Rize’nin İkizdere İlçesi'nde Ovit Tüneli temel atma töreninin ardından helikopterle Trabzon’a gelen Başbakan Erdoğan, Ak Parti 11'inci Gençlik Şöleni’nin düzenlendiği Avni Aker Stadyumu’na geçti. Gençlik Şöleni’ne Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in yanı sıra, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen yaklaşık 15 bin partili katıldı.

Stada gelişinde eşi Emine Erdoğan’la birlikte tribünleri selamlayan Erdoğan, kürsüye de koşarak gitti. Konuşmasına Yahya Kemal Beyatlı'nın şiiriyle başlayan Erdoğan, "Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik, bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik” dizeleriyle başlayan 'Akıncılar' şiirinin tamamını okudu.

Türkiye'nin bugün yine çocuklar gibi şen, yine doludizgin olup yedi kat arşa kanatlandığını söyleyen Erdoğan, "Türkiye, geçmişin hatırasıyla, mazinin ilhamıyla atiyi, istikbali fethediyor. Dikkat edin sevgili gençler, ordularla değil, doludizgin atlarla, topla, tüfekle, savaşla değil, gönüllerin fethiyle, barışın diliyle, uzlaşmanın, hoşgörünün, buluşmanın, kucaklaşmanın diliyle, bugün artık bir kez daha Türkiye Yüzyıl’ı başlıyor" dedi. Erdoğan, dünyanın her yerinde büyüyen ekonomisiyle Türkiye'nin konuşulduğu görüşünü savundu.

Büyüyen ekonomisiyle, barışa, kardeşliğe, dostluğa hizmet eden aktif dış politikasıyla bu yüz yılın Türkiye’nin yüzyılı olacağını vurgulayan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her birinizin bu imanı göğsünüzde taşımanızı rica ediyorum. İmanla, inançla, özgüvenle, umutla geleceğe bakmanızı rica ediyorum. Akif imanla ilgili olarak; ‘Bu konuda imansız olan paslı yürek, sinede yüktür’ diyor. Biz o inançla yürüyeceğiz. Omuzlarınızda ağır yük var. Ağır bir imtihandan geçiyorsunuz. Allah korusun, sizin başınız öne eğilirse bilin ki Gazze’nin, Kudüs’ün, Şam’ın, Saraybosna’nın, Kabil’in, Bağdat’ın gençlerinin başı öne eğilir. Onun için sizin başınız öne eğilmeyecek. Barışın, kardeşliğin, kucaklaşmanın türkülerini söyleyen gençler olacaksınız. Ülkenizin ve dünyanın gençlerine model oldunuz, örnek alınmaya devam edeceksiniz. Şunu da bilin; bu ülke sizin öz yurdunuz. Ne size ne de bu ülkenin 75 milyon vatandaşına artık hiç kimse garip muamelesi, parya muamelesi yapamaz.”

BİRİLERİ ANLAYAMADI

Atatürk'ün, 22 Nisan 1920’de ilgili makamlara ve valilere çektiği telgrafta, 'Bugünden, yani 23 Nisan 1920’den itibaren bütün sivil ve askeri makamların başvuracakları yegane merci Büyük Millet Meclisi olacaktır’ dediğini hatırlatan Erdoğan, "Maalesef cumhuriyet tarihimiz boyunca birileri bu ifadeyi hiç anmadı ve anlamak istemedi. Birileri 19 Mayıs ruhunu, 23 Nisan, 29 Ekim ruhunu da anlayamadı. Özümseyemedi, kabullenemedi. Milli iradeyi hazmedemediler. Milletin egemenliğini hazmedemediler. Ne yazık ki 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat’ta milli iradeye kastederek milletin tercihlerini yok saydılar" dedi.

CHP’YE YÜKLENDİ

Başbakan Erdoğan, ana muhalefet partisini eleştirirken de "Milli irade düşmanlığını görüyorsunuz. 27 Mayıs askeri darbesine bu CHP alkış tutmuştur. Merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarının asılmasına bıyık altından gülümseyerek seyirci kalmıştır. Bu CHP, 28 Şubat post modern darbesini alkışlamış, ‘ordu göreve’ diyenlerle omuz omuza iş tutmuştur. 27 Nisan bildirisi karşısında ‘altına imzamızı atarız’ diyecek kadar milletten, milli iradeden uzaklaşmıştır" dedi.

CHP'yi, orduyu tahrik edemeyince tahkir etmeye başladığını ileri süren Erdoğan, "Kendileri, yandaş yazarları, yarım porsiyon aydınlarıyla harekete geçiremedikleri orduyu, şimdi karalamaya, kötülemeye, hakaret etmeye başladılar" dedi. Erdoğan, milletten aldıkları güçle, çetelerin, mafyanın, karanlık suç örgütlerinin üzerine gittiklerini, demokrasiyi güçlendirmek, demokratik işleyişi hızlandırmak, özgürlükleri daha ileri standartlara ulaştırmak için kararlı bir mücadele verdiklerini söyledi.

