Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na, PKK'nın infazlarıyla ilgili 40 sayfalık ilgi verdikten sonra adliye önünde açıklama yapan İbrahim Güçlü, 1976 yılından bu yana 'Kürt katliamı' yapıldığını ileri sürdü. PKK'nın otoriter ve faşizan toplum senaryosunun, tek ideoloji, tek lider, tek parti egemenliği savunmasının bunda rolü olduğu görüşünü savunan İbrahim Güçlü, "Daha grup düzeyinde, bir örgüt veya toplumsal bir güç değilken Kürtleri öldürmeye başlaması, bu olayın nedeninin daha kapsamlı olduğunu gösteriyor" dedi. Güçlü, devletin Kürt örgütlerini tasfiye etmek için PKK'yı bir proje olarak yapılandırdığını ileri sürdü.

"ŞERAFETTİN ELÇİ, ÖCALAN'A DİYET BORCUNU ÖDÜYOR"

PKK yönetiminin kendilerine karşı saldırıya geçtiğini, Murat Karayılan'ın ağzından kendisine ve Kemal Burkay'a tehditler yağdığını söyleyen İbrahim Güçlü, BDP desteğiyle milletvekili seçilen Şerafettin Elçi'yi de eleştirdi. Güçlü, Elçi ile ilgili şunları söyledi:

"Düne kadar PKK'yı devletin projesi gören Şerafettin Elçi, PKK'nın hain ve itirafçı Kürtleri öldürdüğünü kabul ediyor. Bunu de meşru göstererek, suça ortak oluyor. Ama PKK'nın öldürdüğü binlerce ve Öcalan'ın kendisinin 15 binden fazla olarak telaffuz ettiği muhalifin öldürülmesini ret ve inkar ediyor. Bunun anlaşılır bir yanı olamaz. Şerafettin Elçi inanan ve hacca gitmiş biri olarak bunu hiç kimseye anlatamaz. Şerafettin Elçi'nin gönüllü tetikçiliğinin nedeni, Öcalan'ın özel kontenjanından milletvekili olması, buna karşılık diyet borcunu ödemiş olma refleksidir. Elçi, inanan biri olarak diyet borcunu Allah'ın bildiğini kuldan saklama gibi bir insanlık günahı işleyerek yapmaktadır, bunun günahı büyüktür."

"BDP KÜRTLERİ TEMSİL EDEMEZ"

Kendisi ve Kemal Burkay'a yönelik PKK tarafından yapılan tehditlere sessiz kalan BDP'yi de eleştiren İbrahim Güçlü, "Bu olup bitenler karşısında BDP'nin sessizliği, kamuoyunda var olan BDP'nin PKK'nın iz sürücüsü olması düşüncesini perçinlemiştir. BDP, Devlet-PKK'nın Kürt katliamına karşı çıkmadan ve bu gerçeği göremeden yoluna devam ederse kendisiyle ilgili meşruiyet sorunundaki kuşku ve tartışmaları derinleştirmekten başka bir şey yapmaz. Kürtleri temsil iddiası da taşıyamaz" dedi.

PKK'nın sadece Türkiye'de değil, Kuzey Irak, İran ve Suriye'de de binlerce Kürdün olümüne neden olduğunu dile getiren İbrahim Güçlü, "Mesut Barzani bu konuda dünya kamuoyuna açıklamalarda bulundu. 3500 peşmergenin öldürülmesi söz konusudur. Sorun kapsamlı bölgesel bir sorundur. Türkiye ve Kürdistan'daki olayların organizasyonunu MİT yapmıştır. Mesela Yeşil onun üyesidir, Abdullah Çatlı onun üyesidir. Bir yığın insanı öldürenlerin MİT elemanları olduğu söyleniyor" diye konuştu.

PKK'dan aldığı tehditler nedeniyle kendisinin koruma talebinde bulunup bulunmadığıyla ilgili soruyu da İbrahim Güçlü, "Koruma talebinde bulunmuyorum. Yıllardır boy hedefi durumundayız. Bize karşı olanlar zaten hep karşıdırlar. Ben hiç bir Kürdün burnunu kanatmadım" yanıtını verdi verdi.