İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen Ergenekon Davası'nın 243. duruşmasında tutuklu sanık Fatih Hilmioğlu'nun savunma tanığı Karadeniz Teknik Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Türkay Tüdeş dinlendi. Yeminli olarak ifadesi alınan Tüdeş, 1996 - 2004 yılları arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde rektörlük yaptığını söyledi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Hilmioğlu'nun mahkemeye sunduğu dilekçesinde "19 Eylül 2003'te Jandarma Genel Komutanlığı'nın Bilkent'teki sosyal tesislerinde rektörlerin katıldığı iddia edilen yemekli toplantıda, Karadeniz Teknik Üniversitesi rektörünün de katıldığının iddia edildiğini" belirterek, Tüdeş'e bu toplantıda nelerin konuşulduğunu sordu. Tanık Tüdeş, "Ben böyle bir toplantıya katılmadım. Böyle bir toplantıdan haberim bile yok. Jandarma Genel Komutanlığı'nın ve tesislerinin nerede olduğunu da bilmiyorum" diye cevap verdi.


"BÜYÜK GÜRÜLTÜ KOPTU"


Mahkeme Başkanı Özese, "O dönemde YÖK yasa tasarısına rektörlerin karşı olduğu belirtiliyor. Tasarıyla ilgili hükümet yetkilileriyle ve komutanlarla görüşüldü mü?" diye sordu. 2002 yılında AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından YÖK kanunu değiştirme istediğinde olduğunu anlatan Tüdeş, "Üniversitelerarası Kurul'da 'Hükümet birşey hazırlayacağına, biz tasarı hazırlayarak hükümete verelim, biz teklif edelim' denildi. Hatta bunun için bir komisyon da kuruldu. Hazırlanan taslağı ünivesitelerarası kurulda görüşelim daha sonra YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e verelim fikri oluştu. 2004 yılının başında bir toplantı yapıldı. Teziç, taslağı görüşmeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a iletmiş. Bunun üzerine büyük gürültü koptu. Yıldız Teknik Üniversitesi'ndeki bu toplantıda ben en arka sırada oturdum. Hiç söz almadım. Zaten rektörlüğümün bitmesine 6 ay vardı. Arkadaşlarımız YÖK Başkanı Teziç'e, 'Kurulda görüşülmeden neden Başbakan'a verdi' diye çok ağır ithamlarda bulundular. Teziç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile görüşmüş. Sezer, tasarıyı Başbakan'a da sunabilirsiniz demiş." diye konuştu. Tanık Tüdeş bir kaç ay sonra ODTÜ'de yapılan toplantıya katıldığını belirterek, "Burada da Erdoğan Teziç'e ağır ithamlarda bulunanlar aksine yağ yakmaya başladılar. Ben de bu rektörleri eleştirdim" diye konuştu.


"BU GİBİ TOPLANTILARA İŞTİRAK ETMEDİM"


Mahkeme Başkanı Özese, "YÖK Yasa Tasarısı'yla ilgili Tuncer Kılınç (tutuksuz sanık) ile görüşüldü mü?" sorusuna tanık Tüdeş. "Biz Anadolu üniversitesi rektörleri sabah erkenden uçağa biner Ankara'ya geliriz. Toplantı bittikten sonra da koştura koştura uçağa bineriz. Ben bu gibi toplantılara iştirak etmedim. Belki Ankara'da oturanlar iştirak etmiş olabilirler ancak ben benim bilgim olmadı" diye cevap verdi.


Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, "Jandarma Genel Komutanlığı'nın Bilkent'teki sosyal tesislerinde toplantıya katılmadığınızı söylediniz. Yapılan aramalarda ele geçirilen Jandarma Genel Komutanlığı'nda hazırlanan gizli belgede, bu toplantıya katılan üniversite rektörleri arasında Trabzon Üniversitesi'nin de yazıldığı görülüyor. Sizin yerinize rektör yardımcınız gitmiş olabilir mi?" diye sordu. Tanık Tüdeş ise "Hiç malumatım yok efendim" diye yanıt verdi.


"HERHANGİ BİR YÜRÜYÜŞE KATILMADIM"


Tüdeş KTÜ'ye rektör olarak atandığı ilk yılda Genelkurmay Başkanlığı'nda düzenlenen brifinge katıldığını söyleyerek, "1996 yılında düzenlenen bu toplantıya 50 rektör katıldı. Toplantıya 14 paşa geldi. Aşırı sağ ve sol hareketlerin anlatıldığı bir brifing verildi. Ayrıca 12 Eylül askeri darbesinin ardında buna benzer brifingler verildi. Onun dışında Genelkurmay'da düzenlenen hiçbir toplantıya katılmadım" ifadelerini kullandı. "25 Ekim 2003'te cübbeleriyle birlikte Anıtkabir'e yürüyen rektörler arasında var mıydınız?" şeklindeki sorusuna tanık Tüdeş, "Belirtilen tarihte Ankara'daydım ancak herhangi bir yürüyüşe katılmadım. O tür şeylere tövbeliyim hep uzak durdum. 1984 yılında bu gibi toplantılara katılmamak için tövbe ettim" diye konuştu.


"ÇAY İÇMİŞLİĞİMİZ BİLE YOK"


Tüdeş, sanık Hilmioğlu’nu Üniversitelerarası Kurul'dan tanıdığını söyleyerek, "Üniversitelerarası Kurul dışında Fatih Hilmioğlu ile çay içmişliğimiz bile yok. Meşreplerimiz dahi farklıdır" diye konuştu. Söz alan Fatih Hilmioğlu'nun avukatı Mehmet Sever, "Müvekkilimin bu toplantıya katıldığı iddia ediliyor. Duruşmada daha önce tanık olarak dinlenen Yaşar Sütbeyaz da toplantıya katılmadığını dile getirdi. Bu da toplantıya ilişkin belgenin sahte olduğunu ortaya koyuyor" diye konuştu. Davanın tutuklu sanıklarından CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ı üniversitelerarası kuruldan tanıdığını söyleyen tanık Tüdeş, "Haberal Hoca herkesin tanıdığı bir hoca. Ancak Fatih Hilmioğlu'nu ve Haberal'ı tanımam. Haberal, Üniversitelerarası Kurul toplantılarına fazla katılmazdı" dedi.


"KEMAL GÜRÜZ'E OLAMAYACAĞINI SÖYLEDİM"


Tüdeş, davanın tutuksuz sanıklarından eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ile de bir kere görüştüğünü anlatarak şöyle konuştu:

"Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün (tutuksuz sanık) beni aradı. Kemal Gürüz, 'Tuncer Paşa'nın bir tayinle ilgili ricası var, mümkün mü' dedi. Tülay Bakır'ın profesör olarak üniversiteye dönmek istediğini söyledi. Ben de 'Bakalım' dedim. Daha sonra Kemal Gürüz'e olamayacağını söyledim. 'Sizin arkadaşınızsa eğer, müsade edin ben Tuncer Kılınç'a söyleyeyim' dedim. Gittim. Tuncer Paşa'ya 'Ben oraya yeni iki tane doçent atadım. Önünüzü tıkamayacağım, diye onlara söz verdim. Bu hanım üniversiteden ayrılmış. Tülay Hanım'ı doçent olarak istiyosa, alalım' dedim. O da telefonla bir yerleri aradı. Tülay Hanım 'Kabul etmiyormuş' dedi. Sonra Tülay Hanım Samsun'daki 19 Mayıs Üniversitesi'ne girdi. Şu anda da Ak Parti milletvekilidir" dedi.


"BUNDAN SONRA ÇOCUKLARIM VE ANNEM VAR BENİM İÇİN"


1984 yılında 34 yaşındaki karısının hayatını kaybettiğini anlatan Türkay Tüdeş, o günden sonra tüm olaylardan uzak durmak için tövbe ettiğini belirtti. Sağcı olduğu için birçok zorluk çektiğini anlatan Tüdeş, “Karım ölünce 12 ve 5 yaşındaki çocuklarımla kalakaldım. Biz karımla çok mücadeleler verdik, çok kavgalar ettik. Bizi çok ezmeye çalıştılar. Sağcı olmanın zorluklarını çektik. 12 Eylül’de en güvendiğimiz ordu biz sağcıları silindir gibi ezdi. Tüm kavgalarım dostlarım içindi. Sonra baktım ki etrafımda onlar için kavga ettiğim dostlarımdan kimse yok. Sonra dedim, bundan sonra sadece çocuklarım ve annem var benim için" dedi. Mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası verdi.


(BB)