Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmralı Adası'nda ömür boyu hapse mahkum PKK lideri Abdullah Öcalan ile siyasi görüşmelerin başladığı iddialarına ilişkin, "Böyle bir görüşme söz konusu değil, bu anlayışla yaklaşmaları halinde kendi kapılarını da kapatırlar. Şu anda sadece bizim müsaade ettiğimiz HDP, daha önce BDP mensupları adaya gitmişlerdir, bir de istihbarat teşkilatımız gitmektedir. Bunun dışında bizim müsaademiz zaman zaman uluslararası veyahut sağlık noktasındaki gitmesi gerekenleri gönderdiğimiz olaylar olmuştur, asla bunun dışında siyasi bir heyetin, ekibinin oraya gitmesi veya basın mensuplarının oraya gitmesi böyle birşeye müsaade etmiş değiliz, böyle birşey yok, olamaz" dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Elinde molotofkokteylleriyle halkın bindiği otobüsleri yakanlar, yıkanlar bu ülkede barışın elçileri olamaz. Kalkıp da polisi yakan, yıkan, öldürmeye teşebbüs edenler herhalde, 'Ben barışı arıyorum' diyemez. Bütün esnafın camını, çerçevesini kıranlar, yakıp yıkanlar, yağmalayanlar herhalde barıştan yana olduklarını söyleyemezler ve işçiyi, Doğu'da, Güneydoğu'da alıp dağa kaçıranlar, annelerin yavrularını 'pikniğe götürüyoruz' diye alıp dağa kaçıranlar bu ülkede barıştan bahsedemezler, özgürlük mücadelesinden bahsedemezler, temel hak ve hürriyetlerden bahsedemezler. Bu gerçekler çok açık net ortada ve bunları ortada gördüğümüz halde hala bakıyorsunuz çıkıp rahatlıkla, 'biz barıştan yanayız, biz özgürlük istiyoruz, biz  işte bu ülkede temel hak ve hürriyetlerin savunucusuyuz' diyorlar, böyle de çok pişkinler ama artık benim milletim bunları pek yutmuyor, ben inanıyorum ki bundan sonra da yutmayacaktır. Bütün mesele belli bir ideolojinin kalıpları, dar kalıpları arasına sıkışıp kalmak değil, tam aksine halkımızın bütününü kucaklamak suretiyle bu ülkeyi bir refah ortamına bir mutluluk ortamına, elinde molotof kokteylle veyahut da illegal örgütlerle beraber yürümek değil, tam aksine bu ülke demokratik parlamenter sistemi kabul etmiş bir ülkedir. Beğenmiyorsak 'sandıkta bu işi değiştiririz, değiştirebiliriz' mantığıyla sandığa müracaat etmektir. Sandığın dışındaki yollar hiçbir zaman bu ülkenin huzurunu, refahını getirecek yollar değildir. Bunu özellikle hatırlatmak istiyorum."