"İş Kazası Değil Bu Bir Cinayet!" yazılı pankart arkasında toplanan aileler adına basın açıklamasını, 2008'de Davutpaşa patlamasında hayatını kaybeden Hasan Akhun'un annesi Nafiye Akhun okudu.

 

Ekim ayında en az 109 işçi hayatını kaybetti!

 

Yapılan basın açıklamasında İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin hazırladığı rapora göre “işçinin hayatını kıymetsiz görme ve denetimsizlik” sonucunda Ekim 2013’te en az 109 işçinin hayatını kaybettiği aktarıldı.

 

“Yargılamalar doğru düzgün yapılmıyor”

 

“Kasım ayı nöbetine ‘Geç gelen adalet, adalet değildir’ diyerek başlıyoruz,” diyen aileler, dava sürecinde yaşadıklarına işaret ederek kendilerinin “ısrarlı takiplerine” rağmen “Ceza Kanunu’ndaki hükümler çerçevesinde bile yargılamaların doğru düzgün yapılmadığına” dikkat çekti. Bilirkişi heyetlerinin raporlarını zamanında vermediğine, tüm sorumluların tespit edilmesi yönünde davranılmadığına, yargılama süreçlerinin uzadığına, bu uzun sürelerde mahkeme heyetlerinin değiştiğine ve yeni gelen heyetlerin dosyaya hâkim olmadığına değindiler.

 

Basın açıklaması sonrasında gazeteci Burak Öz, Birgün gazetesinde "Çalışma Yaşamı" muhabiri olduğunu, her gün iş cinayeti haberleri yaptıklarını, iş cinayetlerinin katliam boyutuna ulaştığını ve iş cinayeti haberi yapmak istemediklerini aktardı. Ailelerin verdiği adalet mücadelesine de değinen Öz, sorumluların yargılanmasının işçi güvenliği tedbirlerinin alınmasını sağlayacağını ve daha fazla işçinin ölmesine engel olacağını söyledi. 9 Kasım 2011'de meydana gelen ikinci Van depreminde Valinin güvenli olduğunu söylediği Van Bayram Otel'in yıkıldığını ve 24 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Öz, Van Bayram Oteli davasında 7 Ekim'de oteli sahibi Tevfik Bayram'ın 11 yıl ceza aldığını, 29 Ekim'de Anayasa Mahkemesi'nin Van Valisi ve AFAD yetkililerinin yargılanması önündeki engeli kaldırdığını açıklayarak sözü Bayram Otel'de hayatını kaybedenlerin yakınlarına verdi.

 

9 saat enkaz altında kalan Esra öğretmen elini kullanamadığı için mesleğini yapamıyor

 

Geç gelen adalet, adalet değildir, diyerek sözlerine başlayan Esra Yüce, depremden bir saat önce otele girdiklerini, otelde çizik bile görmediklerini ve devlet görevlilerinin sözlerine güvenerek otelde kalmaya karar verdiklerini, deprem sırasında eşiyle kuzenini kaybettiğini ve 9 saat enkaz altında kaldığını, kimseden herhangi bir yardım görmediklerini ve tüm suçun günah keçisi olarak seçilen Tevfik Bayram'ın omuzlarına yüklendiğini anlattı. Tevfik Bayram'ın 11 yıl gibi komik bir ceza almasınınsa acılarını hafifletmediğini anlatan Esra Yüce, eğitimci olduğunu, sağ kolundan 11 ameliyat geçirdiğini, yazı bile yazamadığını, mesleğini yapamamasının acısını anlatamayacağını belirtti. Dava sürecinde Tevfik Bayram'ın yakınlarının hakaretlerine maruz kaldıklarını da belirten Yüce, "dava sürecinde sanki biz değil de Tevfik Bayram mağdur, biz suçluymuşuz gibi davranıldı," dedi. Bayramda çocukları ve torunlarıyla birlikte olmak isteyen Tevfik Bayram'a sitem eden Yüce, "Ceset torbalarında enkazdan çıkarılanlar artık hiç göremeyecekler yakınlarını, ben de eşimi ve kuzenimi bir daha hiç göremeyeceğim. Kuzenimin çocukları hiç göremeyecekler bir daha babalarını. Tevfik Bayram'ın kendini mağdur olarak görmesi, verilen cezayı haksız bulması bizim canımızı daha çok acıtıyor," dedi.

 

Gazeteci Sebahattin Yılmaz'ın eşi Gönül Yılmaz, acılarının, yüreklerine düşen ateşin hiçbir şekilde sönmeyeceğini, ancak otel sahibinin yanı sıra Valinin ve AFAD yetkililerin de ceza almasının adalet açısından yüreklerine bir nebze de olsa su serpeceğini söyledi.

 

"Adaleti gıdım gıdım, mücadeleyle kazandık"

Gazeteci Cem Emir'in kız kardeşi Sinem Emir, "Siz yakınınızı kaybettiğinizde acınızla baş başa kalıyorsunuz. Kimse size sahip çıkmıyor, siz takip etmezseniz kimse davanızı takip etmiyor, ölenin de, yaşayanın da partisi yok," dedi. Adalet mücadelesini sürdürdükleri için otelin sahibinin 11 yıl ceza aldığını, adaleti gıdım gıdım, mücadeleyle kazandıklarını anlatan Emir, yaşadıkları acıyı başkalarının da yaşamaması için yola çıktıklarını, asıl sorumlular, Van Valisi Münir Karaloğlu ve AFAD yetkilileri yargılana kadar adalet mücadelesini sürdüreceklerini belirtti. Van Valisinin deprem sonrasında otellerin güvenli olduğunu söylediğini hatırlatan Emir, Anayasa Mahkemesi'nin Van Valisi ve AFAD yetkililerinin yargılanması önündeki engeli kaldırması üzerine Valinin "Otel 1964 yılında yapılmış. Ben de o tarihte doğmuşum. Ben nasıl sorumlu olayım" dediğini söyleyerek Valinin gereken denetimleri yapmadığı için yargılanması gerektiğini anlattı.

 

"Anayasa Mahkemesi kararı emsal niteliğinde"

Bir Umut Derneği'nin gönüllü hukukçularından Erbay Yucak, Van Valisi'nin Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı anlamadan konuştuğunu belirterek "Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla birlikte soruşturma açılacak. Yargıtay Başsavcılığı AFAD yetkilileri ve Vali hakkında soruşturma yapacak. Soruşturmanın sonucunda dava açılabilir ya da açılmayabilir. Dava açılmazsa itiraz hakkımız var. Dava açılırsa, davayı takip edeceğiz ve ne olacağını birlikte göreceğiz. Bu kararla Vali ve AFAD yetkilileri hakkında sadece yargılanamazlık kararı kaldırıldı. Nasıl bir soruşturma yapılacağı, nasıl bir iddianame düzenleneceği, iddianame düzenleyip düzenlemeyeceğini hep birlikte göreceğiz" dedi. Anayasa Mahkemesi kararının emsal niteliğinde olduğunu belirten Yucak süreci takip edeceklerini; Tevfik Bayram için verilen cezayı da kabul etmediklerini, temyize başvurduklarını açıkladı.

 

Adalet Arayan İşçi Aileleri 1 Aralık Pazar günü 24'üncü Vicdan ve Adalet Nöbeti'ne davet ederek nöbeti sonlandırdı.