İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen 61'i tutuklu 256 sanıklı Ergenekon Davası'nın 183. duruşması başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmada emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Albay Dursun Çiçek, CHP İzmir Milletvekili gazeteci Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, İbrahim Şahin, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Danıştay Saldırısı dosyası sanığı Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 44 tutuklu sanık hazır bulundu. Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hasan Iğsız, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 14 tutuklu sanık ile duruşmalardan men cezası verilen tutuklu sanıklar Hikmet Çiçek, Osman Yıldırım, Mehmet Zekeriya Öztürk duruşmaya katılmadı. Duruşmada, Odatv Davası'nın tutuklu bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de hazır bulundu.


GAZETECİ NURAY BAŞARAN DİNLENDİ


Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tanık Nuray Başaran'ın dinleneceğini belirtti. Tanıklık hakları hatırlatılan ve tanıklık yemini yaptırılan tanık Başaran 2000-2006 yılları arasında Akşam Gazetesi'nin Ankara temsilciliği yaptığı söyledi. "2002 yılında değişik enterasan olaylar yaşadım" diyen tanık Başaran, "Beni en çok etkileyen olay ise 2 kişinin beni takip etmeseydi. Önce önemsemedim ama sonra baktım 12 yaşında olan kızımı da takip ediyorlar. Sonra durumu Mehmet Emin Karamehmet'e söyledim. O dönemde Pamukbank'a el konulmuştu. Mehmet Emin Karamehmet o konularla ilgileniyordu" dedi.


"TAKİP EDİLDİĞİMİ BAŞBAKAN ERDOĞAN'A ANLATTIM"


Başaran, "Recep Tayyip Erdoğan Başbakan seçildikten sonra konuyu Başbakanlığa giderek kendisine anlattım. Daha sonra gazeteye döndüm. Bir hafta sonra Başbakanlık'tan beni Mücahit Arslan diye biri beni aradı ve "Başbakan'a bir konudan bahsetmişsiniz. Görüşelim" dedi. Ben de 'Tamam' dedim. Gazionmanpaşa'da bir pastanede Arslan ile buluştuk. Ancak hemen yan masamızda ise beni takip edenler oturuyordu. Arslan Bey'e 'Konuyu size anlatayım ama beni mağdur edenler yanımızda oturuyorlar' diyince Arslan Bey, "O zaman makam aracıma geçelim' dedi. Daha sonra Arslan Bey, 'Sizi jandarmanın takip ettiği sonucuna vardık' dedi" diye konuştu.


"JANDARMANIN BENİ NEDEN TAKİP ETTİĞİNİ BİLMİYORDUM"


"Jandarmanın beni neden takip ettiğini bilmiyordum" diyen tanık Başaran, "Benim hiç TSK ile bir sorunum olmamıştı. Hatta görüştüğüm çayını içtiğim komutanlarda vardı. Araştırmalarım sonunda beni takip ettiren kişinin Levent Ersöz'ün olduğunu öğrendim. O dönemde MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tunçer Kılınç'tan (tutuksuz sanık) Ersöz ile görüşebilmek için yardım da talep ettim. Daha sonra Levent Ersöz'den randevu alarak görüştüm. Hatta ilk görüşmemizde Levent Ersöz'e 'Ya komutanım beni takip ettiriyormuşsunuz ben teslim olmaya geldim' diyerek espiri yaptım. Daha sonra 4-5 kez Levent Ersöz ile görüştüm. Bu sürede öğrendim ki mahkemeden kararı ile resmi olarak telefonlarımı da dinlenmeye başlanmış. Mahkeme kararında ise 'Sivas'ta bir PKK olayına karışma gerekçesiyle...' ifadesi yer alıyordu. Ancak ben hiç Sivas'a gitmedim. Ben Levent Ersöz ile görüştüğümde kendimi ona anlatmaya çalıştım" diye konuştu.


"MEYDANLARIN BAŞBAKAN'I TAYYİP ERDOĞAN"


3 Kasım 2002 yılında yapılan seçimler öncesinde partilerin genel başkanlarıyla illerde düzenlenen seçim mittinglerine gittiğini söyleyen Başaran, "Erdoğan'ın Osmaniye ve Gaziantep'teki mitingini izledim. Akşam Gazetesi'nde, 'Meydanların Başbakan'ı Tayyip Erdoğan' diye bir yazı kaleme aldım. Bu yazı nedeniyle tanıdığım komutanlardan tepki aldım. Benimle, 'Onları iktidara getirmek için zemin hazırladığım' şeklinde konuşmalar yaptılar. Ben de onları ikna etmeye çalıştım. Ben gazeteciyim. Mitingde gördüğüm resmi anlattım. Meydanlar farklı görünüyordu. Daha sonra, Ersöz'ün de bu yazı nedeniyle beni takip ettirdiğini öğrendim" dedi.


"BU KADIN HÜKÜMETE HİZMET EDİYOR"


Levent Ersöz ile makam odasında görüştüğünü, bazı görüşmelerinde yanlarında tutuklu sanıklardan emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un da olduğunu söyleyen tanık Başaran, görüşmelerin gizli kayda alındığını bilmediğini, kayıt yapılmadığını düşünerek Ersöz ile görüştüğünü anlattı. Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in soruları üzerine tanık Başaran, kendisinin 2000 yılında Akşam Gazetesi'nin Ankara temsilcisi olduğunu, Tuncay Özkan'ın da Çukurova medya grubuna 2002 seçimlerinden önce geldiğini anlattı.


"TUNCAY ÖZKAN'IN ASKERLERLE İYİ İLİŞKİLERİ VARDI"


Tanık Başaran, Tuncay Özkan'ın askerlerle iyi ilişkileri olduğunu öne sürerek, "Yaşadıklarımdam anladığım kadarıyla Ersöz ile iyi ilişkileri olduğunu gördüm. Ersöz, 'Özkan'ı neden ayırdınız. O iyi bir arkadaşımızdı. Atatürkçüydü. Bizimle birlikte hareket ediyordu. İyi görüşürdük. Mehmet Emin Karamehmet niye Özkan'ı ayırdı' dedi. Ben de medyada bu tür yer değişikliklerinin olağan olduğunu söyledim. 'Bütün gazetecilerin istifasıyla ilgileniyor musunuz' diye sordum. 'O Atatürkçü' dedi. Ben de Cumhuriyet kadınıyım. 'Ben de istifa etsem benimle de ilgilenecek misiniz' dedim. Ben Akşam ve Star'dan istifa ettiğimde kimse benimle ilgilenmedi. Tuncay Özkan'ın, benim yazdığım tespit yazılarımı Ersöz'e götürerek, 'Bu kadın hükümete hizmet ediyor. Böyle yazmaya devamederse biz bu hükümeti yıkamayız' dediğini duydum. Ayrıca Ersöz'e Özkan ve ekibinin masraflarını çok olduğu için kısıtlamaya gidildiğini, o nedenle de istifa ettiğini de söyledim. Ersöz'e bu olayın neden siyasi olduğunu düşündüklerini sordum" diye iddialarda bulundu. Duruşmaya öğle arası verildi.


(BB)