Geçen yıl Ödük Vadisi'ne yapılmak istenen hidroelektrik santrali (HES) çalışmalarını protesto eylemleri sırasında komuoyunca tanınan ve bu nedenle protestocularla koruşma yasağı getirilen Leyla Yalçınkaya hakkında, üç ayrı dava açıldı. Olay sırasında 17 yaşında olan Leyla Yalçınkaya hakkında Jandarma eri Abdullah Teke'ye hakaret; jandarma er Abdullah Teke'ye geçen 5 Ağustos'ta taş atarak yaralamak ve Jandarma erleri Abdullah Teke ile Adil Aldemir'e hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama suçlamalarından çocuk mahkemesi sıfatıyla Tortum Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemelerinde davalar açıldı.

Leyla Yalçınkaya'nın Tortum Sulh Ceza Mahkemesinde çocuk mahkemesiyle sıfatıyla yargılanmasına başlandı. Tortum ilçe jandarma komutanlığında görevli olan er Abdullah Teke'ye 12 Eylül 2011 günü "Hayvan oğlu hayvan, o… çocuğu, şerefsiz oğlu şerefsiz" dediği iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasında CHP milletvekilleri, avukatlar ile tanık olarak Elif ve Ayşe Bingöl kardeşler hazır bulundu.

Adliyeye babası Kemal Yalçınkaya ile birlikte gelen Leyla Yalçınkaya hakkında TCK’nın 125/1-4 maddeleri gereğince 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede yer alan suçlamaları kabul etmediğini vurgulayan Leyla Yalçınkaya, şikayetçi olan Jandarma eri Abdullah Teke'yi hiç görmediğini ve kimseye hakaret etmediğini bildirdi. Yalçınkaya, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Jandarmaya hakaret etmek, benim aile terbiye uymaz. İftira attılar. Öncelikle beraatimi, mahkeme aksi kanaatte olursa lehime olan yasal hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum" dedi.

Avukatı Ercüment Şenol ise Jandarmanın halka karşı tahrik edildiğini söyledi ve müveklilinin beraat etmesini istedi. Mahkeme, müşteki Abdullah Teke için Ankara Sulh Ceza Mahkemesine yazılan talimatın beklenmesi, tanık jandarma er Hıdır Ökten'in zorla getirilmesine karar verdi. Duruşma, 10 Nisan'a ertelendi.

YAĞMURDERELİ, HEMŞEHRİSİ LEYLA'YA DESTEK VERDİ

İstanbul Barosu Avukatlarından Tortumlu Eşber Yağmurdereli, duruşma öncesi yaptığı açıklamada, "Leyla sadece bu olayda kamuoyuna yansıyan bir figür. Onun arkasında, yerinden yurdundan neredeyse yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklardan ekonomik gerekçelerle koparılmak istenen binlerce aile var. Bu insanlar toprağa kutsal varlık olarak bakıyor. İnsanlar bu kutsal varlıktan koparılmak isteniyor. İnsanların yaşama alanlarına siyasiler tarafından yönetilmiş olan bir saldırıdır. Bu sadece hukuk açısından değerlendirilecek bir şey değil. Aynı zamanda çok daha önemli olarak insan hakları vardır. Aslında leylanın yargılanmasına karşı çıkılan şey insanların yaşam alanlarına karşı çıkılması insanların kutsal saydığı toprakların elinden alınması meselesidir" diye konuştu.

Malatya Milletvekli CHP'li Veli Ağbaba, Erzurum Valiliği ile DSİ'nin örgütlü olarak suç işlediğini iddia etti. Ağbaba, "Aslında burada buna karşı çıkmamak insanlık suçu. Onun için biz Leyla ile birlikteyiz. Burada bir çete ve bir suç örgütü var. Suç örgütü çevre bakanlığı, Erzurum valiliği, DSİ bir örgüt olarak suç işliyor. Erzurum'a Tortum'a insanlara karşı suç işliyor" dedi.