Görmez açılışta yaptığı konuşmada camileri iyileştirmenin ve güzelleştirmenin yollarını aradıklarını söyledi. Görmez, kentsel dönüşüm projelerinde 10 bin caminin de bu projede yer alması gerektiğini ifade etti.


BİR NEVROTİK HEZEYANDIR


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yazar Sevan Nişanyan'ın Hz. Muhammed ile ilgili yazdıklarına ilişkin sorulan soruya, Görmez, "Bu, sadece bir düşünce değil, bir fikir değil, hatta bir nefret de değil; bir nevrotik hezeyandır. Çünkü her mümin, öncelikle Hz. Peygamber'i canından aziz bilir. Ancak biz her türlü nevrotik hezeyanı da dikkate almak zorunda değiliz. Özellikle bunun altını çizmek istiyorum. Bu sadece bir düşünce değil, bir fikir değil, hatta bir nefret de değil; bir nevrotik hezeyandır. Bu tür nevrotik hezeyanlar karşısında biz müminlere düşen sadece şifa dilemektir, sadece dua etmektir, 'Allah şifa versin' demektir. Müslümanlar, putperestin putuna dahi hakaret etmemekle emrolunmuşlardır Kur'an-ı Kerim'de. Bilhassa İslam'a yönelik, Batı'da, Doğu'da eleştiriler yapılmıştır. Hatta İslam'a, Hz. Peygamber'e yöneltilen eleştirileri içeren kitaplardan dünyanın en büyük kütüphanelerinden birisi oluşturulabilir. Ama eleştiri ayrı bir şeydir, mukaddes değerlere hakaret etmek ayrı bir şeydir" dedi.


HERKESİ SAĞDUYUYA DAVET ETTİ


Herkesi sağduyuya davet ettiğini söyleyen Görmez, "Herkesi, buna karşı şifa dilemeye davet ediyorum. Tıpkı sevgili peygamberimizin kendi hayatında, kendisine yönelik her türlü iftiraya, haksızlığa nasıl 'Allah'ım bunlar cahildir, bilmiyorlar' dediği gibi, büyük bir sağduyu ile bu tür şeylere yanlış karşılıklar vermememiz gerekiyor" diye konuştu. Görmez, Türkiye'de en güzel cevabı Ermeni vatandaşların verdiğini ve bugünkü Agos gazetesinin manşetinin, "verilebilecek en güzel cevap" olduğunu söyledi.


AKLIN, KALBİN ÜRÜNÜ OLAN SÖZLER DEĞİLDİR


Görmez, mukaddes değerlere hakaret etmenin bir 'ifade' olarak değerlendirmesin doğru olmadığını belirterek, "Bizatihi Batılı filozofların eserleriyle değerlendirilecek olursa, bu, hem kültürel bir işkencedir hem soyut bir işkencedir hem de küresel bir provokasyondur. Dolayısıyla bu tür mukaddes değerlere hakaret ederek, toplumları aşağılamanın ifade olarak değerlendirilmesi mümkün değil. İfade, Arapça bir kelimedir, aklın ürünü olan söz demektir. Bunlar, aklın, kalbin ürünü olan sözler değildir. Bunları bırakın özgürlük, ifade olarak değerlendirmek, fikir olarak değerlendirmek dahi doğru değildir. Bunu ben sadece Müslümanlar için söylemiyorum. Bugünlerde Bangladeş'te Budistler'in mabetlerine saldıran Müslümanlar da oldu. Onu da kınıyoruz, doğru bulmuyoruz" dedi.

 

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, açıklamanın ardından camiyi gezdi.