BASINA VE KAMUOYUNA

Necati Abay,
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)’nin Sürgündeki Temsilcisi


Bugün yayımlanan AKP medyasından Star gazetesi ve Yeni Akit gazetesinde resmim de konularak yapılan haberlerde aleyhime YALAN'a dayalı karalama kampanyası, linç kampanyası başlatılmış bulunmaktadır. Sadece bana yönelik değil, aynı haberlerde Nadiye Gürbüz, Sedat Şenoğlu, Arzu Demir adlı gazeteciler, New-York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ve Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) de hedef tahtasına konulmuştur.
 
Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez ve Star gazetesinden Zafer Kütük imzalı haberler, bugüne kadar pek çok örneği görüldüğü gibi polisin servis ettiği haberlerdir. Haberlerde peş peşe yalanlar sıralanmıştır. Bunları sırasıyla aşağıda açıklayacağım…
 
Öncelikle bu karalama kampanyasının asıl nedenini açıklamak istiyorum;
 
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)’nin sözcüsü olarak, Türkiye ve dünya kamuoyuna ilk kez 6 Mart 2011 tarihinde, o tarihte 53 olan Türkiye cezaevlerindeki tutuklu gazeteci sayısından hareketle "Türkiye’nin tutuklu gazeteci sayısı bakımından dünya birincisi olduğu"nu açıklamıştım. Bu açıklamamdan sonra Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) konuyla ilgili Türkiye’de kapsamlı araştırmaya girdiler. Türkiye’ye geldiklerinde CPJ yetkilileri benimle, hükümet yetkilileriyle, başkaca gazetecilerle ve basın kuruluşlarıyla görüştüler.
 
Ve gelinen aşamada bu açıklamamı teyit eder mahiyette hem CPJ hem de RSF yayımladıkları raporlarda, Türkiye’nin tutuklu gazeteci sayısı bakımından dünya birincisi olduğunu dünyaya açıkladılar. AKP hükümeti bu raporlarla çok zor durumda kaldı.
 
Gelinen aşamada hem Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu'nun  sürgündeki temsilcisi olarak, hem de Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF)’nin, gazeteci meslektaşlarımın hedef gösterilmesinin arka planında bu gerçeklik vardır.
 
YALANLAR...

YALAN 1- Yapılan haberlerde “Necati Abay’ın RSF’den aylık maddi destek aldığı saptandı" deniliyor. Bu yalandır. Bugüne kadar RSF’den hiçbir "Aylık maddi destek" almadım.
 
YALAN 2- Yapılan haberlerde “RSF Türkiye temsilcisi” olduğum söyleniyor. Bu da yalandır. RSF’nin Türkiye temsilcisi değilim. "Türkiye’de basın özgürlüğü konulu" paneller nedeniyle Avrupa turum kapsamında Paris’te düzenlenen paneller nedeniyle Paris’e gittiğimde 19 Ekim 2012 tarihinde RSF’ye giderek üye oldum. Sade bir RSF üyesiyim. RSF’de hiç bir görevim yoktur.
 
YALAN 3- Yapılan haberlerde "Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun sözcüsü Necati Abay’ın 2003 yılında İstanbul’da yakalanan terör örgütü MLKP’nin hücreler sorumlusu olduğu belirlendi" deniliyor. Bu da yalandır. 4 Mayıs 2011 tarihli İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 18 yıl 9 aylık mahkumiyet kararının gerekçesinde bu cezanın “kanıt yok ama kanatten” verildiği bizzat itiraf ediliyordu.
 
YALAN 4- Yapılan haberlerde “Abay hakkında hüküm Yargıtay tarafından da onanıp kesinleşti" deniliyor. Bu da yalandır. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 15 Ekim 2012 tarihli kararında, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 18 yıl 9 aylık mahkumiyet kararını fazla bularak lehime bozmuştur. Yargılanmam halen devam ediyor. Bu yalan haberin yapılmasının bir boyutu da sürmekte olan davamın aleyhine sonuçlanması için mahkeme üzerinde baskı oluşturmaktır.
 
YALAN 5- Yapılan haberlerde "İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 yıl 9 ay hapse mahkûm edilmesinin ardından Almanya’ya iltica etmiş ve bir daha Türkiye’ye dönmemişti" deniliyor. Bu da yalandır. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 yıl 9 ay hapse mahkûm edilmemden bir ay kadar sonra İsveç parlamentosunda düzenlenen "Türkiye’de basın özgürlüğü" konulu panel nedeniyle İsveç’e davet edilmiştim. Parlamentodaki konuşmamdan sonra Türkiye’ye döndüm.
 
Almanya’daki Rosa Lüxemburg Vakfı tarafından Almanya’nın 10 kentinde düzenlenen "Türkiye’deki basın özgürlüğü" konulu panellerde de konuşma yapmam için 1 Mayıs 2012 tarihinde Almanya’ya davet edilmiştim. Panellerden sonra yine Türkiye’ye döndüm.
 
Yine İsviçre, Fransa, Belçika ve Hollanda’da düzenlenen basın özgürlüğü konulu paneller için Avrupa turuna çıkmıştım. Panellerim devam ederken Yargıtay 9. Ceza Dairesinin yukarıda sözünü ettiğim kararı açıklanınca (Yargıtay 18 yıl 9 aylık cezamı fazla bularak görünürde lehime bozmuştu ama örgüt üyeliğinden cezalandırılmamı istiyordu.) Türkiye’ye dönmekten vazgeçtim ve Almanya’ya iltica ettim.
 
Sonuç olarak, yalanlara dayalı bu karalama kampanyasına sessiz kalınamaz. Söz konusu gazeteler hakkında Türkiye’deki Avukatım aracılığıyla Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağım.
 
Türkiye ve dünyadaki insan hakları kuruluşlarının, basın meslek örgütlerinin, basın özgürlüğünü, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan tüm kişi ve kurumların gerekli duyarlılığı göstererek bana, gazeteci arkadaşlarıma, CPJ ve RSF’ye yönelik bu linç kampanyasına karşı demokratik tepkilerini ortaya koyacaklarına inanıyorum.
 
Linç kampanyasına yönelik haberlerde ismi geçen gazeteci arkadaşlarım Nadiye Gürbüz, Sedat Şenoğlu ve Arzu Demir’in başlarına gelebilecek polisiye operasyonun ve komplonun sorumlularından biri de AKP hükümetinin medyası olacaktır.

28 Ocak 2013