Kültür ve Turizm Bakanlığı Temsilcisi Mehmet Garipcin’in gözetiminde yapılan kazı çalışmalarında, Adnan Menderes, Ahi Evran, Selçuk ve Muğla Üniversiteleri öğrencilerinden oluşan yaklaşık 25 kişilik ekip yer alıyor. 1969- 1975 yılları arasında Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu’nun restorasyon ve kazı çalışması yapmasının ardından, 2011’de Yrd. Doç. Dr. Abuzer Kızıl tarafından yeniden ele alınan Euromos’ta kazı çalışmaları geçen ay başladı.

Yrd. Doç. Dr. Abuzer Kızıl, gazetecilere yaptığı açıklamada, çalışmaların eylül başına kadar devam edeceğini belirtti. Bu yıl özellikle Agora’da yoğunlaştıklarını keydeden Yrd. Doç. Dr. Kızıl, "Geçen yıl tanınmayacak durumda olan Agora’da temizlik çalışmalarına başlamıştık. Şimdi yarım kalan bu işi bitiriyoruz. Seviye inme çalışmalarımız da devam ediyor. Agora Euromos'un Anadolu'da iyi korunmuş bütün çağlarıyla birlikte izlenebilen ender agoralardan bir tanesi. Elimizdeki mimari elemanlarla Agora’nın tamamının çizimlerini tamamlayabileceğiz. Önümüzdeki yıllarda da burayla ilgili restorasyon çalışmalarımız olacak ve projelerimiz hazırlanıyor" dedi.

Yrd. Doç. Dr. Kızıl, restorasyon çalışmalarına başlamadan önce Agora’da yeralan taşların niteliğini ve niceliğini anlamaya çalışacaklarını ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Kızıl, "Taşlarda gözle görülmeyen kılcal çatlaklar olup olmadığı ve sağlamlaşma gerekip gerekmediği konusunda çalışmalarımız başladı" diye konuştu.

'TAPINAĞI AYAĞA KALDIRMAYA ÇALIŞACAĞIZ'

Yrd. Doç. Dr. Kızıl, bu yılki çalışmaların önemli bir ayağını da belgelemenin oluşturduğunu kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Kızıl, "Euromos Zeus Tapınağı’na dijital ortamda tümleme çalışacağız ve arkasından belki de bir TÜBİTAK projesi hazırlanacak. Tapınağın etrafında bulunan mimari yapıların nereye ait olduğunu tespit ederek bunları yerlerine yerleştirip tapınağı ayağa kaldırmaya çalışacağız. M.S. 2’nci yüzyıldan kalma Zeus Tapınağı cephelerinde altı, yanlarında dokuz sütunlu ve Korinth düzeninde yapılmış. Tapınağın İmparator Hadrianus döneminde inşa edildiği düşünülüyor. Halen 16 sütünü ayakta duruyor. Bazı sütunlarda yivlerin bitmemiş olması tapınağın tamamlanmadığını gösteriyor. 1969’da tapınak ve çevrede yapılan araştırma ve kazılarda bulunan hayvan, at arabaları, çiçek figürleri ile süslü terra cotta parçalar tapınağın olduğu noktada daha erken bir kutsal alanın varlığını işaret ediyor" dedi.

TARİHE IŞIK TUTACAKLAR

Yrd. Doç. Dr. Abuzer Kızıl, çalışmalar sonucunda hem bölgenin hem de Batı Anadolu’nun insanlık tarihinin önemli karanlıkta kalmış noktalarını aydınlatmayı hedeflediklerini anlattı. Yrd. Doç. Dr. Kızıl, "Özellikle Karya'nın arkeolojisine ve tarih öncesi yaşantısına dair bulguların ele geçeceğini tahmin diyoruz. Çünkü geçmiş yıllarda yapılan nekropol kazılarında en azından geometrik döneme ait eserlerin ele geçtiğini duyuyoruz" diye konuştu.

KAMULAŞTIRMA YAPILDI

Kazı alanlarında bölge halkına ait olan araziler için kamulaştırma çalışması yapıldığını da hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Abuzer Kızıl, "Bu konuda geçtiğimiz aylarda başvurumuz olmuştu. Yapılan başvurunun ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Emlak Genel Müdürlüğü hızlı bir şekilde Agora’nın tamamı ile tiyatronun yeraldığı parsellerin kamulaştırma işlemlerini tamamladı" dedi.