Gazeteci Müyesser Yıldız, eşi Naci Uğur'la birlikte İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret ederek, Başkan Atilla Sertel'le görüştü. Tüm tutuklu gazetecilerin sesini, nefesini getirdiğini söyleyen Yıldız, "İzmir'e geldiğimde her taraf al bayraklarla doluydu, Silivri'den çıktığımdan beri ilk defa kendimi Türkiye'de hissettim. Bizler açısından da Türkiye açısından da zorlu bir süreç yaşanıyor. Bu süreçte en sağlam duran İzmir oldu, İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve İzmir medyası oldu. Bizleri sahiplendiler. İzmirliler ve İzmirli gazeteciler havamız, suyumuz oksijenimiz oldu" diye konuştu.

'TÜBİTAK HAKLILIĞIMIZI TEYİT ETTİ'

OdaTV davasıyla ilgili son açıklanan TÜBİTAK raporlarına da değinen Müyesser Yıldız, 1-2 ayda çıkacak rapor için 7 ay beklenildiğini söyledi. Uğur, şunları kaydetti:

"TÜBİTAK dolandırarak anlatmasına rağmen, satır aralarında bizim suçsuzluğumuzu teyit ediyor ama mahkeme hala bekliyor. Kamuoyundan ve medyadan bu anlamda da güçlü bir ses bekliyoruz. Silivri'deki arkadaşlarımız bu raporların üstüne gidilmesini bekliyor, umut ediyor. Bu raporun gündeme taşınması lazım. Bizim özgürlüğümüzü çaldılar, hayatlarımızı çaldılar. O insanların bir saniye daha orada kalmaması lazım. Yüzlerce insan orada 'terörist' diye tutuluyor ve en önemli iddia da darbe teşebbüsü. Ama ülkenin diğer tarafında başka bir darbe yaşanıyor. Yollar kesiliyor, insanlar kaçırılıyor."

'ÖZGÜRLÜKLERİNE KAVUŞMALARINI BEKLİYORUZ'

Müyesser Yıldız'ı İzmir Gazeteciler Cemiyeti çatısı altında ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Başkan Atilla Sertel de "Müyesser Uğur'u ağırladığımız gibi Mustafa Balbay'ı, Tuncay Özkan'ı, Soner Yalçın'ı ve diğer tüm tutuklu gazetecileri burada ağırlamak istiyoruz. Meslektaşlarımızın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını bekliyoruz. Bunu mesleki dayanışmanın ötesinde insani bir dayanışma, özgürlük dayanışması olarak görüyoruz" dedi.

ANI DEFTERİNİ İMZALADI

Daha sonra İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin anı defterini de imzalayan gazeteci Müyesser Yıldız, şunları yazdı:

"Size Silivri'den Balbay'ın, Soner Yalçın'ın, Tuncay Özkan'ın Barışlar'ın ve diğer aydınların nefesini getirmek istedim. Beni kurtardınız, onları da kurtaralım. Tarihi dönemeçte öyle büyük bir görev yapıyorsunuz ki işte İzmir ruhu diyorum. Durmak yok, mücadeleye devam. Hepinizi çok seviyorum."



(AÖ/CK)