İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon Davası'nda, dinlenen tanık beyanlarına ve dosyaya gelen belgelere ilişkin sanık ve avukatlarına söz verildi. Söz alan davanın tutuklu sanıklarından emekli Albay Dursun Çiçek, "Bir kişiyi tutuklamak, insanların yıllarca özgürlüklerini elinden almak hukuk cinayetidir. Bu cinayetin bir an önce son bulmasını istiyorum" dedi. Tutuklu sanık emekli Orgeneral Hasan Iğsız da, duruşmada Ak Parti Milletvekili emekli Tümgeneral Şirin Ünal dinlenilirken duruşmada bulunamadığını belirtti. Iğsız, Ünal'ın ifadesinde "12 Haziran 2009 tarihinde 'İrtica İle Mücadale Eylem Planı' belgesinin Taraf Gazetesi'nde yayınlanmasından sonra 2 albayla yanıma geldiğini ama Dursun Çiçek'in olmadığını" söylediğini anımsattı. Hasan Iğsız, Genelkurmay 2. Başkanı olduğu dönemde Dursun Çiçek'in, Şirin Ünal ile birlikte yanına geldiğini net olarak hatırladığını belirterek "Çiçek'e, bu şekilde bir emrimizin olmadığını, bununla ilgili yasal soruşturma başlattığımı ifade ettiğimde, isabetli olacağını, bu şekilde gerçeğin ortaya çıkacağını söyledi. Ünal geçen zaman içinde herhalde Çiçek'in içeri girip girmediğini tam olarak hatırlayamıyor" dedi.


HIFZI ÇUBUKLU: BURADA SORUŞTURMA YAPILIYOR


Tutuklu sanık Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu hukukun her alanında görev yaptığını belirterek bugüne kadar yapılan bütün duruşmalara katıldığını notlar aldığını söyledi. Tanık beyanlarına ve dosyaya gelen belgelere ilişkin sanıklara 15 dakika süre verilmesini eleştiren Çubuklu, "Adalete olan saygının ne olduğunu meslektaşlarım bilir. Bizlere tanık beyanlarında adımız geçmediği için söz verilmiyor Bunu anlamakta zorlanıyorum. Bu durumda tanıkların doğru söyleyip söylemediğini nasıl bileceksiniz. Tanıklar ve gizli tanıklar 5 yıl önce ifade vermiş. Ancak tanıkların 5 yıl önce söylediği iddialar hiç araştırılmamış. Tanıkların iddiaları araştırılırsa bir dakikada ortaya çıkar. Ben mecbur muyum tanıkları dinlemeye. Burada kovuşturma değil soruşturma yapılıyor. Böyle yargılama olmaz" diye konuştu.

"BİZ KURU İFTİRAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"


Gizli Tanık Akdeniz'in kendisi hakkındaki beyanlarına değinen Çubuklu, "Tanık, 15 milyon Dolar topladığımı söyledi. Ben bu iddianın neresini savunayım. 'Allah kuru iftiradan saklasın' diye bir söz vardır. Biz kuru iftirayla karşı karşıyayız" dedi. Duruşmada tanıkların yorum yaptıklarını savunan Çubuklu, "Andıcın içeriğinde bir suç yok" dedi. Genelkurmay bünyesindeki geçmişte işletilen internet sitelerini yasal hale getirmek için dava konusu andıcın hazırlandığının iddia edildiğini belirten Çubuklu, "Biz burada atamalı örgüt üyesi olduk. Böyle bir şey olur mu?" dedi. Evrak imhası ve bilgisayarların silinmesi işlemlerinden haberinin olmadığını belirten Çubuklu, "10 bin belgeden bir tanesine paraf attım diye örgüt yöneticisi olmak suçundan yargılanıyorum. Yapmayın Allah aşkına. Tanık dinletme talebim de olmadı. Aleyhime hiç bir belge yok. Kaçma şüphemde yok. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.

TUNCAY ÖZKAN: SAVCILIĞIN YERİNDE OLSAM BU İDDİANAMEYİ DÜŞÜRÜRDÜM


Tutuklu sanık gazeteci Tuncay Özkan, "15 dakika süre içerisinde 159 tanıkla ilgili kendimi ifade etmeye çalışacağım. Bunun olanağı ya da olanaksızlığıyla ilgili bir şey söylemek istemiyorum. Bu davada artık hukuki bir yorum yapmaktan zül duyuyorum. İddia makamının benimle ilgili yazdığı hiçbir şey doğru değildir. Yalandır. Ben savcılığın yerinde olsam bu iddianameyi düşürürdüm" ifadelerini kullandı.


"BAZI KONUŞMALARIMI İNGİLİZCE YAPACAĞIMI HABER VERİYORUM"


Ergenekon’dan tutuksuz sanık ancak Odatv Davası'ndan tutuklu bulunan Prof.Dr. Yalçın Küçük, ana dilde savunma hakkına ilişkin TBMM Adalet Komisyonu çalışmalarına dikkat çekerek şunları şöyledi: "Öyle anlıyoruz ki çok yakın bir zamanda insanlar hangi dilde rahat hissediyorlarsa o dilde konuşacaklar. Ben İngilizce ders de verdim. İngilizce kendimi daha rahat hissederim. Bazı konuşmalarımı İngilizce yapacağımı haber veriyorum."


Mahkeme Heyeti duruşmayı yarın saat 09.00'a erteledi.

(BB)