Merkeze bağlı Geçitli Köyü'nde 16 Eylül 2010’da Erol Aydın yönetimindeki minibüsün geçişi sırasında mayının patlaması sonucu 9 kişi öldü, 4 kişi de yaralandı. Olayda iki oğlunu kaybeden Cahit Erol, bir süre önce sağlık sorunları nedeniyle Hakkari'den Ankara'ya gelerek eşi Behice ve kendisi Numune Hastanesi'nde 15 gün tedavi gördü.

"17 AYDIR EVİMİZİDE DEPREM VAR"

Eşinin yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle sürekli tedavi gördüğünü söyleyen Cahit Erol, 17 ay geçmesine rağmen olayın faillerinin ortaya çıkıp çıkmadığı konusunda bilgilendirilmediklerini öne sürdü. Erol, " 2'si çocuğum olmak üzere 9 şehidimizin neden öldürüldüğünü bilmek istiyorum. İçimizden atamadığımız bu katliamın acısını unutturmayacağım. Psikolojik sorunlar yaşayan eşim sürekli tedavi görüyor. Bu nedenle eşim üzüntüden bir gözünü kaybetti. Sıkıntılarımız büyük, ne yapacağımızı şaşırdık. Ben eşimin sağlığı ve tedavileri için uğraşırken, geride köyümüzde iki çocuğum da perişan oluyor. Patlamada şehit olan 30 yaşındaki oğlum Aydın, evimizin geçimini sağlıyordu. Şimdi evimize tek kuruş gelir girmiyor. 17 aydır evimizde deprem var. Şimdi bir Allah'ın kulu kafasını uzatıp 'öldünüz mü, kaldınız mı' diye halimizi sormuyor. Ateş düştüğü yeri yakmaya devam ediyor" dedi.

DELİLLERİ KARARTMAKTAN DAVA

Cahit Erol, "Bu patlama ile ilgili dava, Van'da devam ediyor. Benim hakkımda da dava açıldığını öğrendim. Suçum, delilleri karartmakmış. Ben hangi delilleri karartmışım bilmiyorum. Yurdun birçok bölgesinde bu tür patlamalar oluyor ama yetkililer en ufak delili ve bilgiyi değerlendirerek olayları faili meçul bırakmıyor. Ama bizim davamız Allah'a kaldı. Bir taraftan çaresizlikler içinde kıvranırken, diğer taraftan mahkemelerle uğraşıyoruz" diye konuştu.