AKP-CHP koalisyonunda başbakanlığı alması muhtemel olan AKP’nin Meclis başkanlığını, koalisyon ortağı CHP’ye bırakması.

Seçilme olasılığı en yüksek aday kim?


Senaryolar birbirini izlerken kulislerde en çok "CHP, MHP ve HDP yüzde 60 gibi bir oy oranına ulaşmışken başkanlığı AKP’ye bırakır mı?" sorusuna yanıt aranıyor. Eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, adaylar arasında “seçilme şansı en yüksek” isim olarak Deniz Baykal’ı görüyor ama, şu olasılığı da anımsatma ihtiyacı duyuyor:

“Bir uzlaşma ya da anlaşma olmazsa veya üçüncü turda AKP, HDP’nin adayına taktik olarak 60-70 oy verip ikinci sıraya yükseltmezse, büyük olasılıkla Deniz Baykal seçilecek.”
1997-1999 yılları arasında TBMM Başkanlığı yapan Çetin de, dördüncü tur sonunda seçilen başkanlardan. Türkiye’yi ise o tarihte ANASOL-D olarak anılan Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi’nden oluşan koalisyon hükümeti yönetiyordu. Çetin ise koalisyona dışardan destek veren Cumhuriyet Halk Partisi milletvekiliydi.

AKP’siz hükümet seçeneği zor


Meclis’teki seçimlerin tamamlanması sonrası ise hükümet kurma çalışmaları başlayacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümeti kurma görevini öncelikle AKP’nin lideri Ahmet Davutoğlu’na vermesi bekleniyor.Davutoğlu, hükümeti kuramazsa, Erdoğan bu kez görevi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na verecek.

CHP, geçtiğimiz hafta AKP’siz bir hükümet için MHP ve HDP’ye çağrıda bulundu. Hatta başbakanlığı MHP lideri Devlet Bahçeli’ye bırakmayı teklif etti. Ancak çağrısı olumlu karşılık bulmadı. MHP de, HDP’li tüm formüllere kapılarını kapatırken AKP’siz bir koalisyon hükümeti kurmanın mümkün olmadığı ortaya çıktı.

CHP Genel Başkanlığı da yapan Hikmet Çetin’e göre, “İhtimali yüksek olan koalisyon, AKP-CHP koalisyonu”. CHP’nin seçim çalışmaları boyunca AKP’yi yönetimden uzaklaştırma vaadiyle yürüttüğü kampanyayı anımsattığımız Çetin’in, buna yanıtı ise şöyle:

“Seçim meydanlarını esas alırsanız, hiçbir zaman bir araya gelemezsiniz. Türkiye, uzun yıllardır özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çatışma, ayrışma, kutuplaşma dilini kullandı. Türkiye bundan çok zarar gördü. Artık bundan sonra zarar görmemesi gerekir. Bu nedenle böyle bir koalisyon, bunu da bir anlamda sona erdirmeye yönelik bir davranış olur ve buna da gereklilik var.”

CHP’de bir ayrışma olur mu?


Deniz Baykal’ın, 7 Haziran’daki seçimlerin hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ikili görüşmesi sonrası CHP'nin bu koalisyona yaklaştığını düşünen seçmenlerin, hem doğrudan partiye hem de sosyal medya üzerinden partililere tepkilerini gösterdikleri biliniyor. CHP’nin milletvekili listelerini ön seçimle belirlenmesi de dikkate alındığında, AKP ile kurulacak koalisyon hükümeti nedeniyle partide bir bölünme ya da milletvekillerinin güvenoyu vermemesi gibi bir tepki olur mu?

Çetin, bu soruyu, “Herhangi bir ayrışma olacağını tahmin etmediğini” söyleyerek yanıtlıyor ve ekliyor: “Hükümet kurulduğu zaman da, buna oy vermemezlik olacağını sanmıyorum. Grup kararı olur, buna uymayan istifayı göze almış demektir, olmaz yani.”BBC