CHP’YE 'PISAN KEDİ' BENZETMESİ

Genelkurmay Başkanlığı'nın önceki hafta yaptığı basın açıklamasına CHP'nin gösterdiği tepkiyi eleştiren Başbakan Erdoğan, "Her kurum kendisiyle ilgili iddialara, ithamlara, hakaretlere, asılsız söylentilere cevap verme hakkına sahiptir. Kendi alanıyla ilgili olduğu sürece her kurum kendisini, imajını, çalışanlarını elbette savunacaktır" dedi. Genelkurmay'ın eleştiride bulunan köşe yazarları ve sivil toplum örgütü temsilcilerine yönelik sert açıklamasını bu sözlerle haklı bulan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunda yadırganacak hiçbir şey yok. Bir kendini bilmez çıkacak, bu ülkenin şerefli askerlerine ağza alınmayacak hakaretler edecek ve o kurum da susacak. Kusura bakmasınlar. Ama çok enteresan bir şey oldu. Tüm tarihi boyunca yasamaya, yargıya, yürütmeye müdahale edilirken susan, çıtını çıkarmayan adeta kedi gibi pısan CHP, Genelkurmay’ın bu açıklaması karşısında kağıttan kaplana dönüştü. Ya siz kaplandınız da 28 Şubat’ta neredeydiniz? 27 nisan bildirisinin yayınladığı gün neredeydiniz? Bugüne kadar Genelkurmay açıklamalarına sesiniz çıkmıyor. Bugün size ne oldu? Tahrik edemediler, tahkir ediyorlar. Umutlarını kestiler, aşağılamaya başladılar. Demokrasiyi hazmedemediler. Yadırgadılar. İşi çirkinliğe, çirkefliğe vurdular. Bunlar tarihleri boyunca milletin yanında değil karşısında durdular. Sanmayın ki değiştiler. Bunlar aynı yerdeler.” ANNELER GÜNÜ MESAJI

Konuşmasında, bugünün Anneler Günü olduğunu da hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Bugün anneler günü. Sabah annelerinizin elini öptünüz mü? Arayıp anneler gününü kutladınız mı? Annelerinizin hayır dualarını aldınız mı?" dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bakın bir ağabeyiniz, bir genel başkanınız olarak sizlere çok önemli bir nasihatte bulunmak istiyorum, Sevgili annemi ben 57 yaşımdayken kaybettim. Bu yıl ilk kez annemsiz bir Anneler Günü idrak ediyor, buruk bir anneler günü yaşıyorum. 58 yaşında öksüzlüğün acısını yüreğimde taşıyorum. Onun için annelerinizin kıymetini bilin. Annenize babanıza, ‘öf’ bile demeyin. Sizin en güçlü zırhınız, en sağlam dayanağınız, en güvenilir sığınağınız, biliniz ki ayağının altına cennet serilmiş olan annelerinizdir. Annelerinizin hayır duasını alın. Yeri geldiği zaman annelerinizin ayaklarının altını öpün, orada cennet var, cennetin kapısı var. Ananızda öksüzler, yetimler varsa onları da muhabbetle şefkatle kucaklıyorum.Anne babalarınıza rahmet diliyorum. Şehit annelerimize bir kez daha sabır niyaz ediyorum. Bu stattaki ak gençlik tüm şehit annelerinin evladıdır. Bu vatanın evladı olarak onları ziyaret etmenizi sizlerden rica ediyorum.”

FENERBAHÇE TARAFTARINA SERT ELEŞTİRİ

Başbakan Erdoğan, konuşmasının son bölümünde dün akşam oynanan Fenerbahçe – Galatasaray maçı sonrası çıkan olaylara da değindi. Fenerbahçe taraftarı olduğunu söyleyince gruptaki bazı Trabzonluların tepki gösterdiği Erdoğan, "Galatasaray berabere kalmak suretiyle şampiyon oldu. Tebrik edeceksin, kutlayacaksın, alkışlayacaksın hepsini. Ben bir Fenerbahçe taraftarı olabilirim. Ama ben tebrik ettim, tebrik ediyorum ve alkışlıyorum" dedi. Fenerbahçe taraftarlarını sert dille eleştiren Erdoğan, "Maçtan sonra her tarafı yakıp yıkmak, bütün polis araçlarını devirmek. Bu nedir ya? Bunu biz terörde görüyoruz. Ama bu tribünlere terörü hakim kılmak isteyen zihniyeti de lanetliyorum. Burada eğlenip, dinleneceğiz. Bunu yapmamız lazım. Bu noktada üzgünüm, bu anlayışı telin ediyorum. Galatasaray’ı da tebrik ediyor, kutluyorum” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, seyircisiz oynama cezası alan takımların maçlarını izleyen kadınların da tribünlerde erkeklerden geri kalmadığını belirterek, "Erkekleri kadınlar ıslah edecek diye beklerken, baktım ki, hanımlarda da felaket bir tablo var" dedi.



ÖA(TM/ESM)