GATA'da tedavi gördüğü sırada davaya bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Adli Tıp Kurumu'na sevkine karar verilen Saygun, "cezaevinde kalmasına engel yok" denilmesi üzerine 14 Mart 2012'de tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilmişti. Cezaevinden sevk edildiği Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi 10 Haziran 2012 tarihinde Saygun'un sağlık durumuyla ilgili olarak "klinik durumunun kötüleşme riski olduğundan doktorların yakın takibinde tekrar ilgili merkezlere yönlendirilmesini uygun görmekteyiz" yönünde rapor verdi. Bu raporun ardından avukatların dilekçesi üzerine mahkeme, Adli Tıp'tan Saygun'un cezaevi şartlarında kalmasının hayatı için kesin bir tehlike arz edip etmediğinin belirlenmesi hususunda rapor düzenlenmesini istedi. Karar doğrultusunda Saygun, bugün sabah saatlerinde Silivri Cezaevi'nden Adli Tıp Kurumu'na sevk edilerek kontrolden geçirildi. Adli Tıp, Saygun'un sağlık durumuna ilişkin hazırlayacağı raporu İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderecek.


"BÜTÜN SORUMLULUĞU ADLİ TIP KURUMU'NA VE İSTANBUL ÖZEL YETKİLİ 10. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE AİTTİR"


Babasının sağlık durumunu anlatan bir mektup kaleme alan kızı Ece Saygun, "Babam Ergin Saygun'un kalbinin ef değeri, yani kalbinin vücuda kan pompalama oranı yüzde 30. Bu, kalbinin sadece yüzde 30'unun çalıştığı anlamına geliyor. Babam Ergin Saygun'un akciğerlerinin çalışma kapasitesi ise yüzde 44, bir başka deyişle akciğerlerinin kalan yüzde 56'sı ölü. Şunu da özellikle belirtmeliyim ki babam Silivri Cezaevi'ne kapatılmadan önce akciğerlerinin yüzde 66'sı çalışıyordu. Her gün takibini kendisinin yaptığı tam 25 adet ilaç kullanıyor ve şu anda tam 18 ayrı hastalığı var. Geldiğimiz noktada en temel sorumuz şu; sağlık durumu bu olan bir insan cezaevinde yaşabilir mi, yaşayamaz mı?" ifadelerini kullandı. Saygun mektubunda, "Olacakların bütün sorumluluğu Adli Tıp Kurumu'na ve İstanbul Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne aittir" dedi.


CT (MK) (FOTOĞRAF)