Merkez Yıldırım İlçesi Ulus Mahallesi’nde geçen ocak ayında meydana gelen olayda, iddiaya göre 26 yaşındaki eşi Altun Sarı ile tartışan Şeyhmuz Sarı, eşi ile birlikte 9 ve 6 yaşlarındaki çocukları Zehra ve İrem'in el ve ayaklarını bağladıktan sonra gazı açarak evden çıktı. Altun Sarı bir şekilde cebinden çıkardığı telefonuyla 155 Polis İmdat hattını aradı. Bu sırada ayaklarını çözen büyük kızı Zehra annesinin numarasını çevirdiği bu telefon ile konuşarak adreslerini tarif etti. Polisin olay yerine gelmesinin ardından anne ve iki çocuğu kurtarıldı. Olayın ardından Şeyhmuz Sarı polise teslim oldu.

“İLK KEZ HAKİM KARŞISINA ÇIKTI”

2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde eşi ve iki çocuğu için ayrı ayrı 'kasten öldürmeye teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 34’er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlanan Şehmuz Sarı, suçlamaları reddetti. Sarı, “Karım daha önce cezaevine girdiği için telefonunu bana teslim ettiler. Telefondaki kayıtlı numaraları aradığımda daha önce bana börekcide çalıştığını söyleyen Altun'un, bir birahanede çalıştığını öğrendim. O yüzden olay günü tartıştık. Mutfağa götürüp ellerini ve ayaklarını bağladım. Daha sonra da annelerinin ellerini çözmesinler diye çocuklarımı da bağladım. Hava soğuk olduğu için üşümesinler diye üzerlerine battaniye örttüm. Ancak tüpü kesinlikle açmadım. Amacım eşime ders vermekti. Daha sonra gelip onları çözecektim.” dedi.

“TÜPÜ AÇMADI”

Verdiği ifadede, kocasının iddia ettiği gibi birahanede çalışmadığını ve olay günü kendisiyle kızlarının ders çalışmayıp resim yaptığı için tartıştıklarını ifade eden Altun Sarı, “Biz tartışınca eşim beni ve çocuklarımızı mutfağa götürüp bağladı. Ancak tüpü açmadı. Ben de şaka yaptığını zannetmiştim. Tüpün üzerinde bir çaydanlık vardı. Çaydanlığın taşması sonucu eve gaz kokusu yayılmış olabilir. Cebimdeki telefonu güçlükle çıkarttım. 155’i aradıktan sonra kızım Zehra iplerden bir şekilde kurtulup polislerle konuşarak adresi tarif etti. Polislerin gelmesinin ardından da kapıyı açtı. Eşim çocuklarını çok seviyor. Bizi öldürmeye çalıştığını düşünmüyorum. Şikayetçi değilim. Tahliye edilsin.” şeklinde konuştu.

“BABAMDAN ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM”

Duruşmada psikolog eşliğinde ifadesi alınan 9 yaşındaki Zehra Sarı, babasının annesiyle tartıştığını ve tartışmanın ardından babasının annesini mutfağa çağırdığını anlattı. Daha sonra babasının kendisi ve kardeşi 6 yaşındaki İrem’in de el ve ayaklarını bağladığını söyleyen Zehra Sarı, “Üzerimize battaniye örttü. ‘Sabaha kadar burada kalın. Aklınız başınıza gelsin’ dedi. Babamın tüpü açtığını görmedim. Ocağın üzerinde çaydanlık vardı. Daha sonra annem tüp kokusu aldı. Cebinden çıkardığı telefonla 155’i aradı. Ben de ayaklarımı çözüp telefona uzandım ve uzaktan konuşarak polislere adresi tarif ettim. Sanık babamdan şikayetçi değilim.” şeklinde konuştu.

Mahkeme olayla ilgili eve gidip anne ve çocuklarını evden çıkartan polis memurlarının da tanık olarak ifadesine başvurdu.

Sanık Avukatı Nalan Bener ise müvekkilinin eşi ve çocuklarını öldürmek gibi bir kastının olmadığını ifade ederek, "İstese bunu bıçakla ya da iple boğarak da yapabilirdi. Üstelik üşememesi için üzerlerine battaniye bile örtmüştür. Suçun unsurları oluşmamıştır. Bu olsa olsa aile fertlerine kötü muamele suçunu oluşturur. Olay yerinde keşif yapıldığı takdirde de bir çok şey görülecektir. Sanık eşini ve çocuklarını çok sevmektedir. Biz müvekkilimizin tutuksuz olarak yargılanmasını ve tahliyesini talep ediyoruz" dedi. Mahkeme sanığın tahliye talebini ret ederek, duruşmayı erteledi.