"Kumar turizmi yaptı bir dönem Türkiye. Bunu da yapmıyoruz. İnsanların ocağına incir dikecek turizm türlerine de tenezzül etmiyoruz."


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Trabzonlu İşadamları ve Bürokratları Derneğince (TİAB) düzenlenen "Doğu Karadeniz'de İç ve Dış Turizmin Canlandırılması" konulu toplantısına katıldı. Günay, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son yıllarda turizm konusunda önde gelen ülkelerinden biri haline geldiğini ifade etti. Türkiye'nin 25-30 yıldan bu yana turizm yapmaya çalıştığını belirten Günay, "Bu konudaki vizyon geliştirmesini rahmetli Özal'a borçluyuz. O oteller yaparken ve turizmden söz ederken bir miktar haklı-haksız bizim aydın dünyamız eleştiri tarafını çok sever. Eleştirilere maruz kaldı. Elbette dönem içinde yapılan bazı ihmaller, betonlaşmalar vardı. Ama turizmi Türkiye'nin önüne bir vizyon olarak koydu 20-25 yıl önce. Dünyanın en kaliteli en az 20- 25 oteli Türkiye'den seçiliyor. Şimdi bu standartları değiştirmek niyetindeler" diye konuştu.

Yeni bir turzim konsepti geliştirmeye çalıştıklarını ifade eden Günay, "Öyle göklere çıkan oteller değil kendi otellerimiz kendi markalarımızı veya dünya markalarının doğamızı katletmeyen dünyanın başka bir yerinde yapamadıklarını gelip bizim ülkemizde yapmaya kalkışacakları şekilde değil. Doğamıza, tarihimize saygılı oteller olacak" şeklinde konuştu.


Karadeniz'deki turizm yapıtırımlarıyla ilgili de konuşan Günay, "Karadeniz gözardı edemeyeceğimiz bir yer" dedi. Günay, "Bizim artık böyle binlerce insanın dolup boşalacağı oteller yerine daha butik, doğayla içiçe, hayatla insanla içiçe, konaklama yerleri yapmamız lazım. Bölgede yeni örgütlenmeler yapmaya çalışıyoruz. Kuruvaziyer turizmini getirmeye çalışıyoruz. Kumar turizmi yaptı bir dönem Türkiye. Bunu da yapmıyoruz. İnsanların ocağına incir dikecek turizm türlerinede tenezzül etmiyoruz" şeklinde konuştu.


TİAB'ın onursal başkanı olan eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe de Yaylalarda çarpık yapılaşmanın faturasının ağırlaştığını belirtti. Pepe "Koruma-kullanma dengesi diye bir kavramı öncelikleyip ne yapacaksak ona göre yapmalıyız. Bir anlayş var : 'Hiçbir şeye dokunmayalım'. Bir anlayış var 'Bize dokunmayın, istediğimizi bildiğimiz gibi yapalım'. Bu anlayışlar yanlış" dedi.


YK (TT) (FOTOĞRAF)