Antalya Polisi, geçen 5 Mart'ta 'Dini inanç ve duyguları istismar ederek' dolandırıcılık yaptıkları iddia edilen çeteye operasyon düzenledi. Doktor Ahmet Coşkun Yılmaz'ın mağdurları hipnotize ederek, çete lideri Fatih Kızılarslan'ı kimi zaman reenkarnasyon ile tekrar dünyaya gelen Veysel Karani, kimi zaman peygamber vekili olarak gösterdiği, 'Allah para istiyor. Bu parayı ver ve başına gelecek kötülüklerden korun' diyerek dolandırdığı iddia edildi. Aralarında hakim ve avukatın da bulunduğu onlarca kişiyi 5 milyon Lira dolandıran 3'ü kadın 6 kişi, Antalya, Ankara, Hatay, Kırıkkale ve Çankırı'da düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla yakalandı. Şebeke lideri Fatih Kızılarslan ile birlikte eşi N.K., doktor Ahmet Coşkun Yılmaz, Suzan Tanrıkulu, Fatma Güneş ve Hasan Bozacı tutuklandı. Çete liderinin eşi, yapılan itiraz üzerine tahliye edildi.

HAKİMİ, AVUKATI TEMSİL ETTİ

Antalya 3'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Fatih Kızılarslan, Ahmet Coşkun Yılmaz, Suzan Tanrıkulu, Fatma Güneş ve Hasan Bozacı katılırken tutuksuz sanık N.K., katılmadı. Müştekilerden E.Ö., B.S., B.G., B.G. ve A.Ş.'nin hazır bulunduğu duruşmada, olayın ortaya çıkmasından sonra Antalya'dan İstanbul'a tayin edilen hakim S.I. ve Antalya Barosu avukatlarından M.T. yer almadı. Hakim S.I.'yı avukatı Seher Afyoncu temsil etti. Duruşmada kendisinde peygamber ruhu olduğunu söyleyerek para topladığı iddia edilen Fatih Kızılarslan hakkındaki tüm suçlamaları reddetti. Kızılarslan, “Kimseden zorla para almadık. İş kurma amacıyla para topladık. Ahmet Coşkun Yılmaz'ın bana 'efendim' diye hitap etmesi sadece saygıdandır” dedi.

'PARALARI İŞ KURMAK İÇİN İSTEDİM'

Pratisyen doktor Ahmet Coşkun Yılmaz ise Antalya 2'nci Aile Mahkemesi hakimi olan S.I. ile eşinden ayrıldıktan sonra gönül ilişkisi olduğunu, kurmayı planladığı medikal işi için borç para aldığını iddia etti. Yılmaz, "Başımıza gelen her şeyin Allah'ın emri olduğunu söyledim. Bunları kesinlikle korkutmak ve tehdit amaçlı söylemedim. Paraları da Allah'ın emri ile istediğimi söylemedim. S.I.'nın benim dini söylemlerime inanacak durumu yoktu. Zira birlikte alkol aldığımız zamanlar olmuştur. Her şeyin Allah'ın emri ile olacağını inancımızdan dolayı 'Allah', 'İnşallah' kelimelerini kullandık. Ben S.I.'ya teminat olarak senet vermeyi söyledim, ama o gerek görmedi. Diğer sanıklara senet verdim ve onların borçlarını ödüyorum" diye konuştu.

Sanıklardan Hasan Bozacı ve Suzan Tanrıkulu da suçlamaları kabul etmedi. Beden eğitimi öğretmeni Fatma Güneş ise Ahmet Coşkun Yılmaz ile hakim S.I.'yı kendisinin tanıştırdığını belirterek, “Ahmet Bey çok iyi bir insandır. Hakime hanım da çok iyi idi. Ben birbirlerine çok yakışacaklarını düşündüğüm için tanıştırdım. Bende 40 bin Lira civarında para verdim. Ama paramı geri iade edeceklerini düşünüyorum” dedi.

ANNE VE KIZI DA ŞİKAYETÇİ OLDU 

Şikayetçilerin arasında yer alan Fatma Güneş'in kızkardeşi B.G., “Benden parayı Ahmet Coşkun Yılmaz istedi. 'Ne kadar bulursanız bulun' diyordu. Bankadan kredi çektim 5 bin 500 lira. İlk taksidini verdi, ama diğerlerini kendim ödemek zorunda kaldım. Sürekli bize dini hikayeler anlatıyordu. Karıncanın Allah yolunda ölmesi gibi. Fatih Kızılarslan'ın muhterem bir insan olduğunu söylüyordu” diye konuştu.

Fatma Güneş'in annesi B.G., ise kızının borçları nedeniyle zor günler geçirdiklerini belirterek, “Kızım Fatma bu adamın ağına düştü. Emekli maaşım, eşyalarım haczedildi. Maddi manevi her şeyimizi ve sağlığımızı kaybettik. Şikayetçiyim” dedi. Diğer müştekiler de başlarından geçenleri anlatarak kandırıldıklarını ve paralarının ellerinden alındığını belirterek şikayetçi oldu.

Sanık Fatih Kızılarslan'ın avukatı Hasan Biçer, savunmasında “İyi bir hakim olan S.I.’nın hele de bu işleri çok iyi bildiğine inandığımız hakime hanımın bu şekilde kandırıldığına inanamıyoruz. Kaldı ki bir hukukçunun iddianamede bahsedilen dini motiflere inanıp para verdiğini, aldatıldığını ve dolandırıldığını düşünmek ve buna inanmak mümkün değildir” dedi.

Verilen kısa aranın ardından sanıkların tahliye talepleri reddedilirken, duruşma 23 Ağustos'a ertelendi. Duruşma çıkışında sanıklar götürülürken anne B.G., kızını kandırarak borca soktuğunu iddia ettiği Ahmet Coşkun Yılmaz'a, “Utanmıyor musunuz kızıma bunları yaptığınızdan. Kızımı rahat bırakın, ona baskı yapmayın” diye bağırdı. 



TT (SU/RT)  

-----KUTU-----

NASIL YAPIYORLARDI?

Tutuklu yargılanan şebeke üyeleri, dolandırıcılıkta iki yöntem uyguluyordu. Çetenin ilk yöntemi, dini konularda her şeye inanabilecek kadınları kurban olarak seçiyordu. Çetenin kadın üyelerinin bulduğu mağdurlar, şebeke üyesi doktor Ahmet Coşkun Yılmaz ile tanıştırılıyor. Doktor Yılmaz mağdurları hipnotize ederek, çete lideri Fatih Kızılarslan'ı kimi zaman reenkarnasyon ile tekrar dünyaya gelen Veysel Karani, kimi zaman peygamber ya da peygamber vekili olarak gösteriyordu. Aralarında hakim ve doktorların bulunduğu mağdurlara dini bilgilerle korku verilerek, para isteniyordu. Başlarına kötü bir olay geleceğini söyledikleri kişilerden "Allah para istiyor, şu kadar paraya ihtiyacı var. Bu parayı ver ve başına gelecek kötülüklerden korun" diyerek para talep ediliyordu.

Mağdurlardan Antalya 2'nci Aile Hakimi S.I.’nın kaza sonucu bacağı kırılınca, para vermediği için böyle bir belanın başına geldiğini düşünerek para verdiği ortaya çıktı. Hakim, ifadesinde, "Postanede sıra beklerken okuduğu dua sonunda benden önce sıra almış birileri bana sırasını veriyordu. Telefonda dua ederek benim ayağımın ağrılarını geçirdi. Masaya gelen kedileri bile dua ederek uzaklaştırıyordu. Üzerimdeki para miktarını biliyordu” demişti. Hakim S.I.'nın çeteye 1 milyon lira verdiği belirtilmişti.