PKK'nın şehir yapılanması olduğu iddia edilen KCK'ya yönelik soruşturmada 3. iddianame İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce onaylandı. Davanın ilk duruşması 10 Eylül'de yapılacak. İddianamede, KCK'nın basın komitesinden olduğu iddia edilen 36'sı tutuklu 44 şüpheli yer alıyor.


BASIN KOMİTESİ İDDİASI


İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar tarafından hazırlanan iddianamede, PKK terör örgütünün bugün gelişmiş, geniş çaplı bir medya ağına sahip olduğu belirtildi. "PKK/KCK terör örgütüne bağlı faaliyet gösteren basın-yayın alanı, genişledikçe tek elden idare edilmesi güçleşmiştir" denilen iddianamede, örgütün bu nedenle Basın Komitesi adı altında örgütsel toplantılar düzenleyerek basın yayın alanında hiyerarşik zinciri sağlamlaştırmaya çalıştığı vurgulandı. Örgütün basın-yayın alanının, 2007 yılında ilan edilen KCK sözleşmesinin "Basın Komitesi" başlıklı bölümünde anlatıldığı ifade edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın KCK/PKK terör örgütüne yönelik yürüttüğü ve halen devam etmekte olan soruşturmalarla KCK yapılanmasının, Önderlik Komitesi, Basın Komitesi, İstanbul Kent Meclisi, Siyaset Akademisi gibi sözde organlarını deşifre ettiği de kaydedildi. İddianamede şu ifadeler yer aldı:


"Yürütülen soruşturma kapsamında elde edilen deliller doğrultusunda örgütün Basın-Yayın ve Enformasyon Komitesi'nin, Avrupa, Ortadoğu ve BDT ülkelerinde onlarca basın yayın organına sahip, bu organları tek elden yöneten, bu organları ve şahısları (muhabir, köşe yazarı, yorumcu, kameraman vs.) finanse eden, basın-yayın politikaları/stratejileri oluşturan ve bunları uygulayan, örgüt lideri Abdullah Öcalan ile Cemil Bayık, Murtafa Karasu, Cemal Şerik isimli üst düzey örgüt yöneticilerinin yönlendirmeleri ve talimatları doğrultusunda Basın Komitesi üyelerince hareket eden/ettirilen, geniş finansman ağına sahip büyük bir örgütsel yapılanma olduğu tespit edilmiştir."


"ÖCALAN İMRALI'DA GÖRÜŞTÜĞÜ DERİN DEVLETİN ELEMANLARINA TERÖR ÖRGÜTÜNÜ HAREKETLENDİRME SÖZÜ VERMİŞTİR"


İddianamede KCK yapılanması ve faaliyetleri ile ilgili olarak Gizli tanıkların verdiği ifadeler de yer aldı. İddianamede, "Gizli Tanık Bahar, Gizli Tanık Haydar, Gizli Tanık Cemile ve Gizli Tanık Batuhan Yıldız" olmak üzere toplam 3 gizli tanığın ifadesine yer verildi. İddianamede Gizli Tanık Bahar ifadesinde, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın yakalandığında "Ben Türk'üm, Türkler'i severim. Annem de Türk'tür. Eğer bir hizmet imkânı olursa yaparım. Bir hizmet gerekirse yaparım" gibi sözler söylediğini hatırlatarak, "Öcalan yakalandığında Türk bayrağını öpmüştür. Yanında üç cümlesiyle birlikte bayrağı öpme görüntüsü çıksa Öcalan'ı bugün kimse konuşuyor olmayacaktı. Derin devlet adamına sahip çıkmış ve onu Kürtlerin gözünde sıfıra indirecek görüntüleri elinde koz olarak tutmuştur. Öcalan, İmralı'da görüştüğü derin devletin elemanlarına terör örgütünü hareketlendirme sözü vermiştir" ifadelerine yer verildi.


GİZLİ TANIK BEYANLARI


İddianamede Gizli tanık Bahar'ın beyanlarından, PKK terör örgütünün 2007 yılından sonraki faaliyetlerine ana çatı yapılanması olarak KCK adı altında devam edildiği, KCK/PKK terör örgütü adına gerçekleştirilen tüm şiddet eylemlerinin ve tüm faaliyetlerinin Abdullah Öcalan'ın talimatları doğrultusunda KCK yürütme konseyi tarafından yönetildiği ve KCK mensupları tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmıştır" değerlendirmesi yapıldı. İddianamede "Gizli tanık Haydar'ın beyanlarından KCK'nın PKK terör örgütünün şehir yapılanması olduğu, KCK Türkiye Meclisi'nin 300 kişiden oluştuğu, KCK'nın 30 kişilik yürütme konseyinde terör örgütünün en üst düzey mensuplarının bulunduğu, KCK/TM'nin görevleri arasında terör örgütünün şehirlerde meclisleşmesini sağlamak, eylemleri organize etmek, kırsal alana eleman aktarımında bulunmak olduğu anlaşılmıştır" denildi.


(BB